PYD Eş Başkanlık Danışmanı Dibo, bazı Ermeni ve Süryani kuruluşları tarafından açıklanan raporda PYD ve YPG’ye ilişkin öne sürülen iddiaları yalanladı. Raporu açıklayan kesimlerin BAAS rejimi ile yakınlığına dikkat çeken Dibo, bu çevrelerin bilinçli olarak Demokratik Özerk Yönetim sistemini hedeflediğini paylaştı.
PYD EŞ Başkanlık Danışmanlarından Sihanok Dibo, bazı Süryani ve Ermeni kuruluşlarının, YPG ve PYD’nin Til Temir, Til Hemis ve Hesekê’de Hıristyanların özel mülklerine el koyduğu, gençlerini zorla askere aldığı ve karar süreçlerine dahil edilmedikleri yönünde öne sürdükleri iddialara ANF aracılığıyla cevap verdi.
‘RAPOR BAŞTAN SONA YALAN!’
Açıklanan raporun içeriğini “Baştan sona kadar sorunlu” diye değerlendiren Dibo, raporda aktarıldığı gibi ‘Göçmen Mülkü Kanunu’ çıkarılmadığını, aktardı.
Demokratik Özerk Yönetim içerisinde yaşayan herkesin özel mülkiyetini koruma altına almanın Demokratik Özerk Yönetimin sorumluluk alanında olduğunu hatırlatan Dibo, “Özel mülkiyetin korunması konusunda çıkacak olan bir yasanın önceliği de Süryani, Asuri ve Arap halkımızın özel mülklerini korumayı başat bir görev olarak görür” dedi.
‘GÜNDEMİMİZDEKİ KANUN ARAP VE SÜRYANİ HALKININ MÜLKÜNÜ KORUMAYI AMAÇLIYOR’
Demokratik Özerk Yönetimin Hukuk Meclisi tarafından özel mükiyetin korunmasına yönelik bir kanun tartışması olduğunu açıklayan Dibo, bunun nedenlerini ise şöyle ifade etti: “Açıklanan raporda bahsi geçen, özellikle Süryanilerin yoğun olduğu Til Temir ile Arapların yoğun olduğu Til Hemis bölgeleri bir dönem DAİŞ çetelerinin işgali altındaydı. Buralarda yaşayan Arap ve Süryani halkından insanların çoğunluğu buraları terk etti. Bu bölgeler YPG/YPJ tarafından özgürleştirildikten sonra oraya geri dönüşler yaşanmaya başladı. Geri dönüşler ile birlikte Arap ve Süryani halkımızdan bazıları arasında sorunlar yaşanmaya başladı. Bazıları geri dönen kişilerin arazi ve mallarını gitmeden evvel kendilerine sattığını iddia ederek, geriye dönen insanların mallarını, mülklerini vermek istemiyordu. Bu nedenle sorunlar yaşanmaya başladı. Cizîrê Demokratik Özerk Yönetim bünyesindeki Hukuk Meclisi bu durum üzerine bir kanun ile özellikle buralardan savaş nedeniyle göç eden Süryani ve Arap kardeşlerimizin mülklerini koruma altına almayı gündemine aldı. Ancak daha yasalaşan ve sonuçlanan bir durum yoktur. Bu kanun ile amacımız kimsenin mülkiyetine el koymak değil, aksine bu bölgelerden ayrıldıktan sonra müliyetine başkaları tarafından el konulan insanlarımızın mülkiyetini korumak ve bu nedenle oluşabilecek olası husumetlerin önüne geçmektir.”
‘BAHSEDİLEN OKUL SÜRYANİ TOPLUMUNUN HİZMETİNDE’
Raporda söz edilen ve YPG tarafından el konulduğu iddia edilen Hesekê’deki Amal İlkokulu’na da kesinlikle el konulmadığını söyleyen Dibo, DAİŞ çetelerinin daha önce buraları işgal ettiği sırada bu tür binalara girdiğini ve buralardan saldırı düzenlediğini söyledi. Bu nedenle bu tarz binaların güvenlik nedeni ile bir dönem korunduğunu paylaşan Dibo, çetelerin temizlenmesinin ardından okula YPG tarafından kesinlikle el konulmadığını ve okulun şu anda Süryani halkının kontrolünde olduğunu belirtti.
YPG’nin Süryani gençlerini zorla askere aldığı yönünde raporda öne sürülen iddiaları da kesin bir dille yalanlayan Dibo, YPG’nin kimseyi zorlayarak saflarında askerlik yaptırmasının mümkün olmadığının tüm dünya tarafından bilindiğini ifade etti.
‘RAPORU AÇIKLAYAN KESİMLER REJİM İLE HAREKET EDİYOR’
Bu raporu açıklayan kesimler arasında kiliselerin yoğunlukta olduğuna dikkat çeken Dibo, “Kiliselerin işi, politik konularda açıklama yapmak değildir. Aynı şey camiler için de geçerlidir. Yönetim konularında zaten halkların seçilmiş temsilcileri var, onlar karar verirler. Kantonlarımızda kanunlar tüm halklardan temsilcilerin katılımı ile yapılıyor. Bu çevreler iyi niyetli değil. Bu çevreler rejim ile birlikte hareket ederek bilinçli şekilde Rojava Devrimi’ni ve halkların birliğini zedelemeye çalışıyor. Biz şeffaf ve açık bir yönetimiz, isteyen herkes bu konularda neler yaptığımızı gelip yerinde izleyebilir” diye konuştu.
SEDAT SUR – HESEKÊ
Kaynak: anfturkce.net