Sait Çetinoğlu: Sevan’ın 1915’te belirsizliğe yollanan Ermeni aydınlarından farkı yoktur

Sait ÇetinoğluNor Haratch – Sevan Nişanyan neden cezaevinde?

Sait Çetinoğlu -Yazar, Dilbilimci, Tarihçi, Turizmci, Çevirmen, eski öğretim üyesi Sevan Nişanyan, Şirince köyünde kendisine ait arazide yaptığı deneysel mimari eserlerinden ve restorasyonlardan dolayı cezaevinde bulunmaktadır. Türkiye’de böyle bir suçtan cezaevinde bulunan bir başka kişi yoktur. Sevan’a kendi arazisi üzerinde inşaat yapma izni verilmediğinden dolayı yaptığı yapılardan dolayı “izinsiz inşaat” gerekçesiyle cezalandırılmıştır.…

Prof. Gilbert Aschar: “Ortadoğu’da bir etnik temizlik yaşanıyor”

Londra SOAS Üniversitesi’nden Prof. Gilbert Aschar’dı. Aschar’la, Arap isyanının tarihsel sürecini, süregiden savaşı, Türkiye’nin bölgedeki pozisyonunu ve Ortadoğu’da Hıristiyanların geleceğini üzerine söyleşi.

Maral Dink: Özellikle Irak ve Suriye’de süregiden katliamları göz önünde bulundurduğumuzda, demokrasi ve insan hakları talepleriyle başlayan Arap isyanı, bugün hangi noktaya geldi?

Prof. Gilbert Aschar: Mevcut durumda, birçok ülkede, karşı devrimin başladığı söylenebilir.…

Philippe Raffi Kalfayan: ‘Toprak talebi Soykırım tazminatının bir unsuru değil’

Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu (FIDH) eski genel sekreteri ve OECD’ye bağlı Direnç İçin Küresel İttifak İnisiyatifi (AGIR) kurucusu ve direktörü Philippe Raffi Kalfayan’la, Ermeni Soykırımı tazminatı ve açılan bu davaları konuştuk. Kalfayan “Bireysel taleplerin idare edilmesi kolay bir iş, yakın gelecekte, özellikle de Türkiye’de, bu taleplere ilişkin açılan davaları daha sık göreceksiniz.…

Ümit Kurt: ‘Antep’e Gazilik unvanı veren savaş, Ermenilerin geri dönmesini imkânsız kılmanın mücadelesiydi’

Emre Can Dağlıoğlu: 1915’ten öncesinde, Ermenilerle diğer gruplar arasında tırmanan bir gerginlikten bahsedebilir miyiz?

Ümit Kurt: En azından 19. yüzyılın son çeyreğine kadar Antep’te Ermeniler ve diğer Müslüman topluluklar arasında göreceli de olsa ‘uyumlu’ bir arada yaşayabilme pratiklerinden bahsetmek mümkün. Ancak yine bu dönemde, Ermenilerin bilhassa ekonomi ve eğitim gibi alanlarda göstermiş oldukları ilerlemenin karşısında Türk-Müslüman grupların yerinde sayması, aynı coğrafyada yaşayan iki farklı topluluk arasında belirgin fay hatlarının oluşmasına sebep oldu.…

Mahçupyan: Cemaat, Öcalan’ın muhattaplığını hazmedemedi

Bu güne kadar Türkiye’deki hakim algının, ‘tüm kurumlar devletin ideolojisi için yaratılmıştır’ şeklinde olduğunu ancak AKP döneminde çok güçlü bir sosyolojik dönüşüm üzerine siyasi bir kavganın başladığını ifade eden Başbakan Başdanışmanı Etyen Mahçupyan, Kürd sorununun çözümü konusunda da bir algı değişimi yaşandığını, çözümün çok zorlu aşamalardan geçtiğini söyledi. Her kriz döneminde Öcalan’ın duruma el attığını, Öcalan’ın Türkiye’de artık çok kritik bir faktör olduğunu ve “her şey bitti” dendiği her dönemde Öcalan’ın ‘çok sakin ve sorumlu davrandığını’ söyledi.…

Hakan Bakırcıoğlu: Dink cinayeti ‘iç çatışmayı’ aşar

Hrant Dink’in katledilişinin 8’inci yıldönümündeyiz. 8 yıl süren bir dava sürecinde elle tutulur bir gelişme yaşanmadı. Süreç içinde, cinayete adı karışan kamu görevlilerinin soruşturmasına izin verilmedi, deliller karartıldı, kamera kayıtları yok edildi ve ‘Ankara’nın dehlizlerinde kaybolmayacak’ denilen cinayet bugünlerde Ankara’nın iktidar ve güç kavgasının ortasında gidip geliyor. AİHM ve AYM’nin “cinayetin önüne geçilmediği ve ihlal var” kararları ardından yeniden soruşturma açıldı.…

Erdal Doğan: Dink cinayetini Teşkilat-ı Mahsusa işledi

Yaşamında Hrant Dink’in avukatlığını yapan, cinayetten sonra da uzun süre davayla ilgilenen avukat Erdal Doğan’la, cinayetin öncesi, sırası ve sonrasını konuştuk. Dink cinayetiyle ilgili devlet içindeki güçlerin mutabakatının söz konusu olduğunu, sorumluluğu homojen bir yapıya yüklemenin asıl resmi kaçıracağını belirten Av. Doğan, “Cinayeti organize eden, Türkiye’nin 1915’ten beri, Teşkilat-ı Mahsusa’dan beri bildiğimiz ırkçı derin devlet yapılanmasıdır” dedi.

“Ankara’nın Çanakkale manevrası utanç verici”

Türkiye’de gözler bir kez daha 1915 tartışmasına çevrildi. Geçen sene Ermeniler için taziye mesajı yayımlayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan , 24 Nisan’da Çanakkale Zaferi için uluslararası anma yapılacağını açıkladı. Yani tam da Erivan’da soykırım anıtında 1915’in 100. yıldönümü anılırken… Prof. Taner Akçam ile “Emval-i Metruke Kanunlarında Soykırımın İzini Sürmek” kitabını hazırlayan, son olarak Antep Ermenilerinin mülklerine nasıl el konulduğunu araştıran Clark Üniversitesi Tarih Bölümü’nde doktorasını sürdüren Ümit Kurt’a göre Ankara’nın kararı “taziye mesajından geriye dönüş” niteliğinde.

Arsen Yarman: ‘Bu kitabı I. Dünya Savaşı’nda görünmeyen Ermeni emeğini anlatmak için yazdım’

Ezgi Berk: Daha önceki kitaplarınızdan bildiğimiz kadarıyla, Ermenilerin Osmanlı’daki sağlık hizmetlerine katkısı, Ermenilerin sözlü ve yazılı kültürü gibi pek çok alanda çalışmalarınız var. Ermeni Etıbba Cemiyeti’ni nasıl keşfettiniz?

Arsen Yarman: Elime geçen Tarman dergisinin bir sayısıyla keşfettim. Okudukça Ermeni Etıbba Cemiyeti’nin faaliyetlerinin ayrıntılarına ulaştım ve kitaplaştırmaya karar verdim, kitabın tamamlanması 1,5 yıl sürdü.…

Sait Çetinoğlu: Tarihsel Ermeni topraklarını Türk saymak, Kürdistan saymak, Soykırımın sonuçlarına sahip çıkmakla eş anlamlıdır.

Greta Avetisyan: Sayın Çetinoğlu bir aktivist ve Türk toplumunun gerçek ve çarpıtılmamış tarihini ortaya koyan kitapçıklar yayınlayan Özgür Üniversitenin Türkiye’deki kurucusu olarak biliniyorsunuz. Böyle bir girişime başlamanızın sebebi neydi?

Sait Çetinoğlu: Özgür üniversitenin resmi kurucularından değilim. Destekleyicilerinden ve bu çevreden bir araştırmacıyım. Üniversitenin kuruluş bildirgesindeki tespitimizde: “Türkiye’de yönetici sınıfın egemenlik zihniyeti açısından, iddia edildiği gibi, Osmanlı İmparatorluğu’ndan radikal bir kopuşun yaşanmamış olması, tam tersine bu alanda en karanlık mirasın devralınmış olması ve bağnaz bir resmi ideolojinin kesin hakimiyeti, özerk kafaların ve kurumların oluşmasını engellemiştir.”…