Sait Çetinoğlu: Osmanlı Kaynaklarında Ermeni Soykırımı

Sait ÇetinoğluErmeni Soykırımı üzerine örtülen sis perdesi kaldırılmaya devam ediliyor. Taner Akçam’ın “Ermeni Meselesi Hallolunmuştur[1] başlıklı son çalışması, Osmanlı arşivlerinden araştırmacılara izin verildiği kısmından, 1915’i açıklama ve adlandırma çalışmasıdır.

Akçam, Dâhiliye Nezareti şifre kalemi kayıtlarından Soykırımın izlerini kronolojik olarak sürer. Bu kayıtlardan Soykırımın belli bir plan dâhilinde yapıldığının kanıtlarını ortaya koyar.…

Fatma Müge Göcek: Türk Tarihyazımı ve 1915’in Dayanılmaz Ağırlığı

Neredeyse insan algısının ötesine geçen travmatik olayları incelerken, akademisyenler Holocaust’un, 1915 gibi, tarihsel bir vaka olmaktan ziyade “kötülüğün, aşırı kurbanlaştırmanın (ve) ıstırap ve çaresizliğin doğasına dair bilincimizde silinemez izler” bırakarak “insan doğasını tehlikeli alan ve uygarlığı yargılama konusu yapan insan güdülerine ve eylemlerine işaret ettiği”ni (Arad 1997: 422), bu nedenle de Holocaust’a dair külliyatın yol göstericiliğini kabul etti.…

Ayşe Hür: 1915 Ermeni soykırımında kötüler ve iyiler

24 Nisan 1915’te bir grup Ermeni entelektüelinin Çankırı ve Ayaş’a sürgünü ile sembolik olarak, 27 Mayıs 1915 tarihli ‘Savaş Zamanında Hükümet Uygulamalarına Karşı Gelenler İçin Asker Tarafından Uygulanacak Önlemler Hakkında Geçici Kanun’la resmen başlayan 1915 Ermeni soykırımı (niye böyle adlandırdığımı bir başka yazıda anlatacağım), esas olarak İttihat ve Terakki Cemiyeti’nde (İTC) örgütlenmiş olan Türk milliyetçiliğinin, dağılmakta olan Osmanlı İmparatorluğu’nun yerine Türk ulus devletini kurmanın ilk adımı olarak ülkeyi gayrimüslim unsurlardan temizleme ve sermayenin Müslümanlaştırılması/Türkleştirilmesi harekâtıydı.…

Serdar Korucu: Ermeni Soykırımı Sürecinde Menbiç

Türkiye ile ABD arasındaki anlaşma ile gözler bu hafta Suriye’nin kuzeyindeki Menbiç’e (Münbiç) çevrildi. Menbiç yaklaşık 100 yıl önce de gündemdeydi. Nedeni ise soykırım sürecinde Ermeni sürgünlerin kaldıkları bölgelerden birisi olmasıydı.

Menbiç, Suriye’deki savaş öncesinde dünya kamuoyunun da, Türkiye’nin de adını pek duymadığı bir yerleşim birimiydi. Yaklaşık 100 bin kişilik nüfusu Araplar, Kürtler, Çerkes, Türkmenler ve Ermenilerden oluşuyordu.…

Bedros Dağlıyan: 24 Nisan 1915 Diyarbakır

Ksenefon’un on binlerin savaşını anlatması gibi dizine başımı koyduğumda saçımı okşarken anlatırdı yayam, Ermenilerin şehrini ve tehcirini.

Yıllar var ki memleketinden uzak gurbet kuşuyum; yaban ellerde tedirgin uçarım… Nasıl bir sevgi ve nasıl bir özlemdir, ben bilirim. Diyarbakır’ı meydana getiren ve bir arada yaşamanın şiirini yazmış olan halklar özgürlük duygularıyla öylesine bir bütün olmuştur ki, kimselere hele ki zalimlere hiçbir vakit eyvallah etmez.…

Sait Çetinoğlu: Ermeni Soykırım Tarihinde Suruç – Gecikmiş Bir Suruç Yazısı

Sait ÇetinoğluSon birkaç yıldır katliamlarla anılan Urfa’nın Suruç ilçesi tarihi bir şehirdir. Ermenilerin katliam tarihinde de güzel cümlelerle ifade edemeyeceğimiz  özel bir yeri vardır.

Suruç, Serûg adıyla Asur kralı Asurnasirpal’e (MÖ 884-859) ait bir yazıtta ve Tevrat’ın Tekvin kitabı II.20 ve devamında zikredilen Suruç’un özgün isim muhtemelen Aramicedir. 800 yılına ait bir Arapça kaynakta adı Serûç, aynı yıllardaki bir Asuri kaynakta (Simo Perpuli, Neo Assyrian Toponyms, Neukirchener, Verlag,1970) Serûg olarak geçmektedir.…

ERMENİ SOYKIRIMI – 103 sene geçti! Bu toplumun daha fazla zaman kaybetmeye tahammülü yok

Ermeni Soykırımı24 Nisan Anma Platformu tarafindan, Ermeni Soykırımı’nın yil dönümünde Tünel Meydani’nda sessiz eylem düzenlendi. Platform adina konusan Yildiz Önen, “Bu yüzlesme olmadan Hrant Dink’i, Sevag Balikçi’yi, Marisa Küçük’ü öldürerek 1915’in o korkunç gelenegini sürdüren ve bebeklerden katil yaratan karanligin üzerimizdeki agriligindan kurtulmamiz mümkün olmayacak” dedi.

24 Nisan Anma Platformu tarafindan, Beyoglu Tünel Meydani’nda 24 Nisan 1915 tarihinde Ermeni Soykirimi’nda hayatini kaybedenler anildi.…

Remzi Budancir: ‘Ermeni Gölü’nden 103 yıl sonra hala insan kemikleri çıkıyor

Ermeni SoykırımıBugün bir milyonu aşkın Ermeni’nin öldürüldüğü, milyonlarcasının tehcire tabi tutulduğu büyük katliamın yıldönümü. Ermenileri bütün izleriyle yok etmeyi hedefleyen katliam bazen yaşanan yere adını vererek, bazen saklanarak hayatta kalanların hafızalarında, bazen de kuşaktan kuşağa aktarılan anılarda canlılığını korumaya devam ediyor. Ermenilerin kimlikleri coğrafyadan silinse de yaşanan acı ve trajedinin izleri kalıcı oldu.…

Füsun Erdoğan: ‘Bazı yaralar zamanla iyileşmez!’

Füsun ErdoganErmeni Soykırımına ithafen söylenmiş bir söz bu… Ve bu sözün gerçek yaşamdaki karşılığını anlayabilmek için, ya bu acıların içinden geçerek hayata tutunmuş birinin yaşadıklarını anlatırken yüzüne çöken derin acı ve korkuya şahit olmalı… Ya da halkına yaşatılan acıların öyküleriyle büyümüş biriyle yüzleşmeli; gözlerine çöken acı ve öfkeyi hissetmeli… İnsan ancak o zaman soykırımın insanlık için nasıl bir onulmaz yara olduğunu anlayabiliyor.…

Nevzat Onaran: 1915 bir daha olur!

Osmanlı’nın dağıldığı bir süreçte Ermeniler, modern Türk kimliğinin ve ulus devlet inşasının önünde engel olarak görüldükleri için soykırıma maruz kaldı. Nüfusun yüzde 20’sine tekabül eden Hıristiyan ve Museviler tasfiye edildi, geri kalanlar ise kovuldu. Böylelikle Anadolu’nun İslamlaşması ve Türkleşmesi tamamlanmıştı. 1914-1923 yılları arasında Hıristiyanların temizlenmesinde yedeklenen Kürtler, 1920’lerin başından itibaren hedef haline getirildi.…