Konstantinos Fotiadis: Pontus Rumlarına yönelik soykırım

Jön Türk soykırım planı ilk etapta Osmanlı Sultanlığı’ndaki tüm Hıristiyan etnik grupların ortadan kaldırılmasını hedefliyordu. İkinci etapta ise Müslümanların Türkleştirilmesi vardı. Gerçi bu plan I. Dünya Savaşı’nda tam olarak gerçekleştirilemedi, ama ne Mustafa Kemal ne Mustafa Kemal sonrası günümüz elitleri bundan vazgeçmedi. Tüm Mustafa Kemal sonrası hükümetlerin Küçük Asya’daki etnik gruplara, özellikle de Kürtlere yönelik son birkaç on yıllık politikaları, bu fikri doğrulamaktadır.…

Sait Çetinoğlu: Pontos Soykırımı ekonomik boykottan… cinayet… pogrom… oradan soykırıma uzanan geniş bir yelpazede gerçekleşti

Hellenic Broadcasting Coperation (ERT) ile yapılan söyleşi

Fani Katsikari: Jön Türk hareketi ne zaman başladı ve siyasi görüşleri neydi?

Sait Çetinoğlu: Her milliyetçi harekette olduğu gibi Jöntürk Siyasi organizasyonu İttihat ve Terakki Cemiyeti, Türk olmayan tıbbiye öğrencileri tarafından kuruldu, Tıp öğrencileri arasında filizlenen cemiyet, ilk açıklamasını da Ermenilerin hak talebine karşı yayınlamıştır.…

Panagiotis Diamantis: Osmanlıdan Cumhuriyete miras: Anadolu’nun Türkleştirilmesinde Pontos Helen soykırımı

1911’de başlayan Helenlerle ticaret ambargosu ve 1913 sonlarından itibaren benimsenen, Helenlerin doğu Trakya’dan ve Anadolu’nun Ege kıyılarından “göç etmesini teşvik” eden önlemler gibi eylemlerin de kanıtladığı üzere, Osmanlı devletinin, hâkimiyeti altındaki topraklarda yaşayan Helen varlığını ortadan kaldırmaya dönük bir planı vardı.

Geçtiğimiz yıllarda, Anadolu’nun Karadeniz bölgesine bir ilgi artışı söz konusu oldu ve çok sayıda dilbilimsel, kültürel, antropolojik ve tarihsel çalışma yapıldı.…

Sait Çetinoğlu: PONTOS SOYKIRIMI REEL POLİTİK’İN UNUTTURDUĞU SOYKIRIM

Greece public television ERT3  adına Kally Zaralı ile yapılan mülakat

Kally Zaralı: Soykırım gerçek midir?

Sait Çetinoğlu: Balkan savaşlarının sonunda 1913-14 yıllarında başlayan tecrit ve ekonomik boykot ve savaşla birlikte sahilden başlayan sürgünler soykırım sürecinin başlangıcıdır.

1916 yılı başında ( 9.3.1916) savaşın ortasında gerçekleştirilen kitlesel sürgünler Pontos Soykırımının ilk safhasıdır. 19 mayıs 1919 dan sonra başlayan milli mücadele sürecinde gerçekleşen kitlesel sürgünler Pontos Soykırımının ikinci safhasıdır.…

Sait Çetinoğlu: Pontos “Sorunu” İnsanlığın Sorunudur!

Bu yazı, 20. yüzyılın ilk büyük soykırımının bir parçası olan Pontos Soykırımına, sonuçlarına  ve  soykırımın sorumlularına odaklanmış olup, Adalet arayışının bir parçası olarak insanlığın sorumluluğunu dile getirmeyi amaçlar

Pontos Soykırımı Pontos halkının tarihsel topraklarından kazınarak vatan kaybı ile sonuçlanan, geçen yüzyılın ilk büyük soykırımlarından biridir. Soykırım birinci Jöntürk (İttihat ve Terakki) ve ikinci jöntürk (Kemalist) olmak üzere iki safhada gerçekleşmiştir.

Thea Halo: Yüz yıllık sessizlik

İnkâr ile sessizlik arasındaki mücadelede sessizlik galip gelir. Yani sessizlik, bir halkın soykırımını tamamlama konusunda inkara galip gelir. Pontos Rumları neredeyse 100 yıldır, doğrudan katliama maruz bırakılan veya 1916’dan 1923’e dek süren uzun sürgün yürüyüşünde, yollarda acı içinde hayatını kaybeden 353.000 baba, anne, büyükbaba ve büyükanne, çocuk, dost ve toplum üyesinin yasını tutuyorlar.…

Tuncay Yılmaz: 19 Mayıs 1919 Karadeniz (Pontos) Rumlarının soykırım simgesidir!

Türk ve Sünni Müslüman olmayan halkların kanları üzerinde yükselen Türkiye Cumhuriyeti soykırımcı, katliamcı tarihiyle yüzleşmeden bir milim olsun demokratikleşemeyecektir.

Cumhuriyetin 100. Yılı yaklaşırken bunca zamandır baskı, yasak, asimilasyon ve katliamlarla saklanan gerçekler bir bir su yüzüne çıkıyor.

Resmi tarih sayfalarında anlatılan hikayelerin gerçek yüzü ortaya çıktıkça hem hala içinden çıkmayı bir türlü başaramadığımız bu karanlık kuyunun derinliği daha iyi anlaşılıyor hem de çıkış yolu görünmeye başlıyor.…

Halil Erhan: TOPAL OSMAN VE MUHAFIZI DEDEM GENÇ AĞA

Genç Ağa dedem: Babaannemin büyük erkek kardeşi. Türk standartlarına göre değerlendirildiğinde pek görmeye alı­şık olmadığımız bir fizikî yapıda, oldukça uzun boylu, ya­kışıklı, beyaz tenli, göbeği ve fazla yağları olmayan, yumu­şak yüzlü, sevecen sesli, acıma hisleri kuvvetli, konuşurken daima saygılı, sesini hiç yükseltmeyen, “babayiğit” diye ta­nımlanabilen, çevresinde otoritesi hissedilen, saygı duyulan yaşlı bir yayla insanı.…

Tamer Çilingir: Katledilen 350 bin Pontos Rum’undan haberdar mısınız?

Siyasi Haber: Türk Uluslaşması sürecinde Ermeni, Asuri-Süryani-Keldani, Pontus Rum ve Ezidi soykırımının 100. yılı içerisindeyiz ve henüz geniş halk kesimlerine yayılmasa da Türk toplumunda da bu soykırımlarla yüzleşme çabası var. Bu çabayı, yüzleşmenin boyutunu nasıl buluyorsunuz?

Tamer Çilingir: Bu topraklarda yaşayan ulusların, etnik kimliklerin, inançların 100 yıl önce tek tipleştirilerek kah soykırımlarla kah asimilasyon, inkar politikalarıyla Türk-Sunni Müslüman bir yapıya dönüştürüldüğünü biliyoruz.…

Tamer Çilingir: PONTOS SÜRGÜNLERİ VE MAKRONİSİ CEHENNEMİ

Mübadele Rumların Küçük Asya ve Pontos’dan temizlenmesi amacını taşımaktaydı. Ama en çok da Pontos Rum Soykırımı’nın üzerini örtmek ve dünya kamuoyuna bu konuya dair söyleyecek söz bırakmamayı hedefliyordu. Çünkü Mübadele Anlaşmasına imza atan Türkiye Cumhuriyeti devleti ile Yunanistan devleti idi. Böylelikle aynı etnik kökene ait Yunanistan bile bu konunun üstünü örtmeyi kabul etmiş ve Türkiye ile böyle bir anlaşmaya imza atmışken, başkalarına zaten ’’laf’’ düşmezdi.…