Ümit Kurt: Hukuk ve Ermenilerin ekonomik varlığı

Osmanlı arşivlerinde Emval-i Metruke ve Tasfiye Komisyonlarına ait herhangi bir kayıt bulunmaktadır. Bu kayıtların ve söz konusu defterlerin araştırmacılara açılması, 1915-1917’de tehcir edilmek suretiyle fiziksel varlıklarının yanında maddi/ekonomik temelleri de ortadan kaldıran Osmanlı Ermenilerinin mal varlıklarına yönelik çıkartılan tüm kanun ve kararnamelerin özünün, onların Anadolu topraklarındaki izlerini silmek ve yeniden vücut bulmalarını engellemeye yönelik olduğu net olarak ortaya çıkacaktır.…

Alin Ozinian: Matosyan Matbaası: Cumhuriyet’in Emval-i Metruke mirası

Türkiye’de ‘Ermeni’ algısı her ne kadar İttihatçı refleksler, resmi tarih anlayışı, hatta dış-iç mihraklar sendromu çerçevesinde gelişse de, bu topraklarda yaşayan istisnasız herkesin duymuş olduğu bir Ermeni hikayesi vardır…

Hükümetler üstü bir devlet ajandasına sıkışan “sözde soykırım” ya da “diaspora saçmaları” resmi tezi sebebiyle 1915, sürekli “vatana ihanet eden Ermenilerin sürülmesi” gibi etnik bir mesele olarak tanıtılsa da, bu proje, anlatılanın aksine Cumhuriyet tarihinin en büyük ekonomik zaferidir.…

Nevzat Onaran: ‘Ermeni malı yağmalandı’

1915’den bugüne, milleten Türk ve dinen Sünni Müslüman olmayanın imhası programına devam edildi. Asırlık geçmişte yapısal bir değişiklik olmadı.

İttihat ve Terakki’den AKP’ye yani Talât’tan Tayyip’e aynı program uygulanmıştır ve halen de uygulanmaktadır. Zaman zaman yapılan değişikliklerin aslında ciladan öte bir anlamı olmamıştır.

1915’de temellendirilen Türk milliyetçiliği ekonomi politiğin hedefi, ‘öteki’nin demografik ve ekonomik yapıdan tasiyesidir.…

Mustafa Sütlaş: “mal sahibi, mülk sahibi… hani bunun ilk sahibi?”

“kırdıkaçdı oğlu karabit oğlu ve ohanis”, “taşci mardik oğulları avadis ve serkis”, “parsih oğullarından mardiros”, “kelust oğlu serkis tanil”, “ocaklı oğlu kirkor ve artin’den niyazi deveci unan oğlu yakop”, “çekem mığdısı karabit”…

size aşina, bildik, tanıdık geliyor mu bu isimler?

sanmam siz de benim gibi tanımazsınız bu kişileri, adlarını bile duymamışsınızdır.…

Nevzat Onaran: OHANNESLERİN TARLASI ‘KİMİN?’

Anadolu’nun taşı, toprağı şahittir…

Şahit olmayan dağ-taş, köy-kasaba var mı?

Yaşanmadığını zanneden kişi, eğer ‘vicdanı ve ahlakı’ varsa araştırdığında o da öğ­renecektir…

O da, Anadolu’daki İttihatçı kırım politikasının insani, sosyal ve ekonomik boyu­tunu anlayabilecektir…

Acıyı çeken beden, gören göz, duyan kulak unutur mu?

Anlatacağım hikâye, Anadolu’da yaşanmıştır…

Hikâye dediysem, ‘bir varmış, bir yokmuş’ tekerlemesiyle başlamayacağım… Köyümde yıllarca ‘Ağanın Tarlası’ diye bildim…

Sanıyorum 25-30 dönüm kadardı…

İsimlendirmede bölge ‘Ağanın Tarlası’ diye biline geldi…

Aslında ağanın pek çok mülkü varmış…

Mülkler bir bir satılınca ağalık da tasfiye olmuş…

Satılan mülklerden biri de, işte bu ‘Ağanın Tarlası’…

Satın alan kayısı dikti…

Peki, ağadan önce bu mülkün sahibi kimdi?…

SAİT ÇETİNOĞLU: Ermeni Emval-i Metrukeleri Üzerine

Agos Gazetesini’nin kurucusu ve Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in hedef alınarak herkesin bilgisi dahilinde ölüme götüren sürecin Ermeni olmasının yanında dile getirdiği üç önemli nokta vardır: birincisi, 1915 yılında Ermeni halkının başına gelenleri Soykırım olarak nitelemesi, ikincisi Ermeni yetimleri, üçüncüsü de Ermeni mallarına ne oldu? Biz bu yazıda Hrant’ın sorduğu üçüncü soru çerçevesinde bir tartışma açmak ve tartışmaya katkıda bulunmak amacındayız.…

Taner Akçam: Kanunların Ruhu ya da Emval-i Metruke Kanunlarında Soykırımın İzini Sürmek

Raphael Lemkin, soykırım kavramını ilk defa olarak, Axis Rule of Occupied Europe kitabında, 1944 yılında tanıttı. Kitap aslında Almanya tarafından işgal edilmiş 17 ayrı devlet ve bölgeye ait, March 13, 1938 to November, 13, 1942 dönemini kapsayan 334 statues, decrees and laws derlemesidir. Hukuk metinlerinin tanıtıldığı bir kitapta, soykırım kavramının anlatılması… Bu bir tesadüf olamaz.…

Bina Türkleşti arz ederim!..

Gayrimüslimler üzerine önemli çalışmalarıyla bilinen siyaset bilimi profesörü Ayhan Aktar’la Cumhuriyet boyunca azınlıkların nasıl “azaltıldığını”, Varlık Vergisi’ni, milli burjuvazi yaratma çabalarını konuştuk. Bilgi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde dersler veren Aktar’a göre gayrimüslimlere hep “Yok olsalar ne iyi olur” diye bakıldı.

Tuğba Tekerek: Cumhuriyet’le birlikte ülkede gayrimüslimlerin oranı nereden nereye geldi?

Osmanlı 1906 nüfus sayımına göre bugünkü Türkiye sınırları içinde kalan vilayetlerin yüzde 20’si gayrimüslimdi.…

Ermeni ve Rum malları nasıl Türkleştirildi?

Gazeteci ve yazar Nevzat Onaran, iki ciltlik Osmanlı ve Cumhuriyet Döneminde Ermeni ve Rum Mallarının Türkleştirilmesi isimli son kitabında, 1915 ve sonrasından itibaren, Ermeni ve Rumlara ait malların yağma sürecini, çıkartılan el koyma kanunlarıyla Türk burjuvazisinin oluşturulmasını belgelerle birlikte ortaya koydu. Nevzat Onaran ile ‘Emvali Metruke’ denilen bu malların yağma süreçlerini, el koyma ve yağmanın Türkiye’nin milliyetçi ideolojik devlet yapısının oluşmasındaki temel konumunu, soykırımı ve İttihatçılar ile Kemalistler arasındaki süreklilikleri konuştuk.…

Taner Akçam: Türkiye Cumhuriyeti’nin sırrı bu kanunlarda

Taner Akçam‘ın öğrencisi Ümit Kurt ile birlikte yazdığı Kanunların Ruhu – Emval-i Metruke Kanunlarında Soykırımın İzini Sürmek, İletişim Yayınları’ndan çıktı. Pek çok sarsıcı bilinmeyeni ortaya çıkaran kitap üzerine Yalçın Ergündoğan, sıcağı sıcağına Taner Akçam ile konuştu.

Yalçın Ergündoğan: Kanunların Ruhu adlı yeni bir çalışman şu günlerde İletişim Yayınları’ndan çıktı. Şöyle bir göz atınca bile, kitapta gene pek çok bilinmeyenin gün ışığına çıkarıldığı anlaşılıyor.