Garbis Altınoğlu – Atay’ın Tanıklığıyla İzmir Felâketi

İki gün önce dostum Recep Maraşlı’nın 9 Eylül 1922 ve onu izleyen günlerde İzmir’de yaşanan öldürme, denize dökme ve yakıp yıkma trajedisi üzerine hazırladığı “9 Eylül fotoğrafları”nı ve ona ilişkin sözlerini sayfamda paylaşmıştım. Hüseyin Korkmaz ve Değirmenci Ali adlı iki izleyicim buna, Türk milliyetçiliğinin bakış açısıyla karşı çıkmış ve yanıt vermeye çalışmışlar.…

Talat Ulusoy: 9 Ekim “İzmir’in KURTULUŞU!”

İzmir, her sene “9 Eylül”ü kutlar?

İzmir o gün “Kurtuluş”unu kutlar.

“Kurtuluş” kelimesi sonradan icattır. O günlerde, “İzmir’in istirdadı”dır (geri alınışı).

Başlangıçta İzmir’i “kurtarmak” yoktur, “geri almak” vardır, “Yunan”dan geri almak!

Yunan askerleri şehri 9 Eylül’e varmadan boşaltmış, Yunan yüksek komiseri Stergiadis 7 Eylül günü şehirden ayrılmıştır.

Osmanlı mülki amiri Hükümet Konağı’ndadır, kumandan Sarı Kışla’da görev başındadır.…

Talat Ulusoy: İzmir Hatırlıyor! Geçmişi Unutmuyor!

26 Ağustos “Büyük Taarruz”dan, 9 Eylül “İzmir’in Kurtuluşu”na kadar geçen iki hafta “Zaferler Haftası”sıdır. Zaferler, ki “kutsal” kapsamındadır, hafızalara kazınır, sorgulanmaz. Oysa, kazıya kazıya harabeye dönmüş hafızalar, geçmişe sağlıklı bakabilmeyi, barış ve demokrasiyi güvenceye almış bir geleceğe yönelmeyi imkânsızlaştırır.

Sekiz yıldan bu yana; geçmişe “resmî” kabuller dışında bakabilmek, ezberleri aşabilmek için “Yüzleşme Atölyesi” çaba gösteriyor.…

Yılmaz Murat Bilican: İzmir 9 Eylül’de kurtuldu, 13 Eylül’de yandı, yaraları hâla acıyor…

13 Eylül 1922’de İzmir yanmaya başlar.

Yangın, şehrin birden çok yerinde aynı anda başlar ve büyük bir hızla yayılır.

Dönemin İstanbul’dan sonra, en modern, en gelişmiş, en gözde şehri, güzel İzmir 5 gün boyunca cayır cayır yanar. Falih Rıfkı’nın deyimiyle “Gavur İzmir karanlıkta alev alev, gündüz tüte tüte yanıp biter.”

Yangın gerçekten de bitirir İzmir’i.…

Hamit Erdem: İzmir Yangını (13 Eylül 1922)

“Ermeni mahallesinde çıkan yangın, güneyden esen rüzgârın etkisiyle kısa zamanda rüzgârın alevleri ittiği yönde yayıldı. Arka arkaya büyük patlama gürültüleri duyuldu. Göğe doğru kapkara bir bulut uzandı, büyüdü, yavaş yavaş bütün gökyüzünü kapladı. Artık bütün şehri yangın dumanının kokusu sarmış, alevlerin sıcaklığı her yerde duyulmaya başlamıştı. Kara bulut kıpkızıl olmuş, yere kıvılcımlar, korlaşmış cisimler yağıyordu.…

Talat Ulusoy: İzmir’in Hafızası

13 Eylül 1922 günü, kurtarıldıktan üç gün sonra başlayan büyük yangın, altıncı gününde söner. İzmir de söner. Çok-kültürlü hayatı, çok renkli inanç dünyası, gelişen sanayi ve ticareti, birbirinden güzel binalarıyla, Akdeniz’in incisi İzmir biter.

Yangın günleri boyunca Afyon’dan bu yana sürülen Hıristiyan kadın, çocuk ve yaşlı, sayıları İzmir nüfusundan fazla insan, alevlerle deniz arasına sıkışıp kalır.…

Serdar Korucu: 9 Eylül ile Yanan Ermeni Atina’sı: İzmir

9 Eylül 1922, İzmir için kritik bir tarih. Yunan Ordusu’nun 15 Mayıs 1919’da başlayan hâkimiyetinin sona ermesi ve Ankara güçlerinin Osmanlı İmparatorluğu’nun dünyaya açılan en büyük merkezlerinden birini geri alması demek. Bu tarih bugüne kadar çoğunlukla Türkiye ve Yunanistan tarafları açısından değerlendirilse de İzmir’in kritik öneme sahip olduğu toplumlardan biri de Ermenilerdi.…

Tamer Çilingir: İZMİR’İ YAKAN MUSTAFA KEMAL VE ASKERLERİDİR

Tarih 13 Eylül 1922… Son kalan Rum ve Ermeni varlığını da yok etmek için resmen ateşe verilir koca bir kent… Ege’nin incisi İzmir ateşler içinde kavrulur, yanar… 2 milyon 600 bin metrekarelik bir alanda 20 binden fazla ev, işyeri, hastane, kilise ve okullar yok edilir, ateşler içinde binlerce insan yanarak son nefeslerini verir…

Yaşanan planlı bir hareketle yapılmış korkunç bir katliamdır… Ama o kibriti çakanlar, alçakça ve vahşice çıkardıkları ‘yangını’n sorumluluğunu üstlenmez…

İzmir’i yakanlar ve ölenler bilir de yangının nasıl çıktığını, kimin çıkardığını; Türkiye Cumhuriyeti’nin kanlı kuruluş tarihini yalanlarla baştan yazanlar; başkaları bilmesin, duymasın, anlatmasın diye örtbas eder, iftiralarla gizlerler…

Resmi tarihin yalanlarından, hem de büyük yalanlarından biri ‘’İzmir Yangını’’ üzerinedir.…

Talât Ulusoy: Büyük İzmir Soygunu

9 Eylül 1922. “Yunan denize dökülür”, İzmir “kurtulur”.. Denize dökülen Yunan değil, kuşaklar boyu burada yaşamış İzmirli Hıristiyanlardır. “Kurtuluş”un üstünden dört gün geçer, İzmir yanmaya başlar. 18 Eylül’e varasıya günler boyu yanar güzelim şehir. Bu “Büyük Yangın” Büyük Millet Meclisi’nde görüşülmez (1), ama 9 Eylül günü “kurtuluş” ile başlayan “Büyük İzmir Soygunu” pek bir ateşli(!)

9 Eylül 1922: Kemalist güçler İzmir’i yaktı, yıktı, yağmaladı

Yunanistan’da krizin derinleşmesi ve barış taleplerinin yükselmesi üzerine Anadolu’dan çekilmeye başlayan Yunan ordusunu takip eden Kemalist güçler, geçtikleri yerleri yakıp yıkarak İzmir’e girdiler. Bu ileri hareket esnasında Batı Anadolu’nun Rum halkı neredeyse köklerine kadar kazındı, İzmir Rumları da “denize döküldü”. Kemalistler, Hristiyanlara ait semt ve mahalleleri önce yağmaladılar, sonra da ateşe verdiler.…