Sait Çetinoğlu: ÇETE GELENEĞİ

Gün geçmiyor ki ortalık çete haberleriyle çalkalanmasın, her çete haberi yeni bir şeymiş gibi, sanki ilk defa cereyan ediyormuş gibi sunuluyor, haber sunucuları bu haberleri verirken hayretten sanki ağızları bir karış açık dilleri tutulmuş gibi naklediyorlar. Rol kesiyorlar. Halbuki tarih boyunca çetelerle o kadar iç içelik var ki, çete teşkil etmeden neredeyse devletin bekası tehlikeye girecek, en önemli işleri çetelere havale edilmeden çözüldüğünü göremiyoruz.…

Arsen Avagyan: Deyr-i Zor Mutasarrıfı Salih Zeki ve Ermeni Soykırımı

Salih Zeki’nin zorbaca uygulamaları ilk kez Alaşehir’deki Rum nüfusunun zorla sürgününü ve göç ettirilmesini örgütleme sürecinde ortaya çıktı. Henüz resmen bu adı taşımasa da Balkan Savaşları sırasında kesin olarak biçimlenmiş Teşkilât-ı Mahsusa’nın 1913-1914 yıllarında Ege Denizi kıyı bölgelerindeki Rumları zorla tehcir ve sürgün etmesindeSalih Zeki’nin aktif rol oynadığı bellidir[1].

Anlaşıldığı kadarıyla 1910’lardan – itibaren Salih Zeki Ermeni siyasî partilerinin mensupları ile bazı temaslar kurmuş, çünkü Hınçak ve Taşnaksutyun gibi Ermeni partilerin önde gelen şahsiyetlerini ve Osmanlı Meclis-i Mebusanı’ndaki Ermeni mebusları tanıdığını ve hatta onlar ile uzun uzun konuşmalar yapmış olduğunu Salih Zeki kendisi dile getiriyormuş.…

Taner Akçam: Ermenilerin imhası kararı ne zaman alındı?

Bu makalede oldukça sınırlı bir soruya cevap aranacaktır; İttihat ve Terakki Partisi Ermenilerin imha edilmesi için bir karar veya kararlar aldı mı; aldı ise bu karar veya kararlar ne zaman alındı? Tek bir karardan mı yoksa zamana yayılmış değişik kararlardan mı söz ediyoruz? Konu hakkında bugüne kadar net bir cevap verilebildiğini söyleyemeyiz.…

Alin Ozinian: Teşkilat-ı Mahsusa’dan günümüze: Katillerimiz kahramanlarımızdır

İktidar partisinden Nurettin Canikli ile başladı her şey.

İmamoğlu’nu eleştirmek için anma gereği duydu katil Topal Osman’ı; o bölgede yaşayanların Türk kökenli olmadığını söylemekle yetinmedi, bölgeyi “gâvurlardan” temizleyen çeteci, işkenceci Topal Osman’ı da andı “bölgeyi Pontuslaştırmak isteyenlere karşı verdiği mücadelenin bir benzerini şimdi biz veriyoruz” dedi.

İmamoğlu çıkıp, “Övündüğünüz bir katil, sırasıyla, Rumları, Ermenileri, Kürtleri katleden bir cani, Trabzon milletvekili Ali Şükrü Bey’i öldürebilecek kadar kontrol edilemeyen bir ölüm makinası.…

Sait Çetinoğlu: Kuzey mezopotamyada Hıristiyan katliamı

Sait ÇetinoğluÜlkemizde daha çok TTK başkanı Yusuf Halaçoğlu ile yaptığı tartışmalarla tanınan ünlü araştırmacı David Gaunt’un, gerek yabancı arşivlerde gerekse Genelkurmay arşivlerinde yaptığı incelemeler ve bunları sözlü tarih çalışmaları ile desteklenen 1.Savaş sırasında kuzey mezopotamya’da yapılan katliamlar ve etnik temizliklerle ilgili kapsamlı inceleme kitabının (1) yayınlanması dönemin karanlık ilişkilerine ışık tutması bakımından son derece önemli olduğu gibi bu gün bölgede yaşananların anlaşılması bakımından da aynı derecede önem taşımaktadır.…

Sait Çetinoğlu: Devlette Süreklilik Gösteren Ruhu Üzerine

Topal Osman, 1. Dünya Savaşı öncesinde daha Türkiye savaşa katılmadan Rusya içlerinde karışıklık çıkartmak saldırılar, yağmalar ve soygunlar düzenlemek üzere Dr. Bahaeddin Şakir başkanlığında  teşkil edilen Teşkilat-ı Mahsusa birliklerine katılan bir çete reisidir. 100 gönüllü ve Trabzon Cezaevinin kapılarını açarak topladığı 150 katil ve soyguncuyu ileve ederek oluşturduğu çetesi ile Teşkilat’a katılmıştır.…

Erdal Doğan: Dink cinayetini Teşkilat-ı Mahsusa işledi

Yaşamında Hrant Dink’in avukatlığını yapan, cinayetten sonra da uzun süre davayla ilgilenen avukat Erdal Doğan’la, cinayetin öncesi, sırası ve sonrasını konuştuk. Dink cinayetiyle ilgili devlet içindeki güçlerin mutabakatının söz konusu olduğunu, sorumluluğu homojen bir yapıya yüklemenin asıl resmi kaçıracağını belirten Av. Doğan, “Cinayeti organize eden, Türkiye’nin 1915’ten beri, Teşkilat-ı Mahsusa’dan beri bildiğimiz ırkçı derin devlet yapılanmasıdır” dedi.

Sait Çetinoğlu: Teşkilat-ı Mahsusa

Teşkilat-ı Mahsusa Osmanlının son dönemi ve devamındaki cumhuriyet rejiminde, azınlıkları yada kendinden saymadıkları halk topluluklarını ve ulusları etnik temizlikten soykırıma varan cinayetlerin ve katliamların organizasyonunu 30 binin üstünde  bir  güçle yöneten bir kadrodur. Bu kadro, askeri ve sivil bürokrasinin de üstünde yer alır ve aydınlardan bürokrasiye din adamına ve yerel unsurlara kadar uzanan geniş bir yelpazeden devşirilen elemanlardan  oluşturulan bir cinayet şebekesi ve bir katil sürüsüdür.