Vedat Türkali: Paramaz ve Arkadaşları Tüm İnsanlık İçin Dövüşen Devrimcilerdendi

İçinde olduğumuz yıl, Paramaz ve arkadaşlarının idam edilmelerinin yüzüncü yılı. Sosyalist Hınçak Partisi’ne üye 20 Ermeni devrimci, İttihat Terakki ileri gelenlerine suikast yapılacağı ihbarı üzerine gözaltına alınan 120 kişinin arasından seçilerek idama mahkûm edilmişlerdi.

Talat Paşa’nın bu davayla bizzat yakından ilgilendiği ve mahkeme heyetini yönlendirdiği biliniyor. Mahkemenin idam kararlarını açıkladığı 27 Mayıs tarihi, soykırımın başlangıcı sayılan İstanbul’dan ilk sürgün kafilelerinin yola çıktığı 24 Nisan tarihinden neredeyse bir ay sonraya denk geliyor.…

Ebru Yıldırım: Kopan halkayı ararken

“Tarih bilinci denilen işin en kötü yanı da, tarihe olan yanlış yaklaşım değil, bu yaklaşımın bugün de aynı biçimde tekrarlanmasının kaçınılmaz olmasıdır. Tarihte katili, soykırımı öven, bugün de aynı şeyleri yapacağını tarih anlatımıyla tekrarlamış olmaktadır.“

ParamazNisan ayı içerisinde Dipnot Yayınları, “Ermeni Devrimci Paramaz-Abdülhamid’den İttihat Terakki’ye Ermeni Sosyalistleri ve Soykırım” isimli kitabı yayımladı.…

Seyfi Öngider: İki Paramaz ve Türk solu

Herhangi bir Türk solcusu, devrimcisi geçmişe dönüp baktığında “atası” olarak kimi görür? Kendisini yakın tarihte kimlerin, hangi hareketin devamcısı olarak değerlendirir? 1968 hareketi içinde yer alan devrimcilerin, gençlik liderlerinin kendilerini “İkinci Kuvay-ı Milliye” olarak nitelemelerinden, “İkinci Kurtuluş Savaşı’ndan söz etmelerinden, Samsun’dan Ankara’ya Mustafa Kemal Yürüyüşü yapmalarından biliyoruz ki Atatürk’ü ve Kemalistleri kendilerinin selefi olarak gördüler.…

Sarkis Hatspanian: BU NASIL İSTANBUL, ZİNDAN İÇİNDE!

8 yıl önce alçakça katledilen değerli insanımız Hrant Dink’in mezarında kemiklerini sızlatma pahasına Kamp Armen arazisine el koyan kişi “1 ay bekleriz, çözüm bulunmazsa yıkacağız” lütfunda bulunmuşken, “100 senedir derdine çözüm arayan Ermeniler “T.C.”-yi başınıza yıktı mı peki ?” sorusunu güncelleştirmenin de zamanıdır.

“Adaletsizliği işleyen, çekenden daha sefildir” (Platon)

Sarkis Hatspanian Kamp Armen“Bu nasıl İstanbul zindan içinde, 
Kayboluverdi gecem gündüzüm,
Bu nasıl İstanbul zindan içinde
Bavo, bave…” 

Günlerdir, söz ve müziği 1915 Van yetimi soydaşımız Ruhi Su’ya ait olan “Bu nasıl İstanbul ?”

Ender İmrek: Ermeni Devrimci Paramaz ve yüz yıllık giz!

Paramaz1915’te, Beyazıt Meydanı’nda, 19 arkadaşıyla birlikte idam edilen Ermeni Devrimci Paramaz’ın adını çok az sayıda insan bilmektedir. Yüz yıl sonra Rojava’da Kobanê direnişine katılarak Miştenur Tepesi’nde çarpışarak aramızdan ayrılan Suphi Nejat Ağırnaslı, ‘bir Türk olarak’ Ermeni Devrimci Paramaz’ın adını ve Kızılbaş soy ismini alarak, ulusalcılıkla kirletilmiş ‘devrimcilik’ hakkında sarsıcı bir uyarıda bulunsa da, daha kapsamlı olarak konuşulması, içselleştirilmesi gereken bir konuyla karşı karşıyayız.…

Enver Sezgin: Sason’un son Ermenileri

Buralarda İsa Demirci’yi tanımayan yoktur. O Sason ilçesinin en renkli Ermeni’sidir. İsa dayı, 1915 katliamı sırasında henüz üç yaşındadır. Aileyi, bölgenin güçlü aşiretlerinden, Bekirhan aşireti, köylerinde saklayarak korur. Demirci Kevork, tehcirden bir süre sonra Herend (Acar) köyüne geri döner. Kevork Bey ve eşinin altı çocukları daha olur. Bir oğlu Ermenistan’a göç eder.…

Aris Nalcı: Paramaz ve onu yalnız bırakmayan arkadaşları…

Arıs NalcıErmeni Soykırımı’nın 100. yılında yüzleşme gereçleri gün geçtikçe artarken artık Ermenice kaynaklar da Türkçe olarak okuyucularla buluşmaya başladı.
Art arda yayınlanan birçok kitap gelecek nesiller için kendilerine öğretilmeyen tarihin bir başka yüzünü göstermek için önemli bir yol yaratıyor.
1900’lü yılların başından itibaren Türkiye’nin uluslararası arenada ve kendi içinde de yarattığı bir tez vardı.…

Uygar Gültekin: ‘Herkesin Anası’ Meryem Ana ve oğlu Armenak’ın hikâyesi

Armenak BakırcıyanDevrimcilerin isimleri türkülerde, marşlarda, şiirlerde, kitaplarda sık sık anılır. Hikâyeleri kuşaktan kuşağa aktarılır, hiç unutulmaz. Bir de onların anaları vardır. Çocukları dünyanın derdini sırtına yüklenirken, anaları da çocuklarını ve dinmez bir hasreti sırtlar. Yolu gözlenen çocukların sayısı arttıkça kimi sofralar ortaklaşır, bekleyiş dayanışmaya dönüşür. O yüzden kimi analar ‘Herkesin Anası’ oluverir.…

Sarkis Hatspanian: 16 MART 1921: MOSKOVA ANTLAŞMASI BATI ERMENİSTAN’IN İŞGALİNİN BAŞLANGICIDIR !

Sarkis Hatspanian30 Ekim 1918 Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan sonra, yenik Osmanlı orduları önce Kafkasları, ardından Batı Ermenistan’ın geniş sınır bölgelerini boşaltmak zorunda kaldılar. 10 ağustos 1920’de Sevr Antlaşması imzalandı, sınırları ABD devlet başkanı W. Wilson tarafından belirlenen Ermenistan devletinin yüzölçümü 160.000 km2 idi. Sovyet Rusya’daki bolşevik devriminden sonra Moskova’da iktidarın, İngiltere, Fransa, İtalya ve ABD ile ciddi sorunlar yaşaması nedeniyle, sınırlarına yakın bölgede kendisine müttefik arama durumundan yararlanan dünyada hiç bir devlet tarafından tanınmayan TBMM, uygulamaya konulmak üzere olan Sevr Antlaşması’na karşı ortak bir hareket alanı oluşturabilme amacıyla Sovyet hükümeti ile gizli görüşmelerde bulundu.…

21 Şubat 1944: Ermeni devrimci Misak Manuşyan Nazilerce katledildi

Misak Manuşyan” …Bugün hava güneşli. Sevgili karım ve sevgili dostlarım; yaşama, güneşe ve doğanın o çok sevdiğim güzelliklerine bakarken veda edeceğim. Bana kötülük yapan ya da yapmayı istemiş olan herkesi bağışlıyorum; ancak canını kurtarmak için bize ihanet edenleri ve bizi satanları asla bağışlamayacağım. Seni ve senin yanı sıra kız kardeşini ve uzak yakın tüm dostları sımsıkı kucaklıyorum; hepinizi kalbimin bir köşesine yerleştiriyorum.…