Hovsep Hayreni: Hristiyan Halkları Yok Etmenin Son Halkası PONTOS RUM SOYKIRIMI Türkiye’de Tarihle Yüzleşmenin En Netameli Konusu

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu önceleyen 30 yılın (1894-1923) tarihi, bu toprakların kadim yerlileri olan Hristiyan halkların birbiri ardına yok edilmelerinin tarihidir. Bunun zirve noktasını oluşturan 1915 soykırımı, devletin bütün inkar çabalarına rağmen artık dünyaca tanınan bir gerçeklik olarak Türkiye’de de sorgulanıyor. Ama özellikle bu sürecin son halkası (1919’dan 1923’e) halen dokunulması daha zorlu bir tabu olarak kalıyor.…

Pontos Rumları: 19 Mayıs bizler için soykırımdır

19 Mayıs 1919’un Pontos Rumlarına yönelik soykırımın “en ölümcül darbesinin” başlangıcı olduğunu belirten Pontuslu Rumlar, bu tarihin aynı zamanda Kürtler, Aleviler ve diğer halklar için de soykırımı ifade ettiğini vurguladı. İttihat ve Terakki yönetimi tarafından 1915’te bir buçuk milyon Ermeni ve 300 bine yakın Süryani’nin hayatına mal olan tehcir ve soykırımın son halkası Pontus Rumlarına yönelik gerçekleşti.…

Trabzon’da Tarihi Ruhban Okulu ve Kilise Çürümeye Terk Edildi

“Trabzon’da camiiye dönüştürülen kiliselerin tekrar kilise olmasını istiyoruz ibadet hakkı gasp edilemez, kutsal mabetlerin orijinalliği bozulamaz tarihi yapının asıl sahiplerinin kullanması gerekmektedir. Bu binalar tarihi binalar. Sahip çıkılması ve korunması gerekiyor. Sadece ben böyle düşünmüyorum. O bölgede yaşayanlar da tarihi binaların korunmasını istiyor. Buraları bizim için bir değer ancak biz değerini bilmiyoruz.…

Emek Yıldırım: Doğu Karadeniz Taşralılığı

Bir süredir memlekete hakim olan ruhun taşralılığından ve merkezin de taşralaştığından daha sıklıkla bahsedilir oldu. Oysaki Türk siyasal kültürünü belirleyen temel dinamiklerden de biri olan, merkez ve taşra arasındaki gerilim hayli zamandır süregelen bir tartışmadır aynı zamanda. Osmanlı’nın son dönemlerinden yavaş yavaş başlayarak Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında ivme kazanan Batılılaşma, aydınlanma ve modernleşme çabalarının yarattığı başta merkezde olmak üzere vuku bulan ve taşraya da dayatılmaya çalışılan “medeniyet” dönüşümleri ise bu hususa yeni bir yön katmıştır.…

Tamer Çilingir: 19 Mayıs 1919 Pontos Rum Soykırımı

TBMM’nde 21 Ağustos 1922 yılında yapılan bir gizli oturumda Sinop milletvekili Hakkı Hami Bey öne çıkarak, hükümetinin sürgün politikasına karşı gelir. Yaptığı konuşmada şunları vurgular: “Eğer sürgünler insanların öldürülmesiyle ilgiliyse bu çok vahimdir. Dünyanın gözleri önünde bizi lekeliyor. Hükümet kendini savunamayacaktır. Ne yazık ki bugün, bir kez daha, araştırma komisyonuna gelip gelmeyeceğini ve gelirse onu kabul edip etmeyeceğimizi konuşuyoruz.…

Cengiz Aktar: Pontos Soykırımının 100. yıl dönümü

Pontos Soykırımı’nın yıllara yayılmış ama iradî bir yok etme süreci olduğu bugüne kadar ağırlıklı olarak yurtdışında yapılmış çalışmalardan anlaşılıyor. Memlekette ise konu inkâr ediliyor; ya hiç bilinmiyor ya resmî tarihin tahrifatı sonucunda yanlış biliniyor.

Akademinin ilgisi sıfır, kanaat önderlerinde gözle görülür bir çaba yok. Üstelik rejimin bunaltıcı baskısı 19 Mayıs’a rejim karşıtı olağanüstü bir anlam yüklemişken kimsenin diğer 19 Mayıs’ı görecek niyeti yok, rejim var oldukça da olmayacak.…

Sait Çetinoğlu: Pontos’un Zenginliği ve Pontos Soykırımı

Pontos’un Zenginliğine dair Genel Bilgiler (1)

Pontos Osmanlı coğrafyasının en gelişmiş bölgelerinden biridir gerek nüfusunun artısı, gerek kalkınmasından ve zenginliği açısından son derece önemli ve Pazar için üretim yapılan kapitalizme eklemlenmiş bir bölgedir. Bu nedenle aynı zamanda Pontos’taki canlı Helenizmin de kaynağıdır. Emmanuil Emmanuilidis bu canlılığın Ege sahilindeki Hellenizmle kıyaslandırılabileceğini söyler.…

Robin Amara: Bu Yıl Hangi Soykırımın Yüzüncü Yılı? (2)

Birinci bölümü sonlandırırken başta Yunanistan’ın ve genel olarak da Batı dünyasının bu meseleyi neden gündemleştirmediği sorusuna yanıt arayacağımı belirtmiştim. Tabii 20. yüzyıl sözkonusuysa dünyada karşıt iki siyasal eğilimin etkileşiminden de bahsediyoruz demektir. Bu halde Pontos Rum Soykırımı’nın gizlenmesinde sosyalist cephenin oynadığı rollere de bakmak durumunda olacağız.

İlkin yine 1919’a, Kurtuluş Savaşı’na gidiyoruz.…

Robin Amara: Bu yıl hangi soykırımın yüzüncü yılı? (1)

20. yüzyıl’a kadar devletlerin sahip oldukları asimilasyon yöntem ve araçlarının coğrafi olarak kuşatılmaya uygun olmayan bölgelerde işlemediği görülür. Fakat yeni askeri teçhizatlar sayesinde bu dönem kapanır. 20. yüzyılın soykırımlara kapı açan tarihini de bu bağlamıyla birlikte ele almak yanlış olmaz sanırım. Büyüyen rakamların trajedileri örtmesi de 20. yüzyılın alameti farikalarından maalesef.…

Ragıp Zarakolu: 19 Mayıs’a doğru

Selanik. İki yıl önce Helsinki’de Sınır Tanımayan Tarihçiler grubunun konferansına katılmıştım. Belirli dönemlere ve değişen siyasal konumlara ilişkin olarak tarihin nasıl farklı ağırlıklar verilerek yazıldığına, nelerin öne çıkarılıp nelerin perde gerisine itildiğine ilişkin ilginç bir tarih metodoloji tartışması da olmuştu. Selanik’te Tamer Çilingir ve Prof. Dr. Konstantinos Fotiadis ile katıldığım konferans, bana bunu hatırlattı.…