Ermeni Soykırımı’nın yıldönümü dolayısıyla İstanbul’da düzenlenen bir panelde konuşan Bilgi Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bülent Bilmez, bugün 1915’de yaşanan soykırımı konuştukları gibi, yıllar sonra bazı tarihçilerin de bugünlerde Kürdistan’da yaşananları konuşacağını söyledi. Bilmez, Türkiye’de ‘Bir daha asla’ denilen dönemden, ‘Bir daha, bir daha’ denilen döneme geçildiğini de belirtti.
24 Nisan 1915’te gerçekleşen Ermeni Soykırımı’nın 101’nci yıldönümünde Dur De Platformu ve Antikapitalistler Platformu tarafından İstanbul’da bir forum düzenlendi. “Soykırım, tanınsın, özür dilensin” başlığıyla Cezayir Toplantı Salonu’nda düzenlenen foruma, çok sayıda aydın, akademisyen, öğrenci ve yazar katıldı.
Forumun “Hrant Dink sonrası Ermeniler’in mücadelesi” başlıklı ilk bölümünde ilk olarak Dur De Platformu üyesi Ferhat Bakırcıoğlu söz aldı. Bakırcıoğlu, katliam ya da soykırım dendiklerinde akıllarına yalnızca Ermeni Soykırımı’nın değil, Rum, Kürt, Süryani katliamları ve soykırımlarının geldiğini söyleyerek sözlerine başladı. Yaşanan bu katliamlar ve soykırımlar sonrası halkların mallarına el konulduğunu söyleyen Bakırcıoğlu, “Acıların yarıştırıldığı bir dönemdeyiz. Buna karşı çıkmalı ve bundan sıyrılmalıyız” dedi.
Onun ardından söz alan Ermeni Müzisyen Stephan Efraryan ise söylediği şarkılarda Ermeni kültürünü hep var etmeye çalıştığı ifade etti.
‘Ermeniler Hrant’tan sonra politikleşti’
Forumda daha sonra üniversite öğrencisi ve Kamp Armen aktivisti olan İdil Ürgüt söz aldı. Ermeni meselesinin Türkiye’nin kuruluşundan itibaren var olduğuna dikkat çeken Ürgüt, sürgünlerden ve katliamlardan kurtulmuş çok sayıda Ermeni olduğunu vurguladı. Kamp Armen aktivistlerinden olan Arev Mirakyan ise, Ermenilerin Dink’ten sonra politikleştiklerini “Dink’ten sonra ya sessiz kalınacaktı ya da ses çıkaracaklardı. Biz sessiz kalmayanlardan olduk ve Kamp Armen’de birleştik. Bir avuç insan olmadığımızı ‘Hepimiz Hrant’ız, hepimiz Ermeniyiz’ sloganı atıldığında hissettik” sözleriyle dile getirdi.
‘Bir daha asla’ döneminden ‘Bir daha bir daha’ dönemine
Forumun bir sonraki oturumunun başlığı ise “Soykırımın inkarı ve Türk resmi argumanları” oldu.
Bu oturumda yer alan konuşmacılardan DSİP üyesi Atilla Dirim, geçmiş dönemlerde iktidarları eleştirenlerin Ermenilere yönelik baskı ve soykırımları görmediği gibi, bugün AKP’yi eleştirenlerin de Kürdistan’da yaşanan katliamları görmediği eleştirisinde bulundu.
Bilgi Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bülent Bilmez ise, Ermesi Soykırımı konusunda resmi söylemin giderek güçlendiğini ve halkın bu resmi söyleme inandığını uyarısında bulundu. Bilmez, “Şu anda 1915’de yaşanan soykırımla ilgili konuştuğumuz bugünlerde Kürdistan’da yaşananlara ilişkin yıllar sonra bazı tarihçiler gelecek ve bunları tartışacak. Türkiye’de ‘Bir daha asla’ denildiği dönemden, ‘Bir daha bir daha’ dönemine geçildi” diye konuştu.
‘Bu hakkı ödemenin yolu tazminattır’
Bilmez’in ardından Şehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İrvin Cemil Schick söz aldı. Soykırım kelimesinin neden önemli olduğu üzerinde duran Schick, “Türkiye soykırımı kabul ederse, tüm soykırımlar kabul edilecek ve Türkiye tazminat ödeyecek. Bence uygundur. Almanya halen bazı kişilere soykırım tazminatı ödüyor. Havaalanları yapan, üçüncü köprüyü yapan Türkiye tazminat ödeyecek bütçeye de sahiptir. Bu ülkenin ekonomisi bunu ödeyecek güçtedir. Türkiye’de herkes kul hakkı yiyor. Siz, Marmaray’a biniyorsanız, siz üniversite kampüslerine gidiyorsanız kul hakkı yiyorsunuz. Bu hakkı ödemenin yolu tazminattır” diye konuştu.
Bu başlık altında yürütülen tartışmaların ardından forum “Türkiye’de Ermeni Soykırımı’nın tanınması mücadelesi” başlığı ile devam ediyor.
Kaynak: diclehaber.com