Ümit Kardaş: İttihat ve Terraki’den bu yana yasama-yürütme ve iktidar-muhalefet ilişkisi

II.Meşrutiyet, siyasal pratiğinde milletin ve temsilcilerinin bir yükselişi anlamına gelmemiştir. Önce hâkim parti, sonra da fiilen tek parti durumundaki İttihat ve Terakki baskı ve terör yöntemleriyle ve kısmen de ordu desteğiyle muhalefeti sindirmiş, ülkenin siyasal kaderini komplocu yöntemlerle belirlemiş, parlamento dışı müdahalelerle iktidar değişikliklerine gidebilmiştir. Bu durumda, meclis ve hükümet, İttihat ve Terakki karşısında gitgide silinmiş, partinin Merkez-i Umumisi siyasal sistemin gerçek karar organı durumuna yükselmiştir.…

Ümit Kardaş: Ezidiler: Acı ile özdeş bir tarih

IŞİD’in 2014’te Irak’ın Musul kenti yakınlarındaki Şengal bölgesine ve Ezidi yerleşim yerlerine düzenlediği saldırılarda binlerce kişi öldürüldü, 6 binden fazla kadın ve çocuk esir alındı. Katliamın sorumluları ise hesap vermedi.

IŞİD üyesi 27 yaşındaki Irak vatandaşı Taha al-J, yabancı bir terör örgütü üyesi olmak, insan öldürmek, insanlığa karşı suç işlemek ve Ezidilere yönelik soykırım iddiasıyla Almanya’nın Frankfurt kentinde hâkim karşısına çıkarıldı.…

Ümit Kardaş: İttihatçı devlet: Rumlar-Ermeniler-Araplar-Kürtler

Londra Antlaşması’yla Osmanlı İmparatorluğu sadece Rumeli’yi kaybetmemiş, Ortadoğu’da yaşayan Hristiyanları ve Arapları da kaybetmişti. Söz konusu unsurlar asimile olmamışlardı ve aynı ırktan oluşan yeni devletlerin imparatorluktan ayrılma başarısını göstermeleri nedeniyle de artık boyun eğmeleri mümkün değildi.

Helenizm’in Batı Anadolu ve Karadeniz (Pontos) bölgelerinden İç Anadolu’ya uzanması, Rumların eğitim ve ekonomik gelişme açısından Türklerden daha üstün olmaları Jön Türkler için korkutucuydu.…

Ümit Kardaş: Söz uçar yazı kalır

İttihatçıların kaybetme pahasına da olsa Araplara özerklik tanıma niyetleri yoktu. Kafkasya ve Türkistan düşleriyle kendinden geçmiş İttihatçıların ilk hedefi Fransız desteğiyle özerklik kazanmış olan Lübnan oldu. Lübnan’ın özerkliği 1 Kasım 1916’da kaldırıldı, Hıristiyan yönetici Ohannes Kuyumcuyan görevden alınarak yerine Pantürkist Ali Münif atandı. İstanbul mebusu Salih Cimgöz Meclis-i Mebusan’da olayı şöyle değerlendirdi.…

Ümit Kardaş: Türkler- Hıristiyanlar- Araplar

Londra Antlaşması’yla Osmanlı İmparatorluğu sadece Rumeli’yi kaybetmemiş, Ortadoğu’da yaşayan Hıristiyanları ve Arapları da kaybetmişti. Sözkonusu unsurlar asimile olmamışlardı ve aynı ırktan oluşan yeni devletlerin imparatorluktan ayrılma başarısını göstermeleri nedeniyle de artık boyun eğmeleri mümkün değildi.

Hellenizmin Batı Anadolu ve Karadeniz (Pontus) bölgelerinden İç Anadolu’ya uzanması, Rumların eğitim ve ekonomik gelişme açısından Türklerden daha üstün olmaları Jön Türkler için korkutucuydu.…

Ümit Kardaş: Klikya Ermeni Krallığı ve Zeytun

1080-1199 arası Çukurova bölgesi içinde yer alan Klikya’da beylik olarak yaşayan Ermeniler, 1199‘da bir krallık kurdular. Bu devlet, Ruben I isimli bir Ermeni beyi tarafından Bizans İmparatorluğu’ndan alınan toprak üzerine kuruldu ve zamanla Doğu Anadolu’ya yayıldı. Leon I devletin ilk kralı oldu. Başkenti ve kilisenin merkezi şimdiki Adana Kozan ilçesinin bulunduğu Sis şehriydi.…

Ümit Kardaş: Rafael Lemkin ve soykırım

Ümit KardaşRuanda Uluslararası Ceza Mahkemesi kararında “suçların suçu” olarak tanımlanan “soykırım” kelimesini ilk ortaya atan kişi Polonyalı Yahudi bir avukat olan Rafael Lemkin’di. Lemkin, 1948’te uluslararası bir suç hâline getirilen Birleşmiş Milletler Soykırımı Önleme ve Cezalandırma Sözleşmesi’nin kabul edilmesini öneren ve bu konuda yoğun girişimlerde bulunan bir hukukçuydu.…

Ümit Kardaş: Yirmi Kur’a askerleri

Konuyla ilgili ilk yazımda, II. Dünya Savaşı yıllarında Türkiye’deki gayrimüslimlerin askere alınarak toplumdan ve işlerinden uzaklaştırıldığını ayrıca eziyete tabi tutulduğunu belirtmiştim.Bu konuyu ilk defa araştırıp bir kitap hâline getiren Rıfat N. Bali’yi anmadan ve ona atıf yapmadan geçmek eksiklik ve kadirbilmezlik oluşturur.

Bali, “Yirmi Kur’a Nafıa Askerleri” isimli kitabında gayrimüslimlerin II.…

Ümit Kardaş: Hrant’ın ideallerini yaşatmak!

Hrant Dink, 19 Ocak 2007’de gazetesi Agos’un önünde planlı bir şekilde arkasından vurularak öldürüldü. Hrant, 1909’dan katledildiği tarihe kadar öldürülen 62. gazeteciydi. Ancak Hrant’ın hedef olarak belirlenmesinde etnik kimliği kadar hayatın ve toplumun içine taşıdığı değerlerin ve bu değerler uğruna yaptığı mücadelenin etkisi vardı.

Hrant, ruh hâlini son yazısında “ürkek güvercin” benzetmesiyle anlatıyordu.…

Ümit Kardaş: Ezidiler

İmparatorluk’ta, Anadolu’daki Aleviler gibi Ezidiler de bir kitap dininin mensupları olarak görülmüyor, heretik (sapkın) sayılıp dışlanıyorlardı. Onlar da Ermenilere yönelik şiddet politikalarından nasiplerini aldılar. Ölümden kurtulanlar zorla Müslüman yapıldı.

Cumhuriyetin Kürtlere uyguladığı asimilasyon politikası Ezidileri de kapsıyordu. Çünkü Ezidiler de Kürtçe konuşuyorlardı ve Kürtlerle bazı bakımlardan kültürel benzerliklere sahiptiler.

Devlet, Ezidilere vatandaşlık hakkı tanımış değildi.…