Rum ve Ermeni yurttaşlara yönelik 6-7 Eylül 1955’te devletin tertibiyle başlayan ırkçı saldırı, yağma ve katliamın yıldönümünde yüzleşme çağrısı yapıldı. Mihail Vasiliadis, 6-7 Eylül olayları için, “Sonun başlangıcı oldu” derken, HDK, iktidarı devlet adına özür dilemeye çağırdı. Türkiye’de bundan tam 59 yıl önce, 6 Eylül 1955’de başlayan ve 2 gün devam eden ırkçı saldırıların hedefi bu kez Rumlar ve diğer azınlıklardı. Tarihe 6 – 7 Eylül olayları olarak geçen ırkçı saldırılar devletin planlı bir çalışması olarak gerçekleşti. Türkiye’de Rumca yayınlanan tek gazete olan Apoyevmatini Genel Yayın Yönetmeni Mihail Vasiliadis 6-7 Eylül olaylarını değerlendirdi.
Bir Türk medyası klasiği
Vasiliadis, 6-7 Eylül olaylarının hedefinin azınlıklardan kurtulmak olduğunu belirtti. Vasiliadis, “6-7 Eylül olaylarını anlayabilmek için, onun bir zincirin halkasını oluşturduğunu görmek lazım. Esas görmemiz gereken halka değil, zincirdir. O zincirin adı da, Rum toplumundan kurtulma, azınlıkları eritme yöntemidir” dedi. Türk medyasının da cinayetlere yol açan bir yayıncılık yaptığını belirten Vasiliadis, basında Rum, Yahudi, Ermeniler aleyhinde yazılar yayımlandığını; ‘koynumuzda yılan beslemişiz’, ‘ekmeğimizi yiyorlar’ gibi başlıkların kullanıldığını kaydetti.
Soy tükenmek üzere
Vasiliadis, 6 – 7 Eylül olayları için, “Sonun başlangıcı oldu. Rumların kafasına Türkiye’de hayat hakkı tanınmayacağı dank etti! Ama o dönemde kimse kalkıp gitmedi. 1964’e kadar. O tarihe geldiğimizde İstanbul’da 90 binin üzerinde Rum vardı, 13 bin Rum sınır dışı edildi. 18 ay içinde her 3 Rumdan 2’si İstanbul’u terk etti. 90 binin üzerindeyken nüfusumuz 30 binin altına düştü. Şimdi İstanbul’da 1700 Rum var. Bunlara ‘Rum Rum’ demek lazım. Tıpkı ‘caretta caretta’ gibi. Soy tükenmek üzere!” dedi.
Talan, tecavüz, yağma ve ölüm
Yeşilköy, Nişantaşı, Edirnekapı, Aksaray, Laleli, Bakırköy, Beykoz, Kalamış, Çengelköy, İstinye, Arnavutköy, Bebek, Balat gibi pek çok semtte 10’dan fazla insan katledildi. Resmi rakamlara göre 60 civarında kadın tecavüze uğradı, 4 bin 214 ev, 1004 işyeri, 73 kilise, 1 sinagog, 2 manastır, 26 okul ile aralarında fabrika, otel vb. 5 bin 317 yer saldırıya uğradı.
1955 Pogromu’yla yüzleşmeliyiz
Hakların Demokratik Kongresi (HDK) 6-7 Eylül olaylarının yıldönümü vesilesiyle yayınladığı yazılı açıklamada, “Halklarımızın eşit, özgür ve kardeşçe birlikteliği için; 6-7 Eylül 1955 Pogromu’yla Yüzleşmeliyiz!” çağrısında bulundu. Açıklamada, “6-7 Eylül utancını bir kez daha hatırlatırken, tüm dillerden, kimlik ve inançlardan halklarımıza çağrımız şudur: Egemenlerin hazırladığı tuzaklara düşmeyelim. Barış, eşitlik ve özgürlük mücadelesini yükselterek halkların kalıcı barışını ve kardeşliğini inşa edelim” denildi. Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi de (YSGP), 6-7 Eylül saldırılarının yıldönümünde Taxim Hill Otel’de basın toplantısı düzenledi. Toplantıda YPSGP, ikitidarı devlet adına özür dilemeye çağırarak, “Ayıplarımızla yolumuza devam etmeyeceğiz” denildi.
‘Unutulmaz 2 gün’ anıldı
Irkçılığa ve Milliyetçiliğe Dur De Platformu, 6-7 Eylül 1955’te Rumlara ve Ermenilere dönük yapılan, yağma, saldırı ve katliamın mağdurlarını düzenlediği etkinliklerle andı. Etkinlikler kapsamında ilk olarak İsmail Beşikçi Vakfı’nda “6-7 Eylül ve Türkiye’nin Gayrimüslim Vatandaş Politikaları” başlığıyla panel düzenledi. Panelin ardından platform üyeleri bu kez Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelerek 6-7 Eylül mağdurları için anma etkinliği düzenledi. “6-7 Eylül 1955 mağdurları saygıyla anıyoruz” pankartının açıldığı anmada, kırmızı karanfiller bırakılarak mumlar yakıldı.
Kaynak: Özgür Gündem