Yılmaz Güney Ermeni soykırımı üzerine konuşuyor

Ermeni Soykırımı

Sinemacı Yılmaz Güney’in Kalıcı Halk Mahkemesi Başkanlığı’na Seslenişi (1984)

Sayın Başkan,

Saygıdeğer mahkemenizin Ermeni Soykırımı üzerine bir oturum düzenleyeceğini ilgiyle öğrendim.

Adalete aşık insanlar, hele ki benim gibi Türkiye kökenliyseler, bu sorun karşısında kayıtsız kalamazlar. Bu nedenledir ki izninizle birkaç düşünceyi dikkatinize sunmak istiyorum:

1. Kanımca soykırımın gerçekliği tartışma götürmez. Öldürücü bir milliyetçiliğin etkisi altındaki dönemin Türk yöneticileri, Türkiye’den Orta Asya bozkırlarına uzanan Panturancı bir imparatorluk kurmayı hayal ediyorlardı.…

Hollanda Parlamentosu Ermeni Soykırımı Tasarısını Tanıdı

Hollanda’da 1915 olaylarının soykırım olarak tanıyan tasarı, parlamentonun alt kanadı Tweede Kamer’de Türkiye saati ile bu akşam yapılan oylamayla kabul edildi.

Tüm büyük partilerin desteğini alan önerge, 3’e karşı 142 oyla parlamentonun alt kanadından geçti.

Dünya genelinde şu ana kadar 20’yi aşkın ülkenin parlamentosu 1915 olaylarıyla ilgili “soykırım” olarak tanıyan yasa ya da karar çıkardı.…

Serdar Korucu: Ermeni Soykırımı Sürecinde Afrin

Ermeni Soykırımı’nda Afrin’in önemli bir yer tutmasının nedeni bölgede yaklaşık yüzyıl önce Katma ve Rajo kamplarının bulunması. Raymond Kevorkian’ın Türkçeye çevrilerek İletişim Yayınları tarafından basılan “Ermeni Soykırımı” kitabına göre, Anadolu’nun dört bir yanından Ermeni kafileleri soykırım sürecinde bu kamplardan geçiyordu.

Katma, Ankara’daki Katolik Ermeni cemaatinin tehcir güzergahında bulunuyordu. Bu kafile, 27 Ağustos 1915’te jandarma ve polis tarafından tutuklanmıştı.…

Fransa’da Ermeni Soykırımını Anma Günü İlan Edilecek

Fransa’da Ermeni diasporasının çatı örgütlenmesi olan Ermeni Teşkilatları Koordinasyon Konseyi’nin (CCAF) yıllık yemeğine katılan Emmanuel Macron, Fransa’da “Ermeni soykırımını anma günü” ilan edileceğini bildirdi.

Deutsche Welle’den Kaynan Karaca’nın haberine göre Cumhurbaşkanı seçilmeden önce de seçim kampanyalarında bu yönde vaatte bulunan Macron, yemekte yaptığı 30 dakikalık konuşmada, “Ermeni soykırımının tanınması ve adalet için mücadele hepimizin mücadelesidir.…

Frangulis S. Frangos: Pontos’taki Soykırım Politikası ve Sürecine İttifak Devletleri Arşivinden Bakmak

Jön Türkler 1908’de kansız bir darbeyle yönetime el koydu. Gayrimüslim bütün azınlıklar o zaman durumun daha iyiye gideceğini umdular. Rum milletvekillileri meclise seçildiler,[1] “Hatta birisi dışişleri bakanı bile oldu (Mavrogenis Bey)[2], genel olarak Rumlar tüccar, bankacı ve eleman olarak çok önemli pozisyonlara gelmişlerdi”?[3]

Almanya’nın Atina’ya gönderdiği temsilci Almanya İmparatorluğu şansölyesine gönderdiği raporunda (4 Ekim 1908), İstanbul’daki “Türk Yunan Kardeşlik Şenliklerini» anlatmaktadır.…

FRUNZE’NİN PONTOS ANILARI

Taksim Anıtı’nda Atatürk’ün arkasında ve İsmet İnönü  ile Fevzi çakmak’ın yanında iki Sovyet generali duruyor. Bunlardan biri olan Mihail Vasilyeviç Frunze, Kızılordu’nun kurucularındandır. 1921’de SSCB’nin Kemalistlere desteğinin ilk taksiti olan 1,1 milyon altın rubleyi Ankara’ya getirmiş; Sovyet delegasyonunun başı olarak M. Kemal’le görüşmüş ve Türkiye-SSCB arasındaki işbirliği anlaşmasını imzalamıştır. Dönemin türk gazetelerinde “Türklerin niteliklerini işitmiştim. Fakat bu kez gördüklerim kanaatlerimi takviye etti.…

Frangulis S. Frangos: PONTOS’UN FERYADI

Jön Türkler, Pontos Rumlarına karşı aldıkları sürgün, tecavüz, katliam, köleleştirme ve idam gibi sert önlemler ile (PanaretosTopalidis’e göre), I. Dünya Savaşının başlangıcı olan 1914’ten Küçük Asya Felaketinin gerçekleştiği 1922 yılına kadar:
a. 1914-1918 döneminde, 170.576 Pontoslu
b. 1918-1922 döneminde, 199.122 Pontoslu Yani toplam 369.698 Pontoslu, 697.000 Rum’un %41,56’sı öldürüldü.

G. Valavanis’in Atina’daki Pontuslular Konseyinin Kara Kitabına göre ise Pontosluların kaybı 1922’de 303.238’e, Mart 1924’te ise 353.000’e varıyor.…

Nesim Ovadya İzrail: 24 Nisan 1915

1912 yılı Ekim ayının ilk günlerinde, sıkıyönetime ara verilmesiyle, İstanbul’da sivil göstericiler Balkanlardaki uyanışı ve Osmanlı’ya karşı ayaklanmayı protesto ediyordu. Balkanlardan gelmekte olan fırtınaya karşı 4 Ekim’de Sultanahmet’te yapılan ve muhalefette olan İttihatçıların körüklediği, aşırı milliyetçi, ırkçı ve savaş yanlısı gösteride yükselen sloganlar ve konuşmalarda geçen sözlerden bazıları şöyleydi:

“Harb, harb isteriz”;

“Daha dün karnını doyurduğumuz bu köpeklerin kulaklarını çekeceğiz”;

“Bu Balkan köpekleri İslam’ı çiğniyor”;

“Altı asırdır zaferlerin ihtişamını taşıyan bir imparatorluğa, onları hâlâ ayaklarımızın dibinde yatan köpeğin sırtındaki pireler gibi ezebilecek bir imparatorluğa leke sürüyorlar”;

“Çok yaşa İttihad”;

“Kahrolsun Yunanistan!…

Serdar Korucu: Türkiye’nin “Şehit-i Milli”si “Diyarbakır Kasabı”: Vali Reşid Bey

Dünyanın gündeminde “Bosna Kasabı” olarak bilinen eski Sırp komutan Ratko Mladiç’in soykırım, insanlığa karşı suç ve savaş kanunlarını ihlalden müebbet hapis cezasına çarptırılması var. Ermeni Soykırımı’nda büyük rolü olan ve “Diyarbakır Kasabı” olarak anılan Mehmed Reşid Bey ise hala “Şehit-i Milli” unvanı taşıyor.

Mehmed Reşid Bey, Ermeni Soykırımı tarih yazımında önde gelen faillerden biri olarak zikrediliyor.…

Frangolis S. Frangos: PONTOS HELENİZMİNİN SOYKIRIMI

Hristiyanların ve özellikle Helen ve Ermenilerin Osmanlı devlerinin ekonomik hayatında oynadıkları rol, 20inci yüzyılın başlarından itibaren onlara Osmanlı devletinin feodal yapısına karşı oluşan tepkiyi ifade etme fırsatı verdi. Osmanlı devletinde burjuva sınıfının yokluğundan kaynaklanan boşluk, bürokrasi ve ordu tarafından başarısızlıkla doldurulmaya çalışılmakta, Helen ve Ermeniler ise bu boşluktan yararlanarak demokratik burjuva devriminin gerekliliğini ifade etmekteydi.…