Garbis Altınoğlu – Hristiyan Halkların Sürgün ve Kıyımı Meşru ve Yararlı mıydı?

Bu soruya verilecek yanıt ilgili kişinin sınıfsal konumuna ve siyasal yelpazenin neresinde durduğuna göre değişir. Ancak, Hristiyan halklar açısından yol açtığı trajik akıbet ve bu sürgün ve kıyımların kısa erimde birileri için sağladığı “yararlı sonuçlar” bir yana bırakılsa da 1913-23 yıllan arasında yaşananlar, orta ve uzun erimde Türkiye’nin ekonomik gelişmesi açısından son derece zararlı olmuştur.…

Kurtarıcı Sultanlar ve Hoşgörülü Türkler: Osmanlı Yahudi Tarihini Yazmak, Ermeni Soykırımını Reddetmek

1990’ların sonlarında bir yüksek lisans öğrencisi olarak ilk anılarımdan biri, Osmanlı ve Türk araştırmaları alanında ilerlemek istiyorsam, Ermeni soykırımı hakkında konuşmaktan ve yazmaktan uzak durmam gerektiğinin söylenmesiydi. Başka bir deyişle, Hayfa Üniversitesi’ndeki lisans yıllarımda öğrendiğim (ve İsrail okul müfredatına entegre edilmekte olan) katliamlar, birçok ABD üniversite koridorunda tartışılamayacak kadar tabu olarak görülüyordu.…

Alin Ozinian: Biden ve Ermeni Soykırımı

Biden Soykırım diyecek mi? Ankara’da bu hafta gözler ABD’de ve bu konuya odaklanmış durumda ama değilmiş gibi yapılıyor. Yapılıyor da içeride kopan fırtınalar da gizlenemiyor. İletişim Bakanlığı “1915 Olayları Uluslararası Konferansı Açılışı” yapılıyor mesela. Önceki senelerde de Nisan aynı sonunda böyle “Vallahi biz yapmadık!” konulu organizasyonlar gördük.

Geçen yıl yine bu günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında yapılan Yüksek İstişare Kurulu toplantısının sonunda, Ermeni soykırımı “iddialarına” yanıt vermek ve strateji geliştirmek için “özerk ve sivil bir yeni yapı” oluşturulması kararı verilmişti.…

Taner Akçam: Gönüllü bir katılım olmasaydı, bu kadar insan öldürülemezdi

Ermeni Soykırımı’nın tüm veçheleri ile birlikte ele alınması Türkiye için hep netameli yaklaşılan bir konu oldu. Kaçınılmaz bir şekilde, bu topraklarda yaşayan hemen herkes için sert bir yüzleşmeye sebep olacak geçmiş bilgisi, reel politik hesaplara göre biçimlendirildi. Kuşkusuz bunda yüzlerce yıllık devlet ideolojisinin etkisi vardı.

Mustafa Kemal, Ermenilere yapılanlarla ilgili ne düşünüyordu?…

Yılmaz Kaya: Almanlar, Surp Giragos’u karargaha çevirdi

Ermenilerin sürgünü ve katledilmeleri emri, tüm valilere şifreli telgrafla bildirildi. Doğu Karadeniz ile Serhat bölgesinden Halep ve Dêrazor’a kafile halinde götürülecek Ermenilerin tek geçiş yeri Amed vilayetiydi. Katliam için Çerkes Vali gönderildi. Sayıları 5 bini bulan 11 ayrı tabur oluşturuldu. En vahşi cinayetlerde yer alan ise başlarında iki kasabın bulunduğu “Kasaplar Taburu” idi.…

Hovsep Hayreni: Soykırımın 106. Yılında Tarih ve Bugün

Yüz yılın üzerinden altı yıl daha aldık. Zaman değişiyor, nesiller yenileniyor, Türkiye’ye hakim olan zihniyet değişmek ve yenilenmek bilmiyor. İçerde daha zalim, dışarda daha barbar saldırganlık peşinde olan bir yönetimden soykırımlarla yüzleşme ahlâkı beklenemez tabii. Yalnız iktidarın değil, HDP dışında hepsi aynı mayadan olan iç muhalefetin de birleştiği bir konudur bu.…

Suren Manukyan: Kaçınılmaz bir devrimden Pan-Türkizm rüyasına: Ermeni Soykırımı’nın Nedenleri

Geçtiğimiz yüzyıl boyunca kamusal söylemimizin en önemli konularından biri Ermeni Soykırımı oldu. Onu tarihsel bir mesele olarak görmek zor çünkü aslında günlük hayatımızın bir parçası. Ermeni Soykırımı tarihimizin en büyük trajedisi olduğu için başka türlüsü de düşünülemez. 1915-1923 yılları arasında bir buçuk milyon Ermeni, Osmanlı İmparatorluğu liderleri tarafından sistematik olarak öldürüldü.…

Yektan Türkyılmaz: Emperyal(ist) bir felaket olarak Ermeni Soykırımı

Ermeni Soykırımı, tekrar tekrar üzerinde düşünülmesi gerekecek önemde bir felaket, bir tarihi kırılma noktasıdır. Öyle ki, soykırım, üzerinden üç yüz yıl geçse bile bizlere her yeni döneme ait söyleyecek ciltlerce ‘sözü’ olan bir süreçtir. Bu sadece Türkiye için değil, dönemin Osmanlı coğrafyası içinde ve etrafında yer alan bölgeler, ülkeler için de geçerlidir.…

Sait Çetinoğlu: Ankara Rumları ve Ankara Ermenilerinin Ata Topraklarında Tüketilmesi

1916 Büyük Ankara Yangınında[1] enkaz olan Aziz Klementos Kilisesi bitişiğinde[2] büyüyen[3] Androniki Karasuli Mastridu’nun Atina’da  1966 yılında yayınlanan Kayıp Vatanımdan Hatıralar (Ankara’daki Hayatım), başlıklı anılarında, 1916, yirmidokuz Ağustos pazartesi günü. Sabah henüz kalktığımızda, havada bir bulanıklık ve gökyüzünde kırmızı alevler vardı. sözleriyleanlatmaya başladığı ve Ankaralılar için unutulmaz bir yıl olan 1916’da, büyük bir yangın sekiz bin Hıristiyan evini kül etmesiyle sonlanan Ankara Yangını ayrıntılı nakletmesinin yanında Ankara Rumlarının yaşamı ve  Ankaradaki tehcirleri, ölümleri  de ayrıntılarıyla paylaşır.…

Sait Çetinoğlu: Ermeni Tarihine Soykırımın İçinden Bakmak

“Yapmayı tasarladığımız şeyi anlamıyorsunuz. Ermeni adını yok etmek istiyoruz buralardan biz. Almanlar nasıl Almanya’da yalnız Almanların var olmasını istiyorlarsa, biz Türkler de yalnız ve yalnız Türklerin var olmasını istiyoruz ülkede.”[1]

Baron Bamascıyan’ın Modern Ermeni Tarihi ve Ermeni Sürgünleri adlı çalışması iki açıdan önem taşır. Birincisi Ermeni halkının tarihini ve Ermeni olgusunu son derece sade ve net olarak açıklaması, ikincisi 1915 yılında yani Soykırımın ateşi içinde yazılmasıdır.…