QSD’li Ermeni savaşçı Reqa’da kimliğinin izini sürüyor

Nubar Ozanyan

Demokratik Suriye Güçleri’nin (QSD) Reqa’yı özgürleştirmek için başlattığı “Büyük Savaş”, 99’uncu gününde devam ediyor. QSD’li savaşçılar DAİŞ’i kent merkezine sıkıştırırken, çatışmalar yoğunlaştı. Merkezde bulunan El Sukne mahallesinin de özgürleştirilmesiyle kurtarılan mahalle sayısı 16’ya çıkarken, yaşanan çatışmalarda birçok stratejik nokta kontrol altına alındı. Yürütülen operasyonların ön saflarından ayrılmayan Hasekê Kantonu nüfusuna kayıtlı Ermeni Denyar Amed. Amed, 1915 yılında Ermenilere karşı çıkarılan Tehcir (Sevk ve iskan) Kanunu döneminde Diyarbakır’dan göç etmiş bir Ermeni ailenin çocuğu.

SURİYE’YE SÜRÜLMÜŞLER

Ailesi aslen Diyarbakırlı olan Amed, birkaç yıl önce Ermeni olduğunu öğrenmiş. Bu yüzden Amed soy ismini alan Ermeni savaşçı, Rojava devrimi ile birlikte geçmişini aramaya koyulmuş. Diyarbakır’ın neresinden olduklarını halen araştıran Amed, Ermeni Soykırımı sırasında Suriye’ye sürülen ailelerden birinin çocuğu.

KENDİSİNİ ARIYOR

Kendi kimliğimi arıyorum diyen Amed, “Netleştirene kadar peşini bırakmayacağım. Ailemin nasıl bir süreçten geçirildiğini öğrenmek istiyorum. Bu benim için ayrı bir yerde duruyor. Kim olduğumu, nerede ve nasıl yaşadığımı bileceğim” diyerek, tarihte izini sürüyor.

GÖNÜLLÜ OLARAK REQA’DA

Reqa’da DAİŞ’in yıkmadığı tarihi değerler için “Herhalde yapanları kendilerine yakın buldukların için yapmadılar” diyen Amed, tarihi yapıları kendilerine yakın bulduğunu, onların kaybolmaması için ter döktüklerini kaydetti. Bu yüzden Eski Reqa’nın kurtarılması için gönüllü olarak bu operasyonlarda yer aldığını belirten Amed, şiddetli çatışmalardan sonra Reqa’nın tüm tarihi değerlerini DAİŞ’ten azad ettiklerini ifade etti.

TARİHİ SORUMLULUK

DAİŞ’in Hesekê’ye girdiği zaman da bütün kesimlere saldırdığını ifade eden Amed, “Burada bulunan Süryani, Keldani, Ermeni ve Asuriler kaçmak zorunda kaldı. YPG bize yardıma geldi. Onunla bir güç haline geldik. Kendimizi savunmaya başladık. DAİŞ’i yok edene kadar savaşacağız. Bu bizim tarihi sorumluluğumuzdur” dedi.

ZULÜM VE KATLİAMI TÜRKİYE’DEN ÖĞRENDİK

Suriye’de DAİŞ’in yaptığı katliamlar ile daha önce tanıştıklarını ekleyen Amed, konuşmasına şöyle devam etti: “Biz zulüm ve katliamı daha önce Türkiye’den öğrendik. Onun için DAİŞ ve yaptıklarını biliyoruz. DAİŞ her şeyi yok ediyor. Biz Ermenileri de yok etmeye çalıştılar. Bu zulme daha önce kimse karşı çıkmadı. Şimdi biz halkı savunmak için Reqa’ya geldik. Suriye’deki bütün farklılıklar birleşerek, DAİŞ’ e karşı savaşıyoruz. Aramızda herkes var.”

Kaynak: Yeni Özgür Politika