“Biberyan okurlarını İstanbul’daki küçük burjuva ahlâkının ve görünmez aile zorbalığının tehlikeli sularına daldırıyor.”
Zaven Biberyan benim için sadece hayal meyal bir isimdi. Kesinlikle ilginç bir yazar olmasına karşın, yine de Ermenilerin çoğu için tanınmayan biri olarak ünlenmişti. Gayet şaşırtıcı bir biçimde, benim bakış açım da Fransız ya da Halep Ermenilerininkiyle aynıydı: Sanki 1915, Türkiye Ermenileri arasında bütün entelektüel ve şairane yaşamı yerle bir etmemiş gibi Ermenice yazan büyük bir yazar ancak İstanbul’dan çıkabilirdi.…