Hamit Bozarslan: Bazı Karşılaştırma Unsurları: Ermeni ve Yahudilerin Yok Edilmesi

1915-16 yıllarında Ermenilere yönelik kitlesel imha ile ilgili her düşünce, on yıllardır iki soruya çarpıyor: Ermenilerin imhası nasıl gerçekleşebildi? Ve neden, yaklaşık doksan yıl sonra Türk resmî makamları olanları haklı göstermeye devam ediyor?

Bu sorular üç tamamlayıcı, ancak bununla birlikte farklı seviyeye indirgenebilir. Bilimsel olan ilk seviyede söz konusu olayı inşa etmek, diğer deyişle, onu gerçekleştiği bağlam içine yerleştirme, tekilliği içinde izole etme ve ulaştığı yapısal dönüşümleri anlamaktır.…

Sait Çetinoğlu: Ermeni Soykırımı’nda Sivas Vilayeti Örneği

Sivas Vilayeti, oldukça büyük bir coğrafyayı kapsar, günümüzde üç vilayete (Amasya, Tokat, Sivas) bölündüğü gibi, Malatya, Kayseri, Giresun, Samsun, Çorum vilayetlerinin bir bölümü de o dönem Sivas Vilayeti dâhilindedir. Sivas Vilayeti, yoğun bir Hıristiyan nüfusa sahip olduğu gibi aynı zamanda Hıristiyanlar burada ekonomik olarak da çok güçlüdürler. Hıristiyanların özellikle de Ermenilerin sahip olduğu ekonomik güce ilişkin ayrıntılı bilgimizin olduğu ender illerden biridir.[1]…

Sait Çetinoğlu: Ermeni Toplumunun Yakıcı Yaşam Mücadelesi: Kaç kişisiniz Boğos Efendi?

Apraham Kasapyan’ın, Bu devirde, yaşlı, dünyaya veda etmekte olan bir ada­mın hayatını, onu çok sevenler bile okumaz, biliyorum. Yaşayanların vakti yok ki ölmekte olanın hayatıyla ilgilen­sinler. Bunu biliyorum, ama yine de, kendime bir meşgale olması için, hatırımda kalanları yazıya dökmeye çalışaca­ğım. Sözleriyle kaleme aldığı Tekirdağ’dan başlayan tehcir adı altındaki ölüm yolculuğu sürecinde ve ölüm coğrafyasındaki yaşam mücadelesini n gün ışığına çıkarıldığı yazarın torununun  çevirisiyle okuyucusuna sunulan Kaç Kişisiniz Boğos Efendi?

Özgür Sevgi Göral: Ermeni Soykırımı’nı tanımak

Şeylere ad koymak siyasi bir meseledir; adın nasıl konulacağı üzerine ise sıklıkla büyük mücadeleler yürütülür. Ad koymak aynı zamanda bir iktidar faaliyetidir de, ad koyarak bir şeyi tanımlar ve sınıflandırırsınız. Özgürlük mücadeleleri, bir açıdan da, iktidarların verdiği adları reddetmenin ve kendi adı için mücadele etmenin de tarihidir. O nedenle şöyle başlamak isterim, Ermeni kırımı, kıyımı, tehciri, olayları, meselesi, sorunu, felaketi değil, “Ermeni Soykırımı” dememiz gerektiğine inanıyorum.…

Sait Çetinoğlu: Ermeni Soykırımının Final Bilgileri, Belgeler ve Tanıklıklar: Naim Efendi’nin Hatıratı ve Talat Paşa Telgrafları

Sait ÇetinoğluMütarekenin hemen  sonrasında Soykırımın ikinci safhasının yaşandığı topraklardaki bilgileri ve belgeleri  paylaşan sevkiyat memuru Naim Efendi’nin Hatıratı, Taner Akçam tarafından  Krikor Gergeryan Arşivinde izi sürülerek, Arşiv bilgileri eşliğinde tekrar günümüze taşınmıştır. Akçam’ın Naim Efendi’nin Hatıratı ve Talat Paşa Telgrafları[i] başlıklı son çalışması, Aram Andonyan’ın[ii] Meskene günlüklerindeki  sözleriyle: hiçbir şey için umutları kalmamış,  Hatta Tanrı’ya inançlarını bile kaybetmiş; artık yaşama güçleri kalmamış olan,  ölüme mahkûm edilmiş Ermeni halkının  bakiyesinin  Soykırım’ın son noktasındaki yaşamına ve tüketilmesine odaklıdır. …

Menekşe Hatun ve Samuel’in hikayesi

Ahmet GüvenYazar Ahmet Güven, ‘Nar Taneleri’ adlı öykü kitabında 1915 soykırımında Kızılbaş Kürtler tarafından kurtarılan Ermenilerin hikayelerini yazmış. 7 öyküden oluşan kitapta, soykırım yıllarında Kayseri, Maraş, Malatya ve Sivas hattında Kürt-Ermeni ilişkileri de mercek altına alınmış.

Araştırmacı yazar ve Londra Kırkısraklılar Dayanışma Derneği Başkanı Ahmet Güven’in kaleme aldığı “Nar Taneleri” adlı kitabı okuyucular ile buluştu.…

Sait Çetinoğlu: Ermeni mallarının müsaderesi ve Mardin’de Mülkiyet değişimi

Mardin’de Hıristiyan mallarının müsaderesi kırsal kesimde Süryaniler, kentsel kesimde de Ermenilerin malları ve birikimlerinin talanı ve müsaderesi şeklinde gerçekleşir. Bu bakımdan Hıristiyanların yerleşim bölgelerine göre farklılık gösterir. Süryanilerin Mardin kent merkezinde varlıkları yoktur. Süryani Ortodoks kilisesinin yayın organı Yeni Günışığı dergisinin Haziran 1998 tarihli 3. sayısında Süryanilerin Mardin kent merkezinde varlıklarının olmadığına dikkat çekilmektedir.…

Talât Ulusoy: YİNE, YENİ, YENİDEN SOYKIRIM TASARISI

Eskiden “Milli Takım” (1-9-1) gibi bir taktikle futbol oynardı. Yani sürekli savunmada olurdu. Şimdi bu oyun tarzı bırakıldı., ama sadece futbolda bırakıldı. Özellikle sözde veya özde “Ermeni Soykırımı” gündeme geldimi aynı taktikle toplu savunmaya geçiliyor: Biz, Türk milleti böyle şey yapmadık, yapmayız!

Türk milleti, yani Türkiye Cumhuriyeti’nin Türk ve İslâm olan unsurları içinde asla “katil, hırsız, sapık” ve sair suçları işleyenler, özellikle kasınlara şiddet uygulayanlar yokmuş gibi, her “milli” meselede kendimizi toptan aklarız.…

Masis Kürkçügil: Soykırımı alet etmeyelim!

Alman Parlamentosu’nun 1915 Ermeni Soykırımını tanıyan kararı, ilginç tartışmalara yol açtı. Nurettin Demirtaş da bu vesileyle Ermeni milliyetçiliğine veryansın etmiş. İş bununla kalsa ne alaka deyip geçilebilir. Lakin bütün gazetelerde sürmanşet olmayı hak eden bir takım iddialarda da bulunmayı ihmal etmemiş.

“Hakkari’de ne zaman nasıl katliam yapmışlar bilemiyoruz fakat boşuna bu sözü sarf etmedikleri son 30 yıl içinde yaşanan katliamlardan bellidir: Gerek PKK gerillası kılığına girerek, gerekse bizzat Türk komandoları adıyla yüzlerce cinayet işlendiği kayıtlıdır” demiş konuşmasının can alıcı noktasında.…

Gökhan Özgün: Neredeyse “milliyetçi” bir Ermeni Soykırım tasarısı

Almanya Federal Meclisi’nin kabul ettiği Ermeni Soykırım tasarısına karşı yükselen akıl almaz ırkçı tepkileri bir yana koyuyorum. Bunlar hakkında yeterince yazıldı, ya da daha beteri, ne kadar yazılsa da yetmiyor, yetmeyecek.

Fakat Tayyip Erdoğan Partisi’nden yükselen en dikkat çekmeyen, en masum, en sıradan gibi görünen bir kaç kelime nedense benim çok kafama takıldı.…