Meşrutiyet’in üzerinden bir yıl geçmeden Nisan 1909’da Adana ve Çukurova bölgesi Ermenileri büyük bir kırıma uğratıldı. 25-30 bin cana kıyan bu kırım ve talan hareketi eski İslam bağnazlığı kadar yeni yükselme yolundaki Türkçülüğün de damgasını taşıyordu. Türk-Müslüman sermayesi yararına gayrimüslim unsurların tasfiyesi, toprak ve sair zenginliklerin el değiştirmesi İttihat ve Terakki yönetiminin önde gelen hedeflerinden biriydi.…
Kategori: Ermeni Soykırımı
Sait Çetinoğlu: Ermeni Soykırımının Final Bilgileri, Belgeler ve Tanıklıklar: Naim Efendi’nin Hatıratı ve Talat Paşa Telgrafları
Mütarekenin hemen sonrasında Soykırımın ikinci safhasının yaşandığı topraklardaki bilgileri ve belgeleri paylaşan sevkiyat memuru Naim Efendi’nin Hatıratı, Taner Akçam tarafından Krikor Gergeryan Arşivinde izi sürülerek, Arşiv bilgileri eşliğinde tekrar günümüze taşınmıştır. Akçam’ın Naim Efendi’nin Hatıratı ve Talat Paşa Telgrafları[i] başlıklı son çalışması, Aram Andonyan’ın[ii] Meskene günlüklerindeki sözleriyle: hiçbir şey için umutları kalmamış, Hatta Tanrı’ya inançlarını bile kaybetmiş; artık yaşama güçleri kalmamış olan, ölüme mahkûm edilmiş Ermeni halkının bakiyesinin Soykırım’ın son noktasındaki yaşamına ve tüketilmesine odaklıdır.…
Sait Çetinoğlu: Osmanlı Kaynaklarında Ermeni Soykırımı
Ermeni Soykırımı üzerine örtülen sis perdesi kaldırılmaya devam ediliyor. Taner Akçam’ın “Ermeni Meselesi Hallolunmuştur”[1] başlıklı son çalışması, Osmanlı arşivlerinden araştırmacılara izin verildiği kısmından, 1915’i açıklama ve adlandırma çalışmasıdır.
Akçam, Dâhiliye Nezareti şifre kalemi kayıtlarından Soykırımın izlerini kronolojik olarak sürer. Bu kayıtlardan Soykırımın belli bir plan dâhilinde yapıldığının kanıtlarını ortaya koyar.…
Ayşe Hür: 1915 Ermeni soykırımında kötüler ve iyiler
24 Nisan 1915’te bir grup Ermeni entelektüelinin Çankırı ve Ayaş’a sürgünü ile sembolik olarak, 27 Mayıs 1915 tarihli ‘Savaş Zamanında Hükümet Uygulamalarına Karşı Gelenler İçin Asker Tarafından Uygulanacak Önlemler Hakkında Geçici Kanun’la resmen başlayan 1915 Ermeni soykırımı (niye böyle adlandırdığımı bir başka yazıda anlatacağım), esas olarak İttihat ve Terakki Cemiyeti’nde (İTC) örgütlenmiş olan Türk milliyetçiliğinin, dağılmakta olan Osmanlı İmparatorluğu’nun yerine Türk ulus devletini kurmanın ilk adımı olarak ülkeyi gayrimüslim unsurlardan temizleme ve sermayenin Müslümanlaştırılması/Türkleştirilmesi harekâtıydı.…
Serdar Korucu: Ermeni Soykırımı Sürecinde Menbiç
Türkiye ile ABD arasındaki anlaşma ile gözler bu hafta Suriye’nin kuzeyindeki Menbiç’e (Münbiç) çevrildi. Menbiç yaklaşık 100 yıl önce de gündemdeydi. Nedeni ise soykırım sürecinde Ermeni sürgünlerin kaldıkları bölgelerden birisi olmasıydı.
Menbiç, Suriye’deki savaş öncesinde dünya kamuoyunun da, Türkiye’nin de adını pek duymadığı bir yerleşim birimiydi. Yaklaşık 100 bin kişilik nüfusu Araplar, Kürtler, Çerkes, Türkmenler ve Ermenilerden oluşuyordu.…
Bedros Dağlıyan: 24 Nisan 1915 Diyarbakır
Ksenefon’un on binlerin savaşını anlatması gibi dizine başımı koyduğumda saçımı okşarken anlatırdı yayam, Ermenilerin şehrini ve tehcirini.
Yıllar var ki memleketinden uzak gurbet kuşuyum; yaban ellerde tedirgin uçarım… Nasıl bir sevgi ve nasıl bir özlemdir, ben bilirim. Diyarbakır’ı meydana getiren ve bir arada yaşamanın şiirini yazmış olan halklar özgürlük duygularıyla öylesine bir bütün olmuştur ki, kimselere hele ki zalimlere hiçbir vakit eyvallah etmez.…
Sait Çetinoğlu: Ermeni Soykırım Tarihinde Suruç – Gecikmiş Bir Suruç Yazısı
Son birkaç yıldır katliamlarla anılan Urfa’nın Suruç ilçesi tarihi bir şehirdir. Ermenilerin katliam tarihinde de güzel cümlelerle ifade edemeyeceğimiz özel bir yeri vardır.
Suruç, Serûg adıyla Asur kralı Asurnasirpal’e (MÖ 884-859) ait bir yazıtta ve Tevrat’ın Tekvin kitabı II.20 ve devamında zikredilen Suruç’un özgün isim muhtemelen Aramicedir. 800 yılına ait bir Arapça kaynakta adı Serûç, aynı yıllardaki bir Asuri kaynakta (Simo Perpuli, Neo Assyrian Toponyms, Neukirchener, Verlag,1970) Serûg olarak geçmektedir.…
Soykırım Anması: İnkarcılık Son Bulsun
Irkçılığa ve Milliyetçiliğe DurDe Girişimi tarafından Tünel Meydanı’nda düzenlenen 24 Nisan 1915 anması 19:15’te başladı.
“103 yıl oldu. Yüzleşin” başlığıyla gerçekleştirilen anmaya Hrant Dink’in eşi Rakel Dink, 24 Nisan 2011’de askerde öldürülen Sevag Balıkçı’nın ailesi, hak savunucuları, Avrupa Irkçılık Karşıtı Hareket (EGAM) üyesi Avrupalı parlamenterler ve vatandaşlar katıldı.
DurDe Girişimi’nden Ufuk Uras ve Yıldız Önen’in okuduğu anma metni 24 Nisan 1915 gecesi yaşananlarla başladı.…
ERMENİ SOYKIRIMI – 103 sene geçti! Bu toplumun daha fazla zaman kaybetmeye tahammülü yok
24 Nisan Anma Platformu tarafindan, Ermeni Soykırımı’nın yil dönümünde Tünel Meydani’nda sessiz eylem düzenlendi. Platform adina konusan Yildiz Önen, “Bu yüzlesme olmadan Hrant Dink’i, Sevag Balikçi’yi, Marisa Küçük’ü öldürerek 1915’in o korkunç gelenegini sürdüren ve bebeklerden katil yaratan karanligin üzerimizdeki agriligindan kurtulmamiz mümkün olmayacak” dedi.
24 Nisan Anma Platformu tarafindan, Beyoglu Tünel Meydani’nda 24 Nisan 1915 tarihinde Ermeni Soykirimi’nda hayatini kaybedenler anildi.…
Remzi Budancir: ‘Ermeni Gölü’nden 103 yıl sonra hala insan kemikleri çıkıyor
Bugün bir milyonu aşkın Ermeni’nin öldürüldüğü, milyonlarcasının tehcire tabi tutulduğu büyük katliamın yıldönümü. Ermenileri bütün izleriyle yok etmeyi hedefleyen katliam bazen yaşanan yere adını vererek, bazen saklanarak hayatta kalanların hafızalarında, bazen de kuşaktan kuşağa aktarılan anılarda canlılığını korumaya devam ediyor. Ermenilerin kimlikleri coğrafyadan silinse de yaşanan acı ve trajedinin izleri kalıcı oldu.…