Türkiye gibi her tarafı siyasi ve insani krizlerle çevrili bir ülkede gazeteciliğin de bu yoğunluğun gerektirdiği birikimle donanımlı olması beklenir. Yıllardır tüm dünyanın gözlerini çevirdiği Irak ve Suriye’nin hemen yanıbaşında olan bir ülkede en azından bu coğrafyayı tanıyan, tanıtan metinlerin olduğu bir gazetecilik performansı icap eder. Ancak bırakın herhangi ciddi bir analiz, anlama çabasını, yayınlanan nitelikli içeriğin hemen tümü “yerli” değil, çeviri metinlerden oluşuyor.…
Kategori: Türkiye
Amed Gökçen: Ezidiler O “Y” Harfi Yüzünden Hep Katliama Uğradı
Ezidiler neden binlerce yıl katliama uğradı? Türkiye’den neden göçtüler? Yüzlerini güneşe neden dönüyorlar? Türkiye’de kalmaları mümkün mü?
IŞİD, Irak’ta Ezidilerin yoğun olarak yaşadığı Şengal’e saldırısının ardından onbinlerce Ezidi göç yollarına düştü.
Bir bölümü Irak’ın farklı illerine, bir bölümü Rojava’ya sığınırken binlercesi de Türkiye’ye geldi. Silopi, Midyat, Viranşehir gibi yerlere dağılan Ezidilerin akıbeti henüz belli değil.…
Ragıp Zarakolu: Üçüncü torba açıldı
Sultan II. Abdülhamit döneminde muhbirlik gözde bir meslekti. 1908 anayasal devriminden sonra, muhbirlik gözden düştü, sansür kalktı.
Bunun için 1908 Devrimi hâlâ Basın Özgürlüğü Günü olarak kutlanmakta, TGC yıllık ödüllerini bu tarihte vermektedir. Bunun geleneksel mekanı Dolmabahçe Sarayı’nın bahçesi idi, ama AKP yönetimi birkaç yıldır bu mekanı, Ramazanı bahane ederek, içki içildiği gerekçesi ile TGC’ye vermemekte.…
Foti Benlisoy: ‘Hayır’dan sonra: Erdoğan karşıtlığını aşmak…
Devletin kurumsal mimarisinin lidere tabi kılınması, merkezinde lider olacak şekilde yeniden yapılandırılması, liderin bedeninde cisimleşen siyasal iktidarın bütün toplumsal sınıfların üzerinde yükselerek “aşırı” özerkleşmesi, sadece genel anlamda toplumun değil, hâkim sınıfın da siyaseten pasifize edilmesi anlamına gelir. Bonapartist girişim, farklı ve çelişen çıkarlara sahip olan devlet içi hiziplerin ve sermayenin çeşitli fraksiyonlarının lidere tabi kılınarak “siyaseten mülksüzleştirilmesi”, yani siyasal alana müdahale kapasitesinin zayıflatılması demektir.…
Sevan Nişanyan: Yanlış Kutup
Sevgili xxx, gönderdiğin kitapları dikkatle okudum. [Seyyid Kutup Yoldaki İşaretler; Mevdudi İslam’a Göre Dört Terim] Teşekkür ederim. İlaç tedavisi gibiydi, mide bulandırıcı ama faydalı.
İslamın –genelde dini fanatizmin– herhangi bir türüne tahammülüm hiç kalmadı sanıyorum. İnsanlığa hakaret ve medeniyete tehdit görüyorum sadece. “İyi niyetli” olduğu söylenen biçimlerinin dahi mantıklı varsayımları ve sonuçları o kadar belirgin ki, bunlara müsamaha göstermenin bile bile ladesten farkı yok.…
Kazım Gündoğan: ‘Dersim kimin yurdudur?’
YURT
20. ve 21. yüzyıllar boyunca gündemden düşmeyen “Yurt/vatan” kavram(lar)ı hâlâ çok tartışılmakta ve güncelliğini koruyarak, düşünce dünyamızda önemli bir yer tutmaktadır.
İnsanların üzerinde yaşadığı, ekonomik, sosyal ve kültürel olarak kendini yeniden ürettiği toprak parçası “yurt” olarak kabul görür. Elbette bir insan topluluğunun bir coğrafyayı yurt olarak seçmesinin veya bir yurt edinme ihtiyacının pek çok nedeni vardır.…
Süryanilar: Demokrasi ve özgürlük için tek adam rejimine ‘HAYIR’ diyoruz
Bethnahrin Ulusal Konseyi İsveç temsilcisi Metin Rhawi, AKP-MHP ittifakının hazırladığı anayasanın yetkileri tek kişiye vermesinin baskıların daha da artmasına yol açacağı uyarısında bulundu. Süryanilerin yanı sıra Türk ve Kürtlere de sandığa gitmeleri, demokrasi ve özgürlük için tek adam rejimine Hayır oyu kullanmaları çağrısı yaptı. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yürürlüğe konulan olağanüstü hal koşullarında demokrasinin rafa kaldırıldığına, medyanın, AKP ve Erdoğan’dan farklı düşünenlerin baskı altına alındığına dikkat çeken Rhawi, en kaygı verici olanın da dış dünyanın olanları sessizce izlemesi olduğunu söyledi.…
Cuma Çiçek: Kürtler, Araplar ve Sınırlar
Siyaset sosyolojisi, devlet ve formel siyasi kurumlara odaklanan klasik siyaset biliminden farklı olarak siyaset ve toplumu ilişkisel bir çerçevede ele almayı önerir. Siyasi rejimi, siyaset alanını ve kamu politikalarını belirleyen/şekillendiren sınıf, toplumsal cinsiyet, etnisite/ulus, din, kuşak, elitler, sosyal gruplar gibi toplumsal dinamiklere odaklanır. Farklı toplumsal dinamiklerin siyaset üzerindeki etkisini merkeze alan çalışmalar olduğu gibi, siyaset kurumunun bu toplumsal dinamikleri nasıl etkilediğini, dönüştürdüğünü ya da süreklileştirdiğini inceleyen çalışmalar da söz konusu.…
Tanık anlatımları ve detaylarıyla Kemal Kurkut cinayeti
Diyarbakır Newrozu’nda polis kurşunuyla öldürülen Kemal Kurkut cinayetinin detayları ortaya çıkmaya devam ediyor. Olayın başından bu yana Kurkut’un neden bıçakla ve üzeri çıplak biçimde kontrol noktasına geldiği akıllarda soru işareti olarak kalmıştı. Tanık anlatımlarına göre Kurkut, kendisine bağıran polislere öfkelendi, olay yerine yakın bir kasaptan bıçak aldı ve kendisini bir daha durduran polislerle girdiği tartışmada sinir krizi geçirdi ve “Ne var ne, üzerimde ne var?”…
Ayda Erbal/Erdem Özgül: Sorumluluk, “Kahramanlik” ve Sırrı Süreyya Önder
Ahmet Insel’in 26 Nisan 2011 tarihli Radikal yazisinin basligi Katilden Milli Kahraman Olur Mu?[4] diye soruyordu. Taner Akçam’in 1996 yilindan bu yana yazdigi eserlerinden anladigimiz kadariyla katilden kahraman olmasi bir istisna degil hatta neredeyse esyanin tabiatindan olmustur. Isin ilginç tarafi muktedirin bilinçalti da her yerde benzer çalisir, katile direnisin sembolü[5] muktedirin elinde baska bir katledilmenin mesrulastirilmasina bile malzeme olabilir.…