Ermeni Soykırımı’nın 99 yıldır inkâr edildiğini belirten İHD, “İnkar en kapsamlı, en etkili, en kalıcı, en yaygın insan hakları ihlalidir, çünkü çarpan etkisiyle çoğalan sayısız insan hakları ihlaline kaynaklık eder, teşvik eder, cesaretlendirir. Adalet ve hakikat için Ermeni Soykırımı’nın inkarına son” diye belirtti.
İHD Genel Merkezi tarafından 1915 yılında gerçekleştirilen Ermeni Soykırımı’na ilişkin yazılı açıklama yapıldı. Açıklamada, Birinci Dünya Savaşı’nın hemen öncesinde, İstanbul Ermeni Patrikhanesi’nin verilerine göre, Osmanlı İmparatorluğu’nda yaklaşık 2 milyon Ermeni’nin yaşadığı hatırlatılarak, “Kent, kasaba, mahalle, köy olarak batıdan doğuya, kuzeyden güneye, Küçük Asya’nın her yerinde tam 2 bin 925 Ermeni yerleşimi bulunuyordu. Buralarda yaşayan Ermeni cemaatlerinin bin 996 okulu, 173 bin erkek ve kız öğrencisi, 2 bin 538 kilise ve manastırı vardı” denildi.
‘Ermeni yerleşim yerleri yıkıldı’
1915’te başlayan soykırım ve sonrasında, Cumhuriyet dönemindeki politikalar sonucunda yerleşim yerlerinden geriye hiçbirinin kalmadığına dikkat çekilen açıklamada, şunlar kaydedildi: “Kalanlar artık Ermeni yerleşimi değildi. 60 bin civarında olduğu tahmin edilen bugünkü Ermeni nüfusu, en yoğun olarak İstanbul olmak üzere, büyük çoğunlukla üç büyük şehre dağılmış olarak yaşıyor. Devlet Ermenileri imha etmekle kalmadı. İzlerini de sildi. Bugün Ermenilerin yoğun olarak yaşadığı yerlerde onlardan iz bulamazsınız. Kiliseler doğa koşullarının tahribine bırakılmakla kalmadı, topa tutularak, dinamitlenerek yıkıldı. Anadolu’daki okulların hiçbiri artık yok. Soykırım’da sadece insanlar kitleler halinde katledilmedi, okulları, kiliseleri, mezarlıkları, manastırları, işyerleri ile tüm bir toplumsal yapı yok edildi.”
‘1915’te Anadolu’daki halklar soykırıma uğratıldı’
“1915’te başlayan süreçte, Anadolu’nun diğer Hıristiyan halkları, Süryaniler Nasuriler, Êzidîler, Keldaniler ve Rumlar da soykırıma uğratıldı. 20. yüzyılın başında bugünkü Türkiye sınırları içinde her beş kişiden biri, yani nüfusun yüzde 20’si Hıristiyan, Yahudi yada Êzidî gibi farklı dinsel inançlara sahipti. Bugün bu oran binde 1’in altında” denilen açıklamada şunlar belirtildi: “Soykırım yalnızca tüyler ürperten katliamlardan, nehirlerden cesetlerin akmasından, vadilerin parçalanmış insan bedenleriyle dolmasından ibaret değil. Soykırım ölümün tercih edildiği, ölümün kurtuluş olduğu, insanın insanlıktan çıkarıldığı korkunç bir sürgünden, yollarda saldırıya uğrama, açlık, hastalık ve tecavüzden, kuşaktan kuşağa aktarılan derin bir yaradan, tarif edilemez, telafi edilemez, bağışlanamaz bir zulümden ibaret de değil. Soykırım aynı zamanda soygun, talan, yağma, muazzam bir hırsızlık. Hırsızlık soykırım kurbanlarının, değeri hesaplanamayacak boyutlardaki taşınmaz mallarıyla, işlikler, bağlar, bahçeler, tarlalar, konaklar, evler, hastaneler, manastır ve kilise arazileriyle de sınırlı değil.”
’99 yıldır Ermeni Soykırımı inkar ediliyor’
Ermeni Soykırımı’nın 99 yıldır inkar edildiğinin vurgulandığı açıklamada, “İnkar, sadece ‘ben yapmadım’ demek değil. İnkar, ‘yaptık çünkü hak etmişlerdi’ demek. Televizyonlarda devlet erbabının, inkarcı tarihçilerin, ‘saygın aydın ve yazarlar’ın, yüzleri kızarmadan soykırımı meşrulaştırmaları, yapılanı aklamaları demek” denildi. “Biz, insan hakları savunucuları diyoruz ki, soykırım bir politika, bir diplomasi, bir uluslararası ilişkiler konusuna indirgenemez. Soykırımın her şeyden, ama her şeyden önce devlet eliyle gerçekleştirilen en kitlesel insan hakları ihlali olduğu unutulamaz” denilen açıklamada, şunlar kaydedildi: “İnkar en kapsamlı, en etkili, en kalıcı, en yaygın insan hakları ihlalidir, çünkü çarpan etkisiyle çoğalan sayısız insan hakları ihlaline kaynaklık eder, teşvik eder, cesaretlendirir. Bu yüzden Ermeni Soykırımı’nın 99. yıldönümü olan 24 Nisan 2014 günü, İnsan Hakları Derneği’nin tüm şube ve temsilciliklerinde aynı anda bir kez daha var gücümüzle haykırıyoruz. Adalet ve hakikat için Ermeni Soykırımı’nın inkarına son.”
Kaynak: Özgür Gündem