Soykırım sürecinin başlamasının üzerinden 102 yıldan fazla zaman geçti. Ancak arada en az beş kuşak insan olmasına rağmen ne acılar dindi, ne sorular tümden cevabını buldu, ne de benzer kaygılar yaşanmaz oldu. 2017 yılının çılgınlaşan dünyasından ve onun her geçen gün daha fazla alarm zilleri çalan Türkiyesi’nden geriye dönüp bakınca soykırımın farklı yaşamları, karmaşıklığı ve kurtulması belki de imkansız laneti beliriyor zihnimde.…
Kategori: Ermeni Soykırımı
EMEP: 102 yıllık yara tedavi edilmelidir
Emek Partisi (EMEP) Genel Merkezi tarafından 24 Nisan 1915 Ermeni Soykırımı’nın 102. yılı dolayısıyla yapılan açıklamada soykırım ve tehcirin bir tabu olarak gizlenemez halde olduğu ifade edilerek, “O halde bu yüz yıllık yaranın artık tedavi edilmesi ve halkların aynı muameleye maruz kalmaması için siyesi olarak gerekenler yapılmalı; demokrasi mücadelesi güçlendirilmelidir” diye ifade edildi.…
Ayda Erbal: Ermeni Soykırımı ile ilgili Çalışmalar: Akademik dogmanın tahribatları
Bu deneme sadece yalan, yarım gerçek, ihmal, pasif susturma, bilmesinlercilik ve inkarın akademik sistemini sistematik ve kurumsal bir biçimde desteklemeye sert bir biçimde dahil olan Türklerin değil aynı zamanda Amerikalı iş ve devlet çıkar gruplarına yönelik çalışmada akademisyenlerin sorumluluklarını ele alıyor. En büyük zarar,aslında-son on beş yılda özellikle belli sayıda akademisyenin inkarcı literatürün ana ilkelerinin kirli çamaşırlarını açığa çıkardıkları- soykırım çalışmaları alanında değil Osmanlı ve Türk çalışmalarında verildi.…
Sait Çetinoğlu: KİLİKYA 1909: Adana’da Adaletin Katledilmesi (1)
Anadolu’nun güneyinde bulunan Osmanlı İmparatorluğu’nun en gelişmiş vilayetlerinin bulunduğu Kilikya’da, Ermenilere karşı iki aşamada katliam gerçekleşir. Gerçekleşen katliamların Nisan 1909’da patlak verdiği sırada, iktidarda, II. Abdülhamid’e yeniden yürürlüğe koydurdukları Anayasa ile birlikte 24 Temmuz 1908’de yönetime el koyan özgürlük, eşitlik ve adalet vaat eden reformcu ve laik Jön-Türklerin İTC komitesi bulunmaktaydı.…
SAİT ÇETİNOĞLU: Yıkıntılar Arasında: Zabel Yesayan’nın 1909 Kilikya Katliamı Tanıklığı
1909 yılının Nisan ayında iki aşamada gerçekleşerek 30 bine yakın Ermeni’nin katledildiği[1] ancak sonrasında 24 Nisan 1915’in gölgesinde kalan 1915 Soykırımının provası niteliğindeki Kilikya Katliamlarının[2] tanığı olan, bu coğrafyanın cesaretli ve güçlü kadını Zabel Yesayan’ın[3],
Marc Nichanian tarafından felaketin karşısına dikilen bir birinci şahıs anlatısı olarak nitelenen Yıkıntılar Arasında[4] adlı tanıklığı, coğrafyasındaki okuyucularla Kayus Çalıkman Gavrilof’un diliyle nihayet yüz yıl sonra buluştu. …
Hamit Bozarslan: Bazı Karşılaştırma Unsurları: Ermeni ve Yahudilerin Yok Edilmesi
1915-16 yıllarında Ermenilere yönelik kitlesel imha ile ilgili her düşünce, on yıllardır iki soruya çarpıyor: Ermenilerin imhası nasıl gerçekleşebildi? Ve neden, yaklaşık doksan yıl sonra Türk resmî makamları olanları haklı göstermeye devam ediyor?
Bu sorular üç tamamlayıcı, ancak bununla birlikte farklı seviyeye indirgenebilir. Bilimsel olan ilk seviyede söz konusu olayı inşa etmek, diğer deyişle, onu gerçekleştiği bağlam içine yerleştirme, tekilliği içinde izole etme ve ulaştığı yapısal dönüşümleri anlamaktır.…
Sait Çetinoğlu: Ermeni Soykırımı’nda Sivas Vilayeti Örneği
Sivas Vilayeti, oldukça büyük bir coğrafyayı kapsar, günümüzde üç vilayete (Amasya, Tokat, Sivas) bölündüğü gibi, Malatya, Kayseri, Giresun, Samsun, Çorum vilayetlerinin bir bölümü de o dönem Sivas Vilayeti dâhilindedir. Sivas Vilayeti, yoğun bir Hıristiyan nüfusa sahip olduğu gibi aynı zamanda Hıristiyanlar burada ekonomik olarak da çok güçlüdürler. Hıristiyanların özellikle de Ermenilerin sahip olduğu ekonomik güce ilişkin ayrıntılı bilgimizin olduğu ender illerden biridir.[1]…
Sait Çetinoğlu: Ermeni Toplumunun Yakıcı Yaşam Mücadelesi: Kaç kişisiniz Boğos Efendi?
Apraham Kasapyan’ın, Bu devirde, yaşlı, dünyaya veda etmekte olan bir adamın hayatını, onu çok sevenler bile okumaz, biliyorum. Yaşayanların vakti yok ki ölmekte olanın hayatıyla ilgilensinler. Bunu biliyorum, ama yine de, kendime bir meşgale olması için, hatırımda kalanları yazıya dökmeye çalışacağım. Sözleriyle kaleme aldığı Tekirdağ’dan başlayan tehcir adı altındaki ölüm yolculuğu sürecinde ve ölüm coğrafyasındaki yaşam mücadelesini n gün ışığına çıkarıldığı yazarın torununun çevirisiyle okuyucusuna sunulan Kaç Kişisiniz Boğos Efendi?…
Özgür Sevgi Göral: Ermeni Soykırımı’nı tanımak
Şeylere ad koymak siyasi bir meseledir; adın nasıl konulacağı üzerine ise sıklıkla büyük mücadeleler yürütülür. Ad koymak aynı zamanda bir iktidar faaliyetidir de, ad koyarak bir şeyi tanımlar ve sınıflandırırsınız. Özgürlük mücadeleleri, bir açıdan da, iktidarların verdiği adları reddetmenin ve kendi adı için mücadele etmenin de tarihidir. O nedenle şöyle başlamak isterim, Ermeni kırımı, kıyımı, tehciri, olayları, meselesi, sorunu, felaketi değil, “Ermeni Soykırımı” dememiz gerektiğine inanıyorum.…
Sait Çetinoğlu: Ermeni Soykırımının Final Bilgileri, Belgeler ve Tanıklıklar: Naim Efendi’nin Hatıratı ve Talat Paşa Telgrafları
Mütarekenin hemen sonrasında Soykırımın ikinci safhasının yaşandığı topraklardaki bilgileri ve belgeleri paylaşan sevkiyat memuru Naim Efendi’nin Hatıratı, Taner Akçam tarafından Krikor Gergeryan Arşivinde izi sürülerek, Arşiv bilgileri eşliğinde tekrar günümüze taşınmıştır. Akçam’ın Naim Efendi’nin Hatıratı ve Talat Paşa Telgrafları[i] başlıklı son çalışması, Aram Andonyan’ın[ii] Meskene günlüklerindeki sözleriyle: hiçbir şey için umutları kalmamış, Hatta Tanrı’ya inançlarını bile kaybetmiş; artık yaşama güçleri kalmamış olan, ölüme mahkûm edilmiş Ermeni halkının bakiyesinin Soykırım’ın son noktasındaki yaşamına ve tüketilmesine odaklıdır. …