Atilla Dirim: Kamp Armen yazılır, Ermeni soykırımı okunur

Hani çok bilinen bir söz vardır ya, biraz değiştirerek söyleyecek olursak, “faşistler serbest, taşlar bağlı” diye, işte bu günlerde tam da bunu yaşıyoruz. Kars’ta Ülkü Ocakları adıyla bilinen faşist örgütün başkanı, Ermenistan’ın ünlü caz piyanisti Tigran Hamasyan’ın Ani’de konser vermesini “Kars’ta Ermeni avına mı çıkalım?” diye karşılamış.

Söyledikleri sadece bununla da sınırlı değil elbette.…

Atilla Dirim: Istanoz: Bir soykırımın sessiz ve unutulmuş tanığı…

Bir vakitler TBMM I. Dönem Sinop mebusu Dr. Rıza Nur, Topal Osman ile görüştüğü zaman, ona faaliyetlerinin nasıl gittiğini sormuştu.

Topal Osman, her şeyin yolunda gittiğinden, Pontos köylerini yakıp yıktığından söz etmiş, sadece taş binalar ile kiliseleri ileride işe yarar diye sakladığını anlatmıştı. Bunun üzerine Rıza Nur ona öyle yapmamasını, bunları da yıkması, hatta taşlarını uzaklara göndermesi gerektiğini öğütlemiş, aksi takdirde ileride birilerinin gelip bir zamanlar burada bir kilise vardı diyebileceğini belirtmişti.…

Atilla Dirim: Tehcirden deporta: Soykırım birleştiriyor!

Erdoğan, “İsteseydik onları deport ederdik!” diyor.

Yani daha anlaşılır bir dille, “İsteseydik tehcir ederdik” diyor.

Daha da anlaşılır bir dille, “Kestik, yine keseriz” demek istiyor aslında.

Erdoğan içindeki ırkçı nefreti kusarken, “Ülkemizde Ermenilere karşı olumsuz bir tavrımız mı oldu?” diye de soruyor.

Hadi geçmişi bir kenara koyduk, “Affedersiniz” Ermenilere her beş yılda bir “Sizi geldiğiniz yere gönderirim” demek olumlu bir davranış mıdır?…