Nikos Michailidis: Bir trajedinin yıldönümü: İttihatçılar Pontus Rumları’na etnik temizlik mi yoksa soykırım mı uyguladı?

Osmanlı’nın çöküş döneminde Karadeniz yöresinin kadim halkı, Rum tebaasının akıbeti ne oldu? Yaşananlar bir tehcir / zorla göç ettirme mi, isyan sonucu gelişen katliamlar mı yoksa bir soykırım mı? Bir “soykırım” olduğu konusunda akademisyenlerin uzlaştığı bu olayları, simgesel tarihi sayılan 19 Mayıs 1919 gününün yıldönümünde ele almaya çalışalım.

Osmanlı, 1913 baharından başlayarak, bu bölgelerdeki varlıkları ulusal güvenlik için tehdit olarak görülen Ege bölgesi ve Doğu Trakya Rumlarına odaklanan bir sürgün ve zorla göç programı uygulamaya başlamıştı.…

Meline Anumyan: Gevorg Vardanyan’ın “Osmanlı İmparatorluğu’nda Yunan nüfusu ve Küçük Asya felaketi (1914-1923)” kitabı

Jön Türklerin ve Kemalistlerin soykırımcı siyaseti Ermenilerin haricinde, diğer Hıristiyan halklar, özellikle de Yunanlılar ve Süryanilere yönelik tezahür etmiştir. Jön Türkler ve onların varisleri olan Kemalistlerin Ermeni katli siyaseti ile ilgili genel bir fikir edinme imkânı sağlayacak olan, Osmanlı İmparatorluğu’nda ve Kemalist Türkiye’de Yunanlılar ile Süryanilerin imha edilme siyasetinin incelenmesi, modern soykırım ve özellikle de Ermeni Soykırımı araştırmaları açısından önem kazanmaktadır.…

Serdar Kaya: Rum soykırımı

Osmanlı’da Hıristiyan nüfusa yönelik ilk ciddi boyutlu katliamlar, 1894 ila 1896 yıllan arasında II. Abdülhamid tarafından gerçekleştirilir. Amaç, Doğu Anadolu’daki Etmeni ve Süryani nüfusu budamaktır. Pek çok kaynak, Hamidiye Alayları aracılığıyla gerçekleştirilen bu katliamlardaki ölü sayısını ıoo.ooo*in üzerinde verir. Ancak, İttihatçıların 1913 sonrasında yaptıkları, bu katliamları dahi gölgede bırakır. Yıllara yayılan bir Hıristiyan Soykırımının ilk mağdurları Rumlar olur.…

Thea Halo: Geriye adım bile kalmadı

TehcirOdaya girdiğimde annem “diğerlerini uyandır” diyordu. “Askerlerin ne zaman geleceğini bilemeyiz.”
Masanın başında duruyor ve ekmeğin üzerine eritilmiş tereyağı döküyordu. Babam masanın başında oturmuş, kahvesini içiyordu ve büyükannem ise ikizlerle ilgileniyordu.
“Anne neden gitmemiz gerekiyor” diye sordum.
Tereyağı küpünü elinden bıraktı ve gözlerinden boşalan yaşları gizlemek için başını öte yana çevirdi.…