Mehmet Can: AKP ve II. Abdülhamit

Egemen blok içinde devam eden kavganın en önemli tarihsel figürüdür Sultan II. Abdülhamit. Osmanlı’dan günümüze süregelen, bir tarafta Sultan ve diğer tarafta ise Mithat Paşaların, Ali Suavilerin, Namık Kemallerin, kısacası İttihatçıların, Jön Türklerin temsil ettiği… Yani askeri paşaların temsil edildiği siyasi eğilimler arasında çok farklı tarihsel anlamlar yüklenen, herkesin ve her kesimin kendi durduğu yerden baktığı bir hanedandır II.…

Dr. Türkyılmaz: Rejimin tek marifeti yıkımdır

Bölgesel bir güç olmaya çalışırken yalnızlaşan AKP’nin, iç siyasette izlediği stratejiyi dışarıda uygulamaya ağırlık vererek, kendi geleceğini de bu gelişmelere daha çok bağladığının söyleyen Dr. Yektan Türkyılmaz, “Devlet kurumlarını, aklını, orduyu, eğitim sistemini her şeyi yıkıyorlar, hatta şehir ve ormanları da… Günü bir krizle kurtarıyor, bu krizi kapatmak için de daha büyük bir kriz meydana getiriyorlar” dedi.…

Arife Köse: Türk-İslam Sentezi ve AKP

AKP-MHP ittifakı, bu yakınlaşmanın nasıl bir düşünsel çizgiye denk düştüğü ile ilgili tartışmaları da beraberinde getirdi. Bu konuda yazılanlar arasında yaygın olarak ifade edilen görüşlerden biri, bu yakınlaşma ile birlikte AKP’nin daha ümmetçi bir milliyetçilik anlayışından Türk-İslam sentezine yöneldiğini anlatan görüş. Türk ve İslam sentezini Türkçü bir parti ile İslamcı gelenekten gelen bir partinin birlikteliği ve Bozkurt işaretiyle Rabia işaretinin yan yana gelmesinden daha iyi ne ifade edebilir ki!…

Foti Benlisoy: Ankara AKP’nin Madrid’i olabilir

Ankara katliamında yakınlarını kaybedenler Erdoğan’a hakaretten anında gözaltına alınıp tutuklanırken, protesto eylemlerine katılmak isteyenler makul şüpheden gözaltına alınırken, devletin canlı bomba listesindekiler nasıl oldu da Türkiye’nin başkentine ellerini kollarını sallayarak girip, ülkenin en kanlı terör saldırısını düzenleyebildiler? Hükümet/devlet bundan habersiz olabilir mi? Bu iki temel soru hâlâ yanıt bulmuş değil. Zira, zinhar sorumluluk kabul etmeyen iktidar, “PKK-IŞİD, bir de Paralelciler yaptı” dışında bir söz kurabilmiş değil.…

BASKIN ORAN: AKP ve IŞİD: İslamcılık ile Şiddet

Erdoğan’ın takıntılı bir insan oluşu çok konuşuluyor. “Takıntılı” derken, sadece olumsuzluk değil, kendine yarar sağlama açısından da düşünün. Mesela Erdoğan alla turca başkanlığa da takmış durumda, yani seçilmiş padişahlığa. Ama haklısınız, takıntı deyince asıl, başkalarına düşmanlığı anlamak normal.

Erdoğan bu ikinci anlamda mülti-takıntı bir kişilik. Gündelik lisanla “kafayı taktı” diyebileceğimiz öyle insanlar ve gruplar var ki, ortak paydaları Erdoğan’a biat etmemek olan bu unsurların çeşitliliği hayret verici: Gazeteciler, bürokratlar, iş insanları, yargı mensupları, öğrenciler, “Paraleller”, Esad…

Bu çeşitlilik karşısında, bu yazıda cumhurbaşkanımızın sadece dış politika takıntılarına değineceğim.…

YETVART DANZİKYAN: ABD’nin Suriye müdahalesi, AKP ve süreç

Bir yıl kadar önce, Esad yönetiminin kimyasal silah kullandığı yönünde güçlü şüpheler vardı ve ABD liderliğindeki koalisyonun Suriye topraklarına, Esad yönetimini cezalandırmak üzere bir saldırı düzenleyip düzenlemeyeceğini konuşuyorduk. Ancak Obama son anda konuyu Kongre’ye götürmeye karar verdi. Uluslararası ilişkileri yakından izleyenler için bunun anlamı açıktı: ABD saldırıdan vazgeçecekti. Zaten sonradan öyle oldu.…

Gabis Altınoğlu: Barış umutları ve Osmanlı oyunları

“Silahlar değil, artık gönüller konuşsun, fikirler, siyaset konuşsun. Eğer fikirlerine güveniyorlarsa, silahlarını ayaklarının altına alsın.” Başbakan R. T. Erdoğan’ın 8 Mart 2013’te Siirt’te yaptığı konuşmadan

“ ‘Artık silahlar sussun, fikirler ve siyasetler konuşsun’ noktasına geldik.” Abdullah Öcalan’ın 21 Mart 2013 Newroz mesajından

Bir süredir toplu bir barış sarhoşluğu yaşanıyor. A. Öcalan’ın 23 Şubat’ta İmralı Cezaevi’nde BDP’lilerle yaptığı görüşmenin tutanaklarının basına yansımasının ve ardından gene onun 21 Mart’ta yayımladığı ve görkemli Diyarbakır Newrozunda okunan mesajın ve buna bağlı olarak PKK’nın 23 Mart’ta ateşkes ilan etmesinin yankıları sürüyor.…