Nubar Ozanyan, Batı Ermenistan Dağlarında bir Devrimci

Ermeni milletinin kuşkusuz gurur duyduğu gerçeklerden biri de, Batı Ermenistan’ın kurtuluşu için Ermenilerin hak ve özgürlükleri için Türk padişahlarına karşı savaşan 19. yüzyıl sonlarında ulusal kurtuluş hareketinin kahramanlarıdır. Ermenistan tarihine Serob, Georg Chaush, Andranik Ozanyan ve diğer devrimcilerin isimleri altın harflerle yazılmıştır. Ancak çok az kişi, soykırımdan sonra bile, kahraman Ermenilerin Batı Ermenistan’ın dağlarında kaldığını, aynı devrimci mücadeleyi sürdürdüklerini ve aslında yukarıda bahsedilen ulusal kurtarıcıların torunları olduklarını biliyorlar.…

Tomas Çerme: Mardin Şehrinin Son Ermenileri

Mardin kenti fiziki görünüm olarak, yüksek tepenin üstünde Masis savaş kalesine dayanmaktadır. En yüksek noktasında kalesi yer almaktadır. Mardin dört mevsimi de birbirinden güzel olan bir kenttir. Eski çağlarda oldukça hareketli bir geçmişi olduğu bilinen şehir kısa aralıklarla çeşitli birimlerin yönetim dönemlerini yaşamıştır. Sırasıyla Arşakuniler, Persler, Dikranlar, Romalılar, Bizanslılar… M. S.…

Yektan Türkyılmaz: Türkiye Ermenileri kalmadı, İstanbul Ermenilerinden bahsediyoruz

Etnik aidiyetin hiç istenmeyecek kadar önemli olduğu bu coğrafyada Ermeni olarak yaşamanın zorluğu Dağlık Karabağ meselesiyle tekrar hatırlandı. Daha da doğrusu hatırlatıldı. Azerbaycan-Ermenistan arasında dün sabah itibariyle ateşkes yapılsa dahi şu birkaç günün verdiği mesaj ne yazık ki geçmişin tecrübesinden ayrı bir yerde değil. Nispeten Ermenilerin daha çok yaşadığı muhitlerde, Agos Gazetesi’nin ofisine yıllarca ev sahipliği yapmış Halaskargazi Caddesi üzerinde, aynı zamanda Hrant Dink’in öldürüldüğü yerde Azerbaycan ve Türkiye bayraklarıyla araç konvoyu yapılırken Ermeniler ne hissetti?…

Ermeniler Irak’ı terk ediyor

Canêt Nizar Boliyan, Ninova’nın Telafer ilçesinde yaşayan Ermeni bir kadın. 1915 soykırımında ailesi Urfa’dan kaçarak, Irak’a geliyor. Boliyan, 6 yıl önce DAİŞ’in bölgelerine gelmesiyle evlerini terk ederek, Güney Kürdistan’ın Dihok kentine yerleşiyor. Boliyan hikayesini, “Atalarımızdan yer değiştirmeyi miras aldık. Her nesil bir bölgeden diğerine göç ediyor’’ sözleriyle özetliyor.

Bu sadece kaderimiz

Yoğun göç nedeniyle Irak’taki Ermenilerin sayısının önemli ölçüde aldığını söyleyen Boliyan, “Osmanlı İmparatorluğu’nun bize yaptığı haksızlıktı… DAİŞ’de bize aynı şeyi yaptı.…

Sait Çetinoğlu: Katliamlar ve Soykırımlarla Zorla Müslümanlaştırılan Kayseri Ermenileri…

Tarihi gerçekler bazen hiç ummadığın bir yerden fışkırır. Tarihi gerçekleri saklamanın hiçbir yararı yoktur. Mezarlığı yok edersin mezar taşları tren yolu üst geçitlerinden gülümser yada sembol binaların duvarlarında… Malatya’da olduğu gibi. Osmanlı Ermenileri 1894-96 katliamlarında kitlesel olarak zorla Müslümanlaştırma başlamış 1915 soykırım sürecinde ihtiyaca binaen tehcirden muaf tutulup tarihsel topraklarında kalan Ermenilerin  de  tamamı zorla Müslümanlaştırılmış ve Müslüman adlar verilmiş, herşeylerini kaybetmenin yanında ruhları da çalınmıştır.…

İra Tzourou: En klişe örnekler ile Ermeni Milliyetçiliği devam

500 küsür kardeşimiz dondurma külahlı yazımı almış paylaşmış. Yaz sıcağında akşam okurlar gülerler eğlenirler 3 – 5 şey de öğrenirler, bildiklerini tazelerler niyetine yazdıydım. Ya uzun oldu dedim, millet uzun uzadıya fermanlar okumasını sevmez. Şu bilim adamını mı koysam, bu ilk kadını mı koysam, buna deymiş buna deymemiş kırpa kırpa bir yazı çıktı.…

Toros Korkmaz: Türkiye’de Ermenilik Halleri

Türkiye’nin Ermeni meselesini tarihsel, siyasal ve sosyolojik yönlerden inceleyen birçok akademik yazı çıkmıştır. Bu yazı akademik bir yazı değil. Yazının konusu, yazarın Ermeniliğin Türkiye’de yaşanma hallerine dayalı uzun yıllara dayalı tespitlerinden oluşuyor. Kendisi de Ermeni kökenli bir aileden geldiği ve Ermeni meselesi üzerine akademik çalışmalar yaptığı için bu konudaki tespitleri Türkiye’deki Ermenilik hallerine insani açıdan bakmayı amaçlıyor.…

Alin Ozinian: Ak-Patrik Maşalyan

Yıllardır kriz anlarının temcit pilavı “Ayasofya’nın cami olarak ibadete açılması” tartışması yine gündemde, hem de hiç olmadığı kadar. Koronavirüs yüzünden daha da sersemlemiş ekonomi, AKP’nin içinden bir DEVA partisinin en sonunda ortaya çıkması, gittikçe oy kaybeden AKP, HDP başta olmak üzere farklı siyasi grupların hoşnutsuzluğu ve belki de en güçlü dönemini yaşayan AKP-MHP kenetlenmesi, Ayasofya’nın neden gündemde tutulduğunu açıklamaya yeterli.…

Özge L. İspir: Dedeler, Torunlar, ‘Bizim Ermeniler’ ve Lobiler- 2. Bölüm

Hrant Dink’in öldürülmesinden sonra, kendilerine “Hrant’ın Arkadaşları” diyen gruptan bir kısım akademisyen/gazeteci/sanatçı Türkiyeli aydının inisiyatifinde gelişen “Ermenilerden Özür Diliyorum” kampanyası başladı (1). Marc Nichanian’ın Edebiyat ve Felaket isimli kitabında bu tarz bir özürün özür olamayacağını söyleyerek eleştirdiği; inkar politikasının daha incelikli bir biçimiyle karşılaştığımız ve soykırımdan “Büyük Felaket” diye söz eden bu kampanya sadece inkar politikasını devam ettirdiği için değil, çok tepeden ve antidemokratik bir metni, kampanyaya destek vermek isteyen katılımcılara dayattığı için de eleştirilebilir.…

Özge L. İspir: Dedeler, Torunlar, ‘Bizim Ermeniler’ ve Lobiler – 1. Bölüm

“Ver Ermeni’yi bana onu öldürmeliyim ben. Cennete gideceğim. Bu Ermeni’yi de öldürürsem benim sayım tamam olacak. Cennete gideceğim. Ver onu bana da sevabıma gir.”  Yaşar Kemal- Yağmurcuk Kuşu   

Ermenilerin “yokluğunu” öğrendiğimde okula gitmeyecek kadar küçüktüm. Annemin kuşaklar boyu molla tedrisatından yetişme ailesi ile babamın seküler ailesi arasındaki kültür çatışması olmasaydı ve bir gün sokakta oynarken molla olan dedem beni yanına çağırıp dini bilgiler sınavına çektikten sonra diğer dedemi kastedip müstehzi bir ifadeyle “Git o Ermeni dölü dedene söyle sokakta oynamana izin vereceğine sana biraz Allah-kitap öğretsin” diyerek bir el hareketiyle yanından kovmasaydı, muhtemelen daha geç öğrenecektim.…