Ümit İzmen: Türkiye’de Sermaye Birikiminin Kaynakları

Thomas Piketty’nin şu meşhur Yirmi Birinci Yüzyılda Kapital başlıklı kitabındaki sermaye birikiminin tarihsel gelişimi üzerine gözlemleri kafamda bir dizi soru oluşmasına neden oldu.

Piketty, 1700’lerden günümüze sermayenin yani servet birikiminin gelişimini bugünün bazı gelişmiş ülkelerinden yola çıkarak detaylı biçimde inceliyor. Bu tarihsel veriden şöyle bir sonuç çıkıyor: Hemen tüm ülkelerde, toplam servet bir yılda elde edilen gelirler toplamının 6-7 katı.…

Tolga Tüzün: Varlığımız Türk Varlığına Armağan Olsun

Osmanlı boyunduruğunda yaşayan Ermenilerin hayatı şimdilerde moda olan Pax Ottomana güzellemelerinin kurduğu anlatıdan bir hayli farklıydı. Türk ve Kürt komşularının sürekli baskısı altında aşırı vergilendirme; yağma, kız kaçırma ve fidye; Müslümanlığa döndürmek gibi gündelik tehditler altında zorlu bir yaşam mücadelesi vermekteydiler. Osmanlı hukukunda ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmeleri sık sık protestolar ve isyanlara sebep oluyordu: mahkemelerde Müslümanlara karşı şahitlikleri kabul görmediği gibi, silah taşımaları, at binmeleri ve evlerinin cephelerinin Müslüman evlerine bakması yasaktı.…

Sait Çetinoğlu: Ermeni mallarının müsaderesi ve Mardin’de Mülkiyet değişimi

Mardin’de Hıristiyan mallarının müsaderesi kırsal kesimde Süryaniler, kentsel kesimde de Ermenilerin malları ve birikimlerinin talanı ve müsaderesi şeklinde gerçekleşir. Bu bakımdan Hıristiyanların yerleşim bölgelerine göre farklılık gösterir. Süryanilerin Mardin kent merkezinde varlıkları yoktur. Süryani Ortodoks kilisesinin yayın organı Yeni Günışığı dergisinin Haziran 1998 tarihli 3. sayısında Süryanilerin Mardin kent merkezinde varlıklarının olmadığına dikkat çekilmektedir.…

Dikran Kouymjian: Kültürel Miras ve Tarihsel Belleğe Karşı İşlenen Suç: Terk Edilmiş Mülk Sorunu

Ermeni soykırımının başlangıcından yaklaşık bir asır sonra, hayatta kalanlar ve onların torunları, hâlâ, olayın failleri tarafından bu olayın tanınmasını bekliyorlar. Ermeni anavatanı şu an başka bir isimle anılıyor ve burada, Ermenilerin bu topraklardaki tarihsel varlığını inkar edenler ikamet ediyor. Türkiye Cumhuriyeti ‘Ermenistan’ ve ‘Ermeni’ sözcüklerini okul ve tarih kitaplarından, coğrafyadan silerek Ermenileri geçmişinden mahrum bıraktı.…

Nevzat Onaran: ‘Ermeni malı yağmalandı’

1915’den bugüne, milleten Türk ve dinen Sünni Müslüman olmayanın imhası programına devam edildi. Asırlık geçmişte yapısal bir değişiklik olmadı.

İttihat ve Terakki’den AKP’ye yani Talât’tan Tayyip’e aynı program uygulanmıştır ve halen de uygulanmaktadır. Zaman zaman yapılan değişikliklerin aslında ciladan öte bir anlamı olmamıştır.

1915’de temellendirilen Türk milliyetçiliği ekonomi politiğin hedefi, ‘öteki’nin demografik ve ekonomik yapıdan tasiyesidir.…

Serdar Korucu: Yaşar Kemal’in kaleminden: Ermeni mülkleriyle ‘cumhuriyetin şişirdiği keneler’

Nobel Edebiyat Ödülü’ne aday gösterilen ilk Türkiyeli yazar Yaşar Kemal, kaldırıldığı hastanede yoğun bakım ünitesinde. Van’ın Muradiye ilçesine bağlı Ernis (bugün Ünseli) köyünden Adana’ya (bugün Osmaniye sınırları içinde kalıyor) taşınan, kendi deyimiyle “Cumhuriyetin ilk yıllarında bir Türkmen köyünde tek Kürt ailenin çocuğu olarak doğan” Yaşar Kemal, eserlerinde büyüdüğü topraklardaki Ermeni geçmişine sık sık atıfta bulundu.…

Sait Çetinoğlu: Etnik Temizlik ve Ekonominin Türkleşmesi

II. Mahmut’un Hayriye Tüccarları fermanı[1] ile ekonomik aktör olarak sahneye çıkartılmaya çalışılan müslüman – Türk’ün, II. Jöntürk/Kemalist iktidar dönemindeki cisimleşmesini çeşitli veçhelerden inceleyen Murat Koraltürk Erken cumhuriyet döneminde Ekonominin Türkleştirilmesi[2] adlı çalışması ile gayrimüslimlerin ekonomik yaşamdan yasalara aykırı zor ve insanlık dışı sert önlemlerle kazınmasını ve yerine müslüman-Türk’ün geçirilmesini çok net bir şekilde dile getirir.…

Mustafa Sütlaş: “mal sahibi, mülk sahibi… hani bunun ilk sahibi?”

“kırdıkaçdı oğlu karabit oğlu ve ohanis”, “taşci mardik oğulları avadis ve serkis”, “parsih oğullarından mardiros”, “kelust oğlu serkis tanil”, “ocaklı oğlu kirkor ve artin’den niyazi deveci unan oğlu yakop”, “çekem mığdısı karabit”…

size aşina, bildik, tanıdık geliyor mu bu isimler?

sanmam siz de benim gibi tanımazsınız bu kişileri, adlarını bile duymamışsınızdır.…

Mehmet Polatel: Ermeni soykırımında mülksüzleştirme ve gasp süreçleri

Ermeni soykırımı üzerine yapılan çalışmalarda uzun süre boyunca ihmal edilmiş bir konu olan kitlesel şiddet eylemlerinde mülkiyet sorununun önemine dair bir kaç cümle ile konuşmama başlamak isterim. Kitlesel şiddet vakalarının hepsine bir şekilde mülksüzleştirme ve mülkiyet transferi süreçleri eşlik eder. Ermeni soykırımında  mülksüzleştirme  ve mülkiyet transferi süreçlerinin devlet tarafından yönetilen -ve Avrupa’da Holokost sırasında Yahudilerin mülklerine el konulmasıyla önemli benzerlikler arz eden- sistematik bir hırsızlık halini aldığını söyleyebiliriz.…

Nevzat Onaran: OHANNESLERİN TARLASI ‘KİMİN?’

Anadolu’nun taşı, toprağı şahittir…

Şahit olmayan dağ-taş, köy-kasaba var mı?

Yaşanmadığını zanneden kişi, eğer ‘vicdanı ve ahlakı’ varsa araştırdığında o da öğ­renecektir…

O da, Anadolu’daki İttihatçı kırım politikasının insani, sosyal ve ekonomik boyu­tunu anlayabilecektir…

Acıyı çeken beden, gören göz, duyan kulak unutur mu?

Anlatacağım hikâye, Anadolu’da yaşanmıştır…

Hikâye dediysem, ‘bir varmış, bir yokmuş’ tekerlemesiyle başlamayacağım… Köyümde yıllarca ‘Ağanın Tarlası’ diye bildim…

Sanıyorum 25-30 dönüm kadardı…

İsimlendirmede bölge ‘Ağanın Tarlası’ diye biline geldi…

Aslında ağanın pek çok mülkü varmış…

Mülkler bir bir satılınca ağalık da tasfiye olmuş…

Satılan mülklerden biri de, işte bu ‘Ağanın Tarlası’…

Satın alan kayısı dikti…

Peki, ağadan önce bu mülkün sahibi kimdi?…