Hovsep Hayreni: Soykırımın 106. Yılında Tarih ve Bugün

Yüz yılın üzerinden altı yıl daha aldık. Zaman değişiyor, nesiller yenileniyor, Türkiye’ye hakim olan zihniyet değişmek ve yenilenmek bilmiyor. İçerde daha zalim, dışarda daha barbar saldırganlık peşinde olan bir yönetimden soykırımlarla yüzleşme ahlâkı beklenemez tabii. Yalnız iktidarın değil, HDP dışında hepsi aynı mayadan olan iç muhalefetin de birleştiği bir konudur bu.…

Sait Çetinoğlu: Ankara Rumları ve Ankara Ermenilerinin Ata Topraklarında Tüketilmesi

1916 Büyük Ankara Yangınında[1] enkaz olan Aziz Klementos Kilisesi bitişiğinde[2] büyüyen[3] Androniki Karasuli Mastridu’nun Atina’da  1966 yılında yayınlanan Kayıp Vatanımdan Hatıralar (Ankara’daki Hayatım), başlıklı anılarında, 1916, yirmidokuz Ağustos pazartesi günü. Sabah henüz kalktığımızda, havada bir bulanıklık ve gökyüzünde kırmızı alevler vardı. sözleriyleanlatmaya başladığı ve Ankaralılar için unutulmaz bir yıl olan 1916’da, büyük bir yangın sekiz bin Hıristiyan evini kül etmesiyle sonlanan Ankara Yangını ayrıntılı nakletmesinin yanında Ankara Rumlarının yaşamı ve  Ankaradaki tehcirleri, ölümleri  de ayrıntılarıyla paylaşır.…

Sait Çetinoğlu: Diyarbakır Vilayeti’nin Soykırım Öncesi (1914) Sosyo – Ekonomik Özeti ve Soykırım – II

«Bu yurdu yalnız Ermeniler değil Geldaniler,[1] Asuriler de istiyorlar. Bunların hepsine yurt vermek lazım gelirse bize yurt kalmaz. Bizden o kadar çok fazla yurt istiyorlar.»[2]
Tanrının bir lütfu olarak Savaş!

Resmi tarih, Osmanlı’nın Savaşa bilinçli olarak değil, tesadüfen tekrarlar, buna göre de bir senaryo hazırlar: Alman gemilerinin Sivastopol’u bombalaması ile Osmanlının Almanlar tarafından fiilen savaşa sokulmuştur.…

Hovsep Hayreni: Hristiyan Halkları Yok Etmenin Son Halkası PONTOS RUM SOYKIRIMI Türkiye’de Tarihle Yüzleşmenin En Netameli Konusu

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu önceleyen 30 yılın (1894-1923) tarihi, bu toprakların kadim yerlileri olan Hristiyan halkların birbiri ardına yok edilmelerinin tarihidir. Bunun zirve noktasını oluşturan 1915 soykırımı, devletin bütün inkar çabalarına rağmen artık dünyaca tanınan bir gerçeklik olarak Türkiye’de de sorgulanıyor. Ama özellikle bu sürecin son halkası (1919’dan 1923’e) halen dokunulması daha zorlu bir tabu olarak kalıyor.…

Meline Anumyan: Gevorg Vardanyan’ın “Osmanlı İmparatorluğu’nda Yunan nüfusu ve Küçük Asya felaketi (1914-1923)” kitabı

Jön Türklerin ve Kemalistlerin soykırımcı siyaseti Ermenilerin haricinde, diğer Hıristiyan halklar, özellikle de Yunanlılar ve Süryanilere yönelik tezahür etmiştir. Jön Türkler ve onların varisleri olan Kemalistlerin Ermeni katli siyaseti ile ilgili genel bir fikir edinme imkânı sağlayacak olan, Osmanlı İmparatorluğu’nda ve Kemalist Türkiye’de Yunanlılar ile Süryanilerin imha edilme siyasetinin incelenmesi, modern soykırım ve özellikle de Ermeni Soykırımı araştırmaları açısından önem kazanmaktadır.…

Nevzat Onaran: Dersim’de ‘Tunç Eli’ kırımı

1915’ten 1938’e ve bugüne… Irkçılık, devleti kurumsallaştıran resmi ideolojinin yapısal icraatıdır. Ambalajı da, “ayrımız-gayrımız yok” ya da “birlik beraberliğimiz” söylemidir. Irkçılığın sokaktaki kitle tabanı, hep diri tutulur ve gerektiğinde kapağı açılan gazoz gibi hemen köpürür. Böylesi bir harekâtla Aysel Tuğluk’un annesinin naaşı mezarından çıkartıldı ve faillere de karakolda “aferin” denildi. Irkçılık her an kendini görünür kılar; çevremize bakmamız yeterlidir.…

Sait Çetinoğlu: Utancın Ölümden Daha Beter Olduğu Bir Süreç: 1895-96 ERMENİ KATLİAMLARI

Üzüntü ve korkudan çılgına dönmüş erkek, kadın ve çocuklar sürü sürü sığınak olarak kiliselere doluşurken orada kurban edilmeyeceklerini sanıyorlar. Başka da yapacak ne var ki zaten? Fakat yüzlerce kilise ve manastırın küle dönüştürülmesi ve bu Hristiyan gâvurluğunun kökü kazınmak isteniyorsa geriye kalanlar teferruattan ibarettir. Kilise ve manastırlara sığınan yüzlerce insan varsa n‘olmuş yani?

Serdar Korucu – Emre Can Dağlıoğlu: “Gayrimüslimlerin Hepsini Mahvedecek miyiz?”

15 Mayıs 1919’da Yunanistan Krallığı ordusunun İzmir’e yaptığı çıkartmayla başlayan “Türk-Yunan Savaşı,” 9 Eylül 1922’de Kemalist güçlerinin yaklaşık üç buçuk yıl önce terk ettikleri şehre girmesiyle sona erdi.

Bu savaşın ardından nihai barış ise 24 Temmuz 1923’te Lozan’da imzalanan anlaşmayla sağlanmış oldu. Türk tarafı için sıra, bu zaferin tadını çıkarmaya gelmişti.…

Tamer Çilingir: 19 Mayıs 1919 Pontos Rum Soykırımı

TBMM’nde 21 Ağustos 1922 yılında yapılan bir gizli oturumda Sinop milletvekili Hakkı Hami Bey öne çıkarak, hükümetinin sürgün politikasına karşı gelir. Yaptığı konuşmada şunları vurgular: “Eğer sürgünler insanların öldürülmesiyle ilgiliyse bu çok vahimdir. Dünyanın gözleri önünde bizi lekeliyor. Hükümet kendini savunamayacaktır. Ne yazık ki bugün, bir kez daha, araştırma komisyonuna gelip gelmeyeceğini ve gelirse onu kabul edip etmeyeceğimizi konuşuyoruz.…

Karadeniz kana bulandı

Devrimci Karadeniz Gençliği İsviçre’nin Zürih kentinde Pontus Soykırımı’nın 100. yılında bir anma etkinliği düzenledi. Türkiyeli ve Kürdistanlı birçok kurumun destek verdiği anma etkinliğinde Pontus Rum halkına uygulanan soykırım, yapılan konuşmalarla kınandı.

Anmada ilk konuşmayı Devrimci Karadeniz Gençliği adına Erhan Çalparmak yaptı. Çalparmak yaptığı konuşmada Nükleer Santrallere ve HES’lere karşı mücadele ettiklerini belirterek, ’’40 yıldır devam eden Kürt Özgürlük mücadelesine savaşmaya gönderilen gençlerimizin bilinçlenmesini sağlamaya çalışıyoruz’’ dedi.…