Sevan Nişanyan’a cezaevinde uyduruk gerekçelerle kasıtlı tecrit…

Uluslararası Komite, Nişanyan’ın, çeşitli hak ihlalleri ile adım adım fiziki ve psikolojik olarak “çökertilmeye” çalışıldığını duyurdu. Muhalif yazar, dilbilimci, turizmci Sevan Nişanyan; Türkiye’de evrensel ölçütlerin çok uzağında, göstermelik olarak varlığını sürdüren şekli “hukuk düzeni”nin, Başbakan R. T. Erdoğan’ın son girişimleri ile tümüyle ortadan kaldırıldığı bir ortamda tutulduğu cezaevinde ‘keyfi’ uygulamalarla fiziken ve ruhsal olarak çökertilmeye çalışılıyor.

Sevan Nişanyan geçtiğimiz gün hükümlü olarak tutulduğu İzmir, Aliağa Şakran 1 No’lu T Tipi Cezaevi Müdürlüğüne verdiği dilekçede; kendisinin “hayali bir can güvenliği gerekçesi ile” “tecrit” uygulandığını vurguadı. Nişanyan dilekçesinde “beni cezaevi içinde tecrit etmeye, diğer mahkumlarla ihtilatımı önlemeye, spor ve kurs gibi sosyal etkinliklere katılmamı yasaklamaya yönelik aşırı, abartılı ve taciz edici uygulamalara son verilmesini” talep etti. Uluslararası Sevan Nişanyan’a Özgürlük ve Adalet Komitesi de; Amnesty International, HRW, International PEN, Transparency International, Reporters Sans Frontiere (RSF), Freedom House, Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ), Uluslararası Yayıncılar Birliği (IPA) gibi uluslararası insan hakları, yazar ve gazeteci örgütlerine birer mektup yazarak; Sevan Nişanyan’ın durumu ve kendisine hak ihlali içeren yönelik uygulamaları bildirerek, seslerini yükseltmelerini istedi. Hatırlanacağı üzere; Sevan Nişanyan bir ‘kaçak yapı cenneti’ olan Türkiye’de, İzmir’in Şirince Köyü’nde, kendi arazisi üzerine 60 metre karelik tek odalı bir taş ev inşa etmesi üzerine “kaçak yapı” gerekçesiyle, toplamı uzun yılları bulan, peşpeşe hapis cezalarına çarptırılmış, bunlardan kesinleşen 2 yıllık cezasının infazı için hapsedilmişti. Önce, İzmir ‘Torbalı Açık Cezaevi”ne gönderilen Nişanyan, bir gardiyanın hırsızlık yaptığını kamuoyuyla paylaşması gerekçe gösterilerek açılan soruşturma sonrası aniden Torbalı Açık Cezaevi’nden İzmir, Buca Kapalı Cezaevi’ne nakledilmişti. Yazar, turizmci Sevan Nişanyan’ın burada, “yer yok” gerekçesi ile, ‘taş zeminde yatırma işkencesinin Sesonline.net aracılığıyla kamuoyuna yansıması sonrası İzmir Buca Kapalı Cezaevi’nden, acilen Aliağa Şakran Kapalı Cezaevi’ne nakledilmişti. (Ayrıntılar ve İngilizce metin haberin devamında…) [» VIDEO in English: Sevan Nişanyan anlatıyor (İngilizce/ in English)]

Sevan Nişanyan’ın Şakran 1 No’lu T Tipi Cezaevi Müdürlüğüne yazdığı gilekçe şöyle:

“İnfaz koruma ve jandarma görevlilerinden aldığım bilgiye göre, sözde can güvenliğimin tehdit altında olduğuna, bu nedenle özel koruma tedbirleri istediğime dair dilekçe yazmışım. Jandarma subayı dilekçeyi bizzat gördüğünü, ya da gören birini tanıdığını belirtmektedir.

Böyle bir dilekçe yazmadım. Can güvenliğime yönelik herhangi bir tehdit hissetmedim ve hissetmiyorum. Herhangi bir özel güvenlik talebim olmadı. Bu iddialar yalandır. 250 hükümlüyle beraber olduğum açık cezaevinde ve 110 hükümlüyle aynı koğuşu paylaştığım Buca’da, diğer hükümlü ve tutuklulardan saygıda herhangi bir kusur görmedim.

3 Nisan tarihli dilekçemde, araştırma ve yazı faaliyetimi daha rahat sürdürebilmek ve inanç farkından doğabilecek rahatsızlıkları asgariye indirmek için ayrı koğuşa alınmayı talep ettim. Bunun, can güvenliği kaygısıyla ilgisi olmadığı açıktır.

Haftalık spor faaliyetine diğer mahkumlarla beraber katılma talebim, İdare ve Gözlem Kurulu’nun 12 Mayıs tarihli kararıyla “güvenlik” gerekçesi ileri sürülerek reddedildi. İleri sürülen “güvenlik” kaygısının hayal mahsulü olduğu veya birtakım akıl dışı korkulardan kaynaklandığı bence şüphesizdir.

Eğer şahsıma yönelik gerçek bir tehdit duyumu alınmış ise, bu bilginin acilen benle ve avukatımla paylaşılması, idarenin yasal görevidir. Böyle bir bilgi varsa ve benden gizleniyorsa, ileride bana yönelik bir saldırıda, bilgiyi saklayan cezaevi yönetimi ağır hukuki sorumluluk taşıyacaktır.

Güvenlik tehdidine ilişkin somut bir bilgi yoksa, yapılan uygulamalar, beni temel bazı haklarımdan mahrum etmeye yönelik kasıtlı veya kasıtsız bir girişim olarak değerlendirilecektir.

Beni cezaevi içinde tecrit etmeye, diğer mahkumlarla ihtilatımı önlemeye, spor ve kurs gibi sosyal etkinliklere katılmamı yasaklamaya yönelik aşırı, abartılı ve taciz edici uygulamalara son verilmesini, bu şayet Şakran’da mümkün değilse daha makul koşulların bulunduğu başka bir cezaevine sevkimin sağlanmasını saygılarımla arz ederim…”

ULUSLARARASI KOMİTE DE HAREKETE GEÇTİ

Ali Ertem, Ara Baliozian, Atilla Dirim, Attila Tuygan, Baskın Oran, Can Başkent, Dalita Roger-Hacyan, David Gaunt, Doğan Özgüden, Erkan Metin, Erol OÖkoray, Esther Schulz-Goldstein, Fikret Başkaya, Gerayer koutcharian, Gurgen Khandjyan, Hrant Kasparyan, Hrach Kalsahakian, Hranush Kharatyan, İbrahim Seven, Ischkhan Chiftjian, İsmail Beşikçi, Karine Khutikyan, Khatchig Mouradian, Mahmut Konuk, Mesut Tufan, Nadya Uygun, Nurhan Becidyan, Perj Zeytuntsyan, Raffi Hermonn Arax, Ramazan Gezgin, Sait Çetinoğlu, Sako Aryan, Seta Papazian, Sevak Artsruni, Sibel Özbudun, Sırrı Süreyya Önder, Taner Akçam, Tessa Hofmann, Tigran Paskevitchyan, Temel Demirer, Tzourou Ira, Vahagn Chakhalyan, Vartan Tashjian, Yalçın Ergündoğan, Zeynep Tanbay gibi isimlerden oluşan Uluslararası Sevan Nişanyan’a Özgürlük ve Adalet Komitesi üyeleri de; Amnesty International, HRW, International PEN, Transparency International, Reporters Sans Frontiere (RSF), Freedom House, Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ), Uluslararasi Yayıncılar Birliği (IPA) gibi uluslararası insan hakları, yazar ve gazeteci örgütlerine birer mektup yazarak; Sevan Nişanyan’ın durumu ve kendisine hak ihlali içeren yönelik uygulamaları bildirerek, seslerini yükseltmelerini istedi.

Komite, adı geçen kuruluşlara gönderdiği mektupta şu görüşlere yer verdi:

“Türkiye vatandaşı, sivil aktivist, dilbilimci, muhalif günlük Taraf Gazetesi yazarı, haftalık Türkçe-Ermenice AGOS gazetesi yazarı, muhalif Gazeteci-yazar Ermeni aydını Sevan Nişanyan, 2 Ocak 2014’ten bu yana Türkiye’de yüksek güvenlikli T tipi cezaevinde tecrit koşullarında bulunuyor.

Bu aydına karşı onaylanan hapis cezasının kabul edilemezliği, cezaevi koşullarının giderek dayanılmaz bir hale gelmesi, yeni ve daha fazla dava süreçlerinin tehdidiyle karşı karşıya olunması, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve aydınların bir araya gelerek, “Sevan Nişanyan’a özgürlük ve adalet” uluslararası komitesinin oluşmasına vesile olmuştur.

“Sevan Nişanyan’a özgürlük ve adalet” uluslararası komitesi, Sevan Nişanyan hakkında verilen hapis cezasını adaletle alay edilmesi olarak tanımlamakta ve kitlelerin düşünce özgürlüğü hakkı bağlamında kabul edilemez bir yaptırım olarak nitelemektedir.

Komite, Nişanyan’ın hapse mahkûm edilmesini, ayrımcılık ve kindarlığın açık bir tezahürü olarak tanımlamaktadır, Türkiye’nin sözde devlet aklının tezleriyle barışık olmayan muhalif bir aydın olan Nişanyan, bu uygulamaya maruz kalmıştır.

“Sevan Nişanyan’a özgürlük ve adalet” uluslararası komitesi, Sevan Nişanyan’ın derhal serbest bırakılması ve ona karşı uygulanan baskı ve zulme son verilmesi için Türkiye yetkililerine çağrıda bulunmaktadır.

Komite, Sevan Nişanyan’a uygulanan baskı ve kısıtlamaların kınanması, bunların bertaraf edilmesi ve Sevan’ın serbest bırakılması yönünde harekete geçmeleri için dünya kamuoyuna, uluslararası kuruluşlara ve insan hakları örgütlerine çağrıda bulunmaktadır.

Komite, devletin cezalandırma mekanizmasına kurban giden, Türkiye’de çok kültürlülüğü savunan ve yaygınlaşması için çaba sarf eden, bu doğrultuda yaşadığı ülkedeki yurttaşlara değerli bir gelenek sunan bir aydınına sahip çıkılması yönünde tüm duyarlı insanlara, kuruluşlara ve Türkiye vatandaşlarına çağrıda bulunmaktadır.

Neredeyse kamu binalarının tamamının ruhsatsız olduğu ve bir kaçak inşaat cenneti olan Türkiye’de, hukuk alet edilerek “kaçak inşaat” suçu icat edilip cezalandırılarak, cezaevinde tecrit koşullarında tutulan Sevan Nişanyan sağlığı ve geleceği hakkında endişelerimiz bulunmaktadır. Komite olarak Uluslararası insan hakları örgütlerinden Sevan Nişanyan’ın uğradığı adaletsizliğin düzeltilerek özgürlüğünün sağlanmasına dikkat çekmelerini ve bu konuda harekete geçmelerini istiyoruz.”

Kaynak: sesonline.net