Masis Kürkçügil: Önemli olan halkın tarihsel bilinci

Zor günlerden geçiyoruz. Kimilerinin faşizm, kimilerinin Erdoğanizm, kimilerinin kötülüğün iktidarı dediği, insanlığın siyasi ve toplumsal birikimini hiçe sayan, kendi dar kalıplarına uymayan herkese ve her şeye savaş açan bir tek adam rejimi altında, hepimiz önem verdiğimiz değerlerimiz için mücadele ediyoruz. Bu mücadele, aslında tamamen güncel ve gündelik olanda geçmiyor. Çünkü tarih de bir mücadele alanı.…

Masis Kürkçügil’le Söyleşi – Kırmızı pazartesiler

Gündemimiz katliamlar: Dersim’i tartışırken Maraş’ın 33. yıldönümü geldi, Fransa’daki soykırım inkârını yasaklayan yasa nedeniyle Ermeni meselesini tartışırken Uludere katliamı oldu. Uludere’den başlayalım…

Masis Kürkçügil: Konunun teknik boyutlarını gündeme getirdiğinde politik yanını kaybediyorsun. Kürt meselesini askeri yöntemlerle çözmeye niyetlendiğinde kaçınılmaz sonuç budur. O toprakta yaşayan insanları de facto düşman olarak görüyorsun demektir.…

Masis Kürkçügil: Bir Başka Tarih Mümkün Müydü? Ya da “Ermeni Meselesi” “Modernite” ve “Soykırım”

Adı konamayan “Ermeni Meselesi”nin 90. yılında Cumhuriyet tarihinde rastlanmadık yoğunlukta bir tartışma medyadan sol dergilere ve Millet Meclisi’nden Avrupa Parlamentosu Yeşiller grubuna, Arjantin, Polonya meclislerine kadar uzandı. Bütün bu çeşitlilik içinde oldukça anlamlı etkinliklerden biri tereciye tere satan Justin McCharty’nin mecliste yaptığı konuşmaydı. Tıpkı Bernard Lewis gibi (hazretin soykırım inkarcılığından Fransa’da başına geleni unutmadan)[1] McCharty’nin de Türk devleti politikasına, maaşlı memurları aratmayacak(!),…

Masis Kürkçügil: Hayatın Kıyısından Tarihe Sıçrayanların Hikâyesi

Meline Manuşyan’ın büyük bir sadelik, coşku, aşk ve sadakatle donanmış, Misak Manuşyan’ın hayatı hakkında temel kaynak olan “Manuşyan” kitabı türkçede yayımlanırken, herhangi bir yıldönümü, anma, tartışma yokken Fransa’da iki kitap bir çizgi roman daha yayımlandı. Bunlara ilaveten Robert Guédigian’ın “L’Armée de Crime” (Caniler Ordusu) filmi Eylül 2009’da gösterime girdi.
Uzun süre Manuşyan’ın kurşuna dizilmeden önce Meline’ye gönderdiği mektuptan esinlenmiş Aragon’un şiiri ve Leo Ferre’nin sesiyle belleklerde yer etmiş olan efsane, biraz daha ete kemiğe bürünüyor.…

Masis Kürkçügil: Soykırımı alet etmeyelim!

Alman Parlamentosu’nun 1915 Ermeni Soykırımını tanıyan kararı, ilginç tartışmalara yol açtı. Nurettin Demirtaş da bu vesileyle Ermeni milliyetçiliğine veryansın etmiş. İş bununla kalsa ne alaka deyip geçilebilir. Lakin bütün gazetelerde sürmanşet olmayı hak eden bir takım iddialarda da bulunmayı ihmal etmemiş.

“Hakkari’de ne zaman nasıl katliam yapmışlar bilemiyoruz fakat boşuna bu sözü sarf etmedikleri son 30 yıl içinde yaşanan katliamlardan bellidir: Gerek PKK gerillası kılığına girerek, gerekse bizzat Türk komandoları adıyla yüzlerce cinayet işlendiği kayıtlıdır” demiş konuşmasının can alıcı noktasında.…

Harun Ercan / Mehmet Polatel: Masis Kürkçügil ile Soykırım ve Ermeni-Kürt İlişkileri Üzerine

II. Abdülhamid dönemine gelmeden önce Ermeni toplumu içerisinde ne gibi toplumsal, siyasal ve kültürel dönüşümler yaşanıyordu?

Eğer “Ermenilerin siyasallaşmasından” bahsedeceksek II. Abdülhamid döneminden çok önce Ermenilerin “modern” anlamıyla, o günlerde gelişen sınıfların, burjuvalarının bulunduğu alanlar ne ise oralardan başlamak gerekir. Ermeni entelijansiyası, –tabii Batı Ermenistan’daki çünkü Doğu Ermenistan farklıdır; buluştukları kanal var ama önemli ölçüde ayrıdırlar– büyük oranda 1840’lı yıllarda Avrupa’da yetişmiştir.…