Robert Fisk: Ermeni soykırımının canlı kanıtı

ABD Türkiye’nin 1915’te 1,5 milyon Ermeni’yi katletmesinin soykırım olduğunu inkar etmek istiyor. Ancak kanıtlar orada, Beyrut yakınındaki bir tepede yer alan yetimhanede duruyor.

Ucuz betondan yapılma bir dikdörtgenle işaretlenmiş, sarı yaban zambakları ile donatılmış küçücük bir mezar. İçinde yatanlar, 1915 büyük soykırımının Ermeni yetimleri olan, Türk otoriteleri onları Beyrut’un yukarısındaki dönüştürülmüş bir Katolik kolejinde “Türkleştirmeye” çalışırken kolera ve açlıktan ölmüş 300 kadar çocuğun toza dönüşmüş kemikleri, kafatasları ve uyluk kemikleri.…

Sait Çetinoğlu: Tanıma ve Telin İTC Yargılamaları

Sait ÇetinoğluDiran Lokmagözyan’ın çevirisi ile Arsen Avagyan’ın  redaksiyonundan geçen Meline Anumyan’ın Tanıma ve Telin[i] başlıklı çalışmasında, Türk tarihçiliğinin ender değindiği bir dönemi irdelenmiştir. Anumyan, bu çalışmasıyla okuyucuya İTC’nin 1919-21 ve 1926 yargılamalarının ayrıntılı bir özetini sunmasının yanında, her iki dönem yargılamalarının kıyaslaması da yaparak Temmuz 1908 ile Temmuz 1926 aralığının da ayrıntılı bir bilançosunu çıkarması bakımından çalışma son derece önemlidir.…

Hovsep Hayreni: 1909 Adana katliamı

Meşrutiyet’in üzerinden bir yıl geçmeden Nisan 1909’da Adana ve Çukurova bölgesi Ermenileri büyük bir kırıma uğratıldı. 25-30 bin cana kıyan bu kırım ve talan hareketi eski İslam bağnazlığı kadar yeni yükselme yolundaki Türkçülüğün de damgasını taşıyordu. Türk-Müslüman sermayesi yararına gayrimüslim unsurların tasfiyesi, toprak ve sair zenginliklerin el değiştirmesi İttihat ve Terakki yönetiminin önde gelen hedeflerinden biriydi.…

Sait Çetinoğlu: Ermeni Soykırımının Final Bilgileri, Belgeler ve Tanıklıklar: Naim Efendi’nin Hatıratı ve Talat Paşa Telgrafları

Mütarekenin hemen sonrasında Soykırımın ikinci safhasının yaşandığı topraklardaki bilgileri ve belgeleri  paylaşan sevkiyat memuru Naim Efendi’nin Hatıratı, Taner Akçam tarafından Krikor Gergeryan Arşivinde izi sürülerek, Arşiv bilgileri eşliğinde tekrar günümüze taşınmıştır. Akçam’ın Naim Efendi’nin Hatıratı ve Talat Paşa Telgrafları[i] başlıklı son çalışması, Aram Andonyan’ın[ii] Meskene günlüklerindeki sözleriyle: hiçbir şey için umutları kalmamış,  Hatta Tanrı’ya inançlarını bile kaybetmiş; artık yaşama güçleri kalmamış olan, ölüme mahkûm edilmiş Ermeni halkının bakiyesinin  Soykırım’ın son noktasındaki yaşamına ve tüketilmesine odaklıdır.…

Sait Çetinoğlu: Türkiye’nin Türk, Kürt Burjuvazisinin Kara Tarihinden bir Yaprak: Malatya’da Ermeni Mallarını Kim Aldı?

Malatya hem Tarihi Ermenistan’ın çeperinde yer alması zengin bir Ermeni nüfusunun yanında Türklerin, Kürtlerin ve Kızılbaşların da nüfusun önemli bir parçası olması dolayısıyla ilginç Osmanlı sancaklarından biridir.

Malatya aynı zamanda 1915 Soykırım sürecinde ölüm yolculuğuna çıkarılan Ermeniler için de bir transit geçit ve toplanma bölgesidir. Ancak Malatya öyle sıradan bir geçiş yeri de değil, büyük sürgün kavşaklarının orta yerinde her istikametten gelenlerin önemli ölçüde eritildiği bir ana istasyon, bir nevi temerküz kampıdır.…

Sait Çetinoğlu: Osmanlı Kaynaklarında Ermeni Soykırımı

Sait ÇetinoğluErmeni Soykırımı üzerine örtülen sis perdesi kaldırılmaya devam ediliyor. Taner Akçam’ın “Ermeni Meselesi Hallolunmuştur[1] başlıklı son çalışması, Osmanlı arşivlerinden araştırmacılara izin verildiği kısmından, 1915’i açıklama ve adlandırma çalışmasıdır.

Akçam, Dâhiliye Nezareti şifre kalemi kayıtlarından Soykırımın izlerini kronolojik olarak sürer. Bu kayıtlardan Soykırımın belli bir plan dâhilinde yapıldığının kanıtlarını ortaya koyar.…

Sait Çetinoğlu: Kuzey mezopotamyada Hıristiyan katliamı

Sait ÇetinoğluÜlkemizde daha çok TTK başkanı Yusuf Halaçoğlu ile yaptığı tartışmalarla tanınan ünlü araştırmacı David Gaunt’un, gerek yabancı arşivlerde gerekse Genelkurmay arşivlerinde yaptığı incelemeler ve bunları sözlü tarih çalışmaları ile desteklenen 1.Savaş sırasında kuzey mezopotamya’da yapılan katliamlar ve etnik temizliklerle ilgili kapsamlı inceleme kitabının (1) yayınlanması dönemin karanlık ilişkilerine ışık tutması bakımından son derece önemli olduğu gibi bu gün bölgede yaşananların anlaşılması bakımından da aynı derecede önem taşımaktadır.…

Fatma Müge Göcek: Türk Tarihyazımı ve 1915’in Dayanılmaz Ağırlığı

Neredeyse insan algısının ötesine geçen travmatik olayları incelerken, akademisyenler Holocaust’un, 1915 gibi, tarihsel bir vaka olmaktan ziyade “kötülüğün, aşırı kurbanlaştırmanın (ve) ıstırap ve çaresizliğin doğasına dair bilincimizde silinemez izler” bırakarak “insan doğasını tehlikeli alan ve uygarlığı yargılama konusu yapan insan güdülerine ve eylemlerine işaret ettiği”ni (Arad 1997: 422), bu nedenle de Holocaust’a dair külliyatın yol göstericiliğini kabul etti.…

Ayşe Hür: 1915 Ermeni soykırımında kötüler ve iyiler

24 Nisan 1915’te bir grup Ermeni entelektüelinin Çankırı ve Ayaş’a sürgünü ile sembolik olarak, 27 Mayıs 1915 tarihli ‘Savaş Zamanında Hükümet Uygulamalarına Karşı Gelenler İçin Asker Tarafından Uygulanacak Önlemler Hakkında Geçici Kanun’la resmen başlayan 1915 Ermeni soykırımı (niye böyle adlandırdığımı bir başka yazıda anlatacağım), esas olarak İttihat ve Terakki Cemiyeti’nde (İTC) örgütlenmiş olan Türk milliyetçiliğinin, dağılmakta olan Osmanlı İmparatorluğu’nun yerine Türk ulus devletini kurmanın ilk adımı olarak ülkeyi gayrimüslim unsurlardan temizleme ve sermayenin Müslümanlaştırılması/Türkleştirilmesi harekâtıydı.…

Serdar Korucu: Ermeni Soykırımı Sürecinde Menbiç

Türkiye ile ABD arasındaki anlaşma ile gözler bu hafta Suriye’nin kuzeyindeki Menbiç’e (Münbiç) çevrildi. Menbiç yaklaşık 100 yıl önce de gündemdeydi. Nedeni ise soykırım sürecinde Ermeni sürgünlerin kaldıkları bölgelerden birisi olmasıydı.

Menbiç, Suriye’deki savaş öncesinde dünya kamuoyunun da, Türkiye’nin de adını pek duymadığı bir yerleşim birimiydi. Yaklaşık 100 bin kişilik nüfusu Araplar, Kürtler, Çerkes, Türkmenler ve Ermenilerden oluşuyordu.…