Ohannes Kılıçdağı: Telgraflar ne söylüyor?

Arşiv meselesi, Ermeni Soykırımı tartışmalarının merkezinde olageldi. Bunun en büyük sebebi, soykırımın soykırım olarak ispatının ancak arşivlerden çıkacak bir belgeyle mümkün olacağı fikriydi – yoksa inancı mı demeliyim? Böyle bir belge olmadığı sürece soykırım da yoktu. Çoğu kimse, faillerin elinden çıkmış ve belki de “Biz aşağıda imzası olanlar” diye başlayan, niyeti ve planı açıkça belli eden bir veya birkaç belge olması gerektiğine inandı.…

Ohannes Kılıçdağı: HDP’nin Türkiyelileşme meselesi

Malum, HDP’nin doğuşuyla birlikte, bunun Kürt siyasi hareketinin Türkiyelileşmesi için bir fırsat olduğundan bahsedildi, ediliyor. Aslında önemli ve olumlu olarak değerlendirilebilecek bir sürece denk gelen bu tabirin, son zamanlarda çok yanlış bir tanım veya imayla kullanıldığına şahit oluyoruz. Kimilerinin söylediklerinden, HDP’nin Türkiye siyasetinin ortalamasına yaklaştığı, bu siyaset ortamının önkabullerini benimsediği ölçüde Türkiyelileşeceği gibi bir sonuç çıkıyor.…

Ohannes Kılıçdağı: Bir oyalama aracı olarak arşiv ve komisyon

Geçen hafta, Ermeni Soykırımı konuşulurken sık sık gündeme gelen arşiv ve ortak tarih komisyonu konularını tartışmaya başlamıştık. Devam edelim.

Resmî çevreler, “Ermenilerin gizleyecek bir şeyleri” olduğu veya yalan söyledikleri iddiasını desteklemek için, sık sık, Boston’daki Taşnak Partisi arşivine araştırmacıların alınmadığını söylerler. Ben bu arşivde çalışmaya teşebbüs etmedim ama her başvuranın bu arşive alınmadığı da, deneyenler tarafından söyleniyor.…

Ohannes Kılıçdağı: Soykırımın zemini ve ateşleyicisi

Geçen haftaki yazıda, genelde soykırımlara, özelde Ermeni Soykırımı’na, mikro yani bölgeler ve bireyler ölçeğinde mi, yoksa makro yani siyaset, hukuk, ideoloji, uluslararası ilişkiler ölçeğinde mi bakmalı konusunu ele almıştık. “Nereden bakmalı?” sorusunun literatürde genişçe tartışılan bir başka boyutu da zamandır. Yani, soykırıma yol açan sebepleri veya faktörleri tartışırken zamanda ne kadar geriye gitmeliyiz?…

Ohannes Kılıçdağı: Zaman ve insan kaybı

Bu hafta size, bir siyasi partinin devletten/hükümetten talep ve beklentilerini içeren, kaynaklarım vasıtasıyla ulaştığım bir belgeyi, bire bir olmasa da, aktarmak istiyorum. O taleplerin bazılarını aşağıya madde madde alıyorum.

1. Vilayetlerin yerel yönetimi ülkede yaşamakta olan bütün halkların eşit olarak yararlanacakları ademimerkeziyet sistemi (yerinden yönetimin diğer bir adı- OK) temel alınarak yürütülmelidir.…

Ohannes Kılıçdağı: 1915 anketinin söyledikleri

Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi (EDAM), 1915 politikaları hakkında yaptığı bir ankette, cevap verenlerden soykırımın kabulü ve özür dileme, başka bir adım atmadan özür dileme, sadece üzüntü beyanı, hayatını kaybedenlerin sadece Ermeniler olmadığını söyleyip bütün Osmanlı vatandaşları için üzüntü beyanı ve hiçbir şey yapmama seçeneklerinden birini, Türkiye’nin izlemesi gereken politika olarak seçmelerini istemiş.…

Ohannes Kılıçdağı: Yüzüncü yılda ne olacak?

2015’e yani Ermeni Soykırımı’nın yüzüncü yılına az bir zaman kaldı. Yüzüncü yılda bir şeyler olacağına dair genel bir beklenti olsa da, böyle sembolik yıldönümlerini pek anlamayan ben, yüzüncü yılda farklı ne olacak bilemiyorum. Diaspora ve Ermenistan şimdiye kadar soykırımın anlatılması, tanınması ve adalet için şimdiye kadar yapmadıkları ne yapabilirler veya yapacaklar?…

Ohannes Kılıçdağı: Mahçupyan’ın danışmanlığı

Malumunuz olduğu üzere Etyen Mahçupyan ‘Başbakanlık Başdanışmanı’ sıfatını kazandı. Mahçupyan’a yapılan eleştiriler ayrıca tartışılabilir, ki bunların haklılık payı büyük, fakat ben kendisinin başdanışman olmasını, faydalı olma ihtimali olan bir gelişme olarak görüyorum. Nihayetinde, Türk ve Müslüman olmayan biri bu makama getirilmiştir. Bundan yola çıkarak demokrasimizin ne kadar geliştiğini falan anlatacak değilim fakat bu atamanın, en azından muhafazakâr tabana vereceği mesaj açısından olumlu sonuçları olabilir.…