TANER AKÇAM: Yeni Türkiye’nin ders kitapları (III)

Onuncu sınıflar için yazılmış Ortaöğretim Tarih kitabına, 1915 konusunda yazılanlarla ilgili olarak bakmaya devam ediyorum. Kitapta, gülseniz mi ağlasanız mı bilemeyeceğiniz bir tez var. Tehcir Ermenilerin güvenliğini sağlamak için yapılmış! Şaka değil, ciddi bir tez olarak ileri sürülüyor bu; tehcir, “Ermeni halkın can güvenliğini de sağladı.” Peki, Ermenilerin can güvenliklerini tehdit edenler kimler?…

TANER AKÇAM: Yeni Türkiye’nin ders kitapları (II)

Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2014-5 ders yılında okullarda okutulmak üzere hazırladığı kitaplarda 1915 üzerine yazılanlara yakında bakmaya devam ediyorum. Geçen yazıda, İlköğretim T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük adlı kitaba bakmıştım. Şimdi Ortaöğretim Türkiye Cumhuriyeti İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük kitabına bakalım.

Bu kitap, bir komisyon tarafından yazılmış; doğrudan Milli Eğitim Bakanlığı yayını. Kitapta, 1909 yılında Adana’da 20.000 kişinin ölümü ile sonuçlanan Adana Katliamı, “Adana Ermeni Ayaklanması” olarak tanımlanmış.…

RAGIP ZARAKOLU: Kentinize hoşgeldiniz Baron Zekiyan

Teşekkürler Türkiye. Demek, istendi mi olabiliyormuş. Saygıdeğer Levon Zekiyan’ın yurttaşlığı kısa zamanda onaylandı ve Türkiye Ermeni Katolik toplumunun dinî lideri olarak, Sırp Pırgiç Ermeni Katolik Katedrali’nde düzenlenen seremoni ile görevine resmen başladı.

Saygıdeğer Arbişop Zekiyan İstanbul, Şehr-i Konstantiniye sizi özleşmişti.

Venedik de sizi özleyecek ve bağını koparmayacak sizden ilelebet.

Baron Zekiyan, tam bir İstanbul beyefendisidir.…

TANER AKÇAM: Yeni Türkiye’nin ders kitapları (I)

AGOS gazetesi gene güzel bir iş yaptı. Serdar Korucu, önümüzdeki yıl okullarda okutulacak ders kitaplarından Süryani ve Ermenilere ilişkin yazılanlardan bize bir demet sundu! Serdar’ın yazısından esinlenip, şu kitaplara bir de ben bakayım, dedim ve sadece “Ermeni Meselesi” diye dillendirilen konuyla sınırlı bir tarama yaptım. Aslında bu taramanın, tüm Hıristiyanlar, Yahudiler, Aleviler ve diğer milletler için de yapılmasında fayda var.…

YETVART DANZİKYAN: Nalbandyan’ın gelişi, Demirtaş’ın alkışı

Mahçupyan konusunda artık gidilecek bir yer kalmadı. Eleştirilere cevap niteliğindeki son yazısı yeni bir şey söylemiyor ve düşüncelerine klasik bir ‘solcu antipatisi’nin, oy verme dışında pek bir varlık göstermeyen durağan bir toplum özleminin yön verdiği görülüyor. Türk’üyle, Kürd’üyle, Ermeni’siyle AKP’ye muhalefet ediyorsan ve sol bir argüman kullanıyorsan, Mahçupyan kibrinden payını alıyorsun.…

GARBİS ALTINOĞLU: Tayyip Erdoğan’ı Ayakta Alkışlamak

S. Demirtaş’ın ve diğer HDP milletvekillerinin 28 Ağustos’ta TBMM’nde yapılan törende yeni Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’ı ayağa kalkarak alkışlamaları, doğru eleştirilerin yanısıra yanlış eleştirilere de hedef oldu. Legal ve parlamenter alanı devrimci amaçlarla kullanmak isteyen devrimci özneler, bu kararlarının bir bedeli olarak bazı ödünler vermek zorunda kalabilir, hatta çoğu zaman da kalırlar.…

YETVART DANZIKYAN: Palyaçolar, parazitler; Ermeniler, Yahudiler…

Etyen Mahçupyan bir zamandır Ermenilerin ve azınlıkların niçin AKP’li olmadıklarına kafayı takmış durumda; köşesinden sık sık bu konuya –tutarsız argümanlarla– sinirleniyor. Bu kez de, yine Akşam gazetesinde, kimi Ermeni aydınları palyaço olmakla suçladı. Şöyle dedi: “Ermeni ‘aydınları’ diye ortalıkta dolaşanların büyük kısmı utanç verici bir yüzeysellik ve kabalık sergiliyor. Kendilerini seyre gelmiş sol/liberal ‘aydın aristokrasisinin’ alkışını almak için, burunlarına kırmızı toplar yapıştırmış, yeri geldiğinde taklalar atan palyaçolar gibiler.”…

Ragıp Zarakolu: Süryani olmanın ağır yükü

Ermeni-Türk Diyaloğu Platformu geçenlerde, kadim dostum ve 12 Eylül faşizmine karşı mücadele arkadaşım Feyyaz Kerimo ile kapsamlı bir görüşme yayımladı. Şimdi onun bir bölümünü sizlerle paylaşmak istiyorum. Kerimo, ‘Günümüzde Süryaniler kimliklerini nasıl tanımlıyorlar? Bu tanımlayışta geçtiğimiz yıllarda değişiklikler oldu mu?’ sorusunu şöyle yanıtlıyor. Kendi anavatanı olan Bethnahrin’de (Süryanice Mezopotamya) Süryaniler, bir ‘Azınlık’, ‘Dinsel Azınlık’ veya sıklıkla (hatta günümüze dek) bir ‘cemaat’ olarak tanımlanmıştır.…

Gökçeada raporu: Rum okulları fesat yuvası!

Rum evlerinin ve dükkanlarının yağmalandığı 6-7 Eylül olaylarının 59. yılında, Gökçeada’daki Rumlara yönelik yürütülen göç politikasının rapor ve planları ortaya çıktı. Raporda Rum okullarından ‘Fesat yuvası’ olarak bahsedilirken, adadaTürkleştirme politikasının nasıl uygulamaya konulduğu anlatılıyor.

İstanbul’da başta Rumlar olmak üzere tüm azınlıklara yönelik tahrip ve yağmanın yapıldığı 6-7 Eylül’ün 59. yılında, Gökçeada’daki Rumlara yönelik yürütülen göç politikasının ayrıntılı olarak yer aldığı rapor ve planlar ortaya çıktı.…

Can Dündar: 6-7 Eylül’ün üçüncü kuşağı da kelle istiyor

Cumhuriyet yazarı Can Dündar, 6-7 Eylül’ün yıl dönümünde Türkiye’de devam eden linç kültürünü, “Bir Facianın Yıldönümünden Dersler” başlıklı yazısında kaleme aldı. Dündar, “59 yıl önce bugün İstanbul, kışkırtılmış milliyetçiliğin nelere yol açabileceğini görmüştü,” hatırlatmasında bulurken, “60 yıl sonra bakıyorsunuz, 6-7 Eylül zihniyetinin üçüncü kuşağı, ellerinde satırları, sopaları ile mahallesine sığınanın, farklı olanın, işini elinden alanın kapısına kırmızı çarpılar koyuyor, kelle istiyor,” sözleriyle Suriyeli sığınmacılara yönelik saldırılara dikkati çekti. Dündar,…