Van bölgesinde Medler, Urartular, Huriler, Gutiler, Romalılar birçok tarihi yapı bıraktı. Halkların binlerce yıl bir arada yaşadığı Van’daki tarihi miras yok oluyor. Tarihi yapıların büyük bölümü bilinçli bir şekilde tahrip edilirken, ayakta kalanlar ise ya yasak kapsamasına alındı ya da restore edilmeyerek yok edilmeye çalışıldı.
Bölgenin önemli turizm merkezi konumunda olan Van Gölü, doğal ve tarihi güzellikleri iç içe yansıtıyor. Dünyanın en büyük sodalı gölü olan Van Gölü’nde, birçok endemik kuş ve bitki çeşidi bulunuyor. Bu doğal zenginliği yanı sıra gölde Ahtamar, Çarpanak, Adır ve Kuş adaları var. Ahtamar, Çarpanak ve Adır adalarında tarihi kiliseler ve yapılar, yasaklar ve devletin bilinçli ilgisizliğinin kurbanı.
100 yıldır tahrip ediliyor
Çarpanak, 100 yıl öncesine kadar bir yarım adaydı. Van Gölü’nün suyunun yükselmesi sonucu bugünkü halini aldı. Adada 1915’e kadar da Ermeniler yaşıyordu. Daha sonra Ermeni halkına karşı yapılan soykırım nedeniyle ada boşatıldı. Adaki kilise ve manastır kaderine terk edildi. Sahipsiz kalan yapının büyük bölümü yıkıldı. Manastırın şapel, vaaz salonları, kütüphane, konuk evleri, yemek ve yatma odaları ile diğer bölemleri; mezarlığı bile bugün tamamen yok olmuş durumda. Çarpanak Adası’na, 1915’ten itibaren yerli ve yabancı turistlerin ziyaret edilmesi yasaklandı. Adanın ziyarete yasak olmasına rağmen kilisenin büyük bölümü tahrip edildi. Bugüne kadar restorasyon çalışması yapılmadı.
Tarihi 9. yüzyıla uzanıyor
Manastırın 1700’lü yıllardan kalma yazıtındaki bilgiler dışında bu yapıya ilişkin bir bilgi yok. Kilisenin kitabesinden öğrenildiğine göre 1462’de Etienne adında bir usta ve Keşiş Mimar Gregoire tarafından büyük ölçüde yenilendiği öğrenilmekte. Kilise, 1712–1720 yıllarında Mimar Koçbar tarafından yenilenmiş. Manastır topluluğunun tarihi ise 9. yüzyıla kadar iniyor.
Kaynak: Yeni Özgür Politika