’Çocukları ve torunları toprakla uğraşırken gelinleriyle kızları da ev işlerini paylaşmışlardı; kendi de evlerinin kapısı önünde, tahta sekide bağdaş kurup oturur, dut ağacının gölgesinde eğirirdi. Gününü böyle geçirirdi…
‘’Saatler geçer, oğullarının, torunlarının tarladan dönüşünü bekleyerek eğirir, eğirirdi. Şimdi çocukları, torunları yoklar, ev harabe oldu, dut ağacını alaşağı ettiler, sekisi yok, pamuğu yok, ama yaşlı kadın yine de eğiriyor, öylece boşlukta eğiriyor.…