19 gündür saldırıların aralıksız sürdüğü Efrin’de halklar bir yandan meşru savunma yaparken, bir yandan da birlik ve dayanışma gösterilerinde bulunuyor. Efrin’in tek kalmış Ermenisi Harot Kevork ise, belleğine işlenmiş soykırımı yeniden hatırlatıyor.
KENT KENT GEÇEN BİR YAŞAM!
Harot Kevork, Efrin’in son Ermenisi. 61 yaşında olan Kevork’un ailesi, 1915 yılında soykırımdan kurtulmuş. Önce Ezaz’a sonra Halep’e sürgün yemiş. 50 yıl önce Efrin’e gelen Kevork, Ermenilerin kadim mesleklerinden olan demircilik yapıyor. Dört çocuğu olan Kevork, bir yandan da Vatani Kavşağı boyunca uzanan cadde üzerinde nalbur işletiyor. Kevork, cadde üzerinde bulunan işyerlerini tek tek göstererek, giden Ermeni dostlarını yad ediyor.
ANTEP’TEN HALEP’E…
İç savaşın başladığı günlere değinen Kevork, Halep’ten birçok Ermeni’nin yine göç yoluna düştüğünü ve dış ülkelere gittiğini söylüyor. Efrin’e yönelik saldırıya sözü getiren Kevork, bir asır geçmesine rağmen yine saldırılara maruz kaldıklarını dile getiriyor.
‘SOYKIRIM BİR ASIR SONRA YİNE BİZİ BULDU’
“Ben Antep Ermenisiyim, 1915’te sürüldük” diye devam eden Kevork, şunları kaydediyor: “Soykırımda Halep’e gittik. Daha sonra Efrin’e geldik. Benimle birlikte birçok aile vardı. Çoğu yaşamını yitirdi. Diğerleri de savaştan dolayı başka yerlere göç etti. Efrin’de bir ben kaldım. Şimdi Efrin’de bütün halklarla birlikte bir yaşam kurduk. Hepimiz kentimize sahip çıkıyoruz. Türkiye 100 yıldır saldırılarına devam ediyor. O dönemlerde nasıl çocukları ve kadınları katlettilerse şimdi yine aynısını yapıyorlar. Soykırım bir asır sonra yine bizi buldu.”
ARTIK YETER!
Türkiye’den saldırılarına son vermesini isteyen Kevork, “Bu halkları öldürdüğünüzü yetmedi mi?” diye soruyor. Efrin’in savaş görmemiş tek kent olduğunu hatırlatan Kevork, şöyle devam ediyor: “Artık yeter. Kan dökmeyin. İnsanlara saldırmayın. Suriye’de savaş görmemiş tek yeriydi. İnsanların sığınağı haline gelmiş bir kenti niye yıkmaya çalışıyorsunuz?”
ERMENİCE ÇAĞRI
Ermenice dünya kamuoyuna seslenen Kevork, şu çağrıyı yapıyor: “Biz Türkiye’de yurtlarımızdan sürüldük. Buraya geldik, burada da bizi çıkarmaya çalışıyorlar. Biz bu savaşın ve saldırıların durmasını istiyoruz. Herkes bizi duysun. Çağrımız bütün dünya halklarınadır.”
Kaynak: meszopotamyaajansi.com