Hamidiye Alayları, İttihat ve Terakki (1.Jöntürk) döneminde de Hafif Süvari Alayları muhafaza edilmiş El -Hamsin adı altında ellişer kişilik vurucu güç olarak, Teşkilat-ı Mahsusa birliklerine eklemlenerek, Ermeni Soykırımının en önemli aktörleri olarak kullanılmıştır. Bugün de bu Hamidiye artıkları korucu aşiretleri olarak Kürtlere karşı kullanılmaktadır (Ertuşi, Bucak, Jirki vs.) Teşkilat-ı Mahsusa kadrolarıyla birlikte, Hamidiye kadroları da Kemalist (2.Jöntürk)…
Kategori: Soykırım
Petros Hovhannisyan: PONTUS ERMENİLERİN GOLGOTASI
Yüzyıllar boyunca Ermeniler yığınlar halinde Karadenizin Güneydoğu kıyılarında, özellikle Trabzon’dan Samsuna uzanan sahil boylarında otururlardı. Sadece bu iki şehir arasında bulunan sayısız köylerde değil, Pontusun hemen hemen bütün bölgelerinde de çok sayıda Ermeni yaşardı. Bütünüyle Ermenilerin yaşadığı köylerin sayısı ise 200-ü aşkındı. Bir tek Ordu vilayetine bağlı 23 Ermeni köyü vardı[i].…
Petros Hovhannisyan: Karadeniz’e gömüldü insanlık
“Rum Manastırının kurtardığı 600 yetim Ermeni çocuğunu Türk askerleri zorla aldılar. Askerler onları gemici Bayraktar Oğlu Rahman’a teslim ettiler. Aldıkları emirle denize açılan gemiciler, çocukları birer birer çuvallara doldurup, ağızlarını sıkıca bağlayarak ve karadan epeyce uzaklaştıktan sonra körpe bedenleri denizin karanlık sularına attılar.”
Yüzyıllar boyunca Ermeniler yığınlar halinde Karadeniz’in Güneydoğu kıyılarında, özellikle Trabzon’dan Samsun’a uzanan sahil boylarında otururlardı.…
Musa Anter: ÇÜNGÜŞ’DE ERMENİ KATLİAMI VE GÜLLÜ AĞA
Çüngüş acayip bir yerdir. Volkaniktir, dağlıktır. Eski eserlerle doludur ve de çok acılı hatıraları vardır. 1954’de seçim propagandası için Yusuf Azizoğlu, Mustafa Ekinci, gazeteci olarak ben ve diğer partililer Çüngüş’e gittik. Haliyle Güllü Ağalara (ki şimdi Güldoğan soyadını almışlar) gittik. Bizzat Güllü Ağa’nın oğlu Mustafa Bey bizi ağırladı. Malum eski seçimlerde meydanlarda halkı kandırmaya lüzum yoktu.…
Sait Çetinoğlu: 1894-96 Ermeni Katliamları ve Charmetant Raporu
Abdülhamid döneminde Ermenilere karşı gerçekleşen 1894-96 katliamları 1915 Soykırımının gölgesinde kalmaktadır. Bunun nedeni 20. Yüzyılın ilk büyük soykırımının boyutu ve vahşetinden kaynaklanmaktadır. Oysa 1894-96 katliamları ve ardında bıraktığı izler son derece derin ve önemlidir. Bunlardan birkaçını sayarsak: Bu katliamların arkasında kitlesel olarak Ermeniler İslam’a geçirilmişlerdir. Diyarbakır İngiliz konsolos Yardımcısı bu sürecin altını çizerek örnekler verir; “Osmanlı İmparatorluğu içinde iki buçuk asırda meydana gelen olayları hatırlayalım.…
Attila Tuygan: Ermeni soykırımını inkâr, Prof. Justin Mccarthy ve türevleri…
Bir açık oturumda kendisine yöneltilen “Bu ülkede 1915 olaylarından sonra 100 bin Ermeni kaldı, bugün 40 bine düştü, neden böyle oldu sanıyorsunuz? İnsanlar Californiya’ya mı kaçtı sanıyorsunuz?” sorusuna cevaben “Senin de sonun Californiya olur” dedikten sonra tüm iddiaları “Hikâye bunlar” gibisinden gayet bilimsel(!) bir tavırla reddeden ama her nasılsa vakt-i zamanında profesör olmayı da başarmış Kemal Çiçek; devletin ‘görevli solcusu’ olarak İP genel başkanlığını yürüten Mehmet Perinçek; Türkiye’nin A.B.D.’deki…
Ragıp Zarakolu: İlk anma İstanbul’da yapıldı
Soykırım inkarcısı yeni tarihçiler, araştırmalarını tam bir seçmecilikle, Rus arşivlerine yönelttiler. Böylece Ermenilerin nasıl “ihanet” içinde olduğunu kanıtlamaya çalıştılar. Üstelik, Rus ordusunun desteğinden yararlanarak Ermeniler de Müslüman halka yönelik kıyımlarda bulunmuşlardı. Burada da tam bir “seçmeci” yaklaşım sergilendi.
Peki bundan çıkan sonuç ne olabilir?
1. Ermeniler soykırımı hak etmişlerdir. Böylece inkarcılık, inkar ederken, bir başka biçimde de itirafta bulunmakta, ve dolaylı da olsa soykırımın vuku bulduğunu kabul etmektedirler.…
Mahmut Konuk: ŞKÊR Â HENO
Bizim Siirt-Kurtalan’ın Güney-doğu yamacındaki Ayndar köyüne, kışın son günleri, baharın başlangıcı ile birlikte nêrgiz toplamaya giderdik… Bizim Ora’nın nêrgizleri çooook başka olurdu… Kokusunu yüzlerce metre öteden duyururdu. Eve getirip bir bardağın içinde suya koyduğumuz nêrgizler öyle şimdiki yapay nêrgizler gibi hemen iki günde solmaz, günlerce canlı kalır, açıldıkça açılır, evin içi efiiil efil kokardı.…
Ragıp Zarakolu: 100. yıla doğru koşar adım (1)
Bütün dünyada ve Türkiye’de kapsamlı biçimde anılacak olan Ermeni (+Süryani+Rum) soykırımının 100. yılının başlangıç tarihi olarak kabul edilen 24 Nisan’a 5 ay kaldı. İlk anma ve matem 1. Dünya Savaşı’nın bitiminden 6 ay sonra İstanbul’da 3 ayrı kilisede yapıldı. Buna diplomatik misyonların katıldığını biliyoruz. Osmanlı makamlarından herhangi bir yetkilinin katılıp katılmadığını ise bilmiyoruz.…
Taner Akçam: Perinçek nefret ve kin yaymaktan ceza aldı
Perinçek’in, “1915 soykırım değildir” dediği için cezalandırıldığının zannedilmesinin nedeni, Avrupa’daki ırkçılık ve nefret suçu ile ilgili yasalar konusunun bilinmiyor olmasıdır. Konunun Fransa’da, Holokost’u inkâr etmenin suç sayıldığı 1990’da çıkartılan Gayssot yasası ile alakası yoktur.
Avrupa Birliği uzun yıllardır ırkçılık ve nefret suçlarını bir standarda kavuşturmaya çalışıyor. Uzun tartışmalardan sonra 2008’de konuya ilişkin bir çerçeve yasa hazırlandı.…