6-7 Eylül Türkiye tarihinin utanç sayfalarından biridir. Atatürk’ün Selanik’teki evinin kundaklandığı yalan haberleri üzerinden derin devlet eliyle harekete geçirilen ırkçı ve milliyetçi çevreler bir katliam ve yağma gerçekleştirdiler. Başta Rum yurttaşlarımız olmak üzere, Ermeni, Yahudi ve diğer Müslüman olmayan halklara yönelik bu saldırı Türkiye toplumunun ve devletinin hala hesaplaşmadığı, görmezden geldiği karanlık ve acı tertiplerden biridir. Bir Özel Harp Dairesi işi olan 6-7 Eylül, insanlığa karşı işlenen bir suç olarak tarihe yazıldı. Ancak bu katliam hakkında hiçbir ciddi yargılama ve yüzleşme gerçekleştirilmedi.
İstanbul, İzmir ve Adalar’da Rumlara karşı 6 Eylül’de başlayan ve 7 Eylül’de sürdürülen saldırı ve yağmada, Rum, Ermeni ve Yahudi 12 kişi katledildi, yüzlerce insan yaralandı, yaklaşık 400 kadına tecavüz edildi. 4.214 ev, 1.004 işyeri, 73 kilise, bir sinagog, iki manastır, 26 okul ile aralarında fabrika, otel gibi yerlerin bulunduğu 5.317 mekân saldırıya uğradı.
Sıkıyönetim ilan edilip olaylar durdurulduğunda, artık Türkiye değişmişti. Farklı dillere, kültürlere, inançlara sahip insanların yaşadığı, tarih ve kültür mirasına sahip İstanbul, artık Cumhuriyet’in tek dilli, tek inançlı, tek kültürlü İstanbul’u olmuştu. Çünkü bu saldırıdan sonra can güvenliği kalmayan özellikle Rum yurttaşlar büyük ölçüde göç ettiler. Bu tertiple bir yandan etnik temizlik gerçekleştirilirken, bir yandan da Müslüman olmayan ahalinin mal ve servetlerine el konuldu.
Biliyoruz ki, geçmişiyle yüzleşmeyi beceremeyen, yaşanan acılardan dolayı özür dilemeyi başaramayan, aynı topraklar üzerinde birlikte yaşayan halkların eşit ve özgür birlikteliğini sağlayamayan toplumlar, yeni utanç tabloları yaşamaya ve yaratmaya mahkûm olurlar.
Nitekim bugün Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı sorunlardan biri de budur. Geçmişle yüzleşilmediği için bugün yaşananlar karşısında da suskun kalınmaktadır. Cizre, Silopi, Yüksekova, Şemdinli, Dersim, Nusaybin, Silvan, Sur ve diğer kentlerde Kürt halkına yönelik yaşanan saldırılar ve katliamlar karşısında toplumsal tepkiler yeterince yükseltilememektedir.
Aradan geçen 60 yıl boyunca unutturulmaya çalışılan 6-7 Eylül utancını bir kez daha hatırlatıyoruz. Farklı dillerden, kimlik, kültür ve inançlardan halklarımıza, tarihimizde yaşanmış olan ve bugün yaşanmakta olanlar karşısında barış, eşitlik ve özgürlük mücadelesini yükselterek, halkların kalıcı barışını, eşitliğini ve kardeşliğini inşa edelim diyoruz.
HDP Merkez Yürütme Kurulu
6 Eylül 2015
Kaynak: hdp.org.tr