Taner Akçam: Hrant’ın sözüdür: “Soykırımın çözümü Anadolu topraklarındadır”

Amerikan Temsilciler Meclisi ezici bir çoğunlukla (450’ye 11) Ermeni soykırımını resmi olarak tanıyan bir yasa tasarısını kabul etti. Kararın şu anda bağlayıcı bir niteliği yok, daha çok sembolik karakterde.

Ama Senato’nun kabul etmesi ile birlikte, Amerikan Mahkemeleri açısından bağlayıcı bir karakter kazanacaktır. Bu daha önce olmayan yeni bir durumdur.

Amerikan Kongresi Nisan 1975 ve Eylül 1984 yıllarında da benzeri kararlar almıştı.…

Fatma Müge Göcek: Türk Tarihyazımı ve 1915’in Dayanılmaz Ağırlığı

Neredeyse insan algısının ötesine geçen travmatik olayları incelerken, akademisyenler Holocaust’un, 1915 gibi, tarihsel bir vaka olmaktan ziyade “kötülüğün, aşırı kurbanlaştırmanın (ve) ıstırap ve çaresizliğin doğasına dair bilincimizde silinemez izler” bırakarak “insan doğasını tehlikeli alan ve uygarlığı yargılama konusu yapan insan güdülerine ve eylemlerine işaret ettiği”ni (Arad 1997: 422), bu nedenle de Holocaust’a dair külliyatın yol göstericiliğini kabul etti.…

Ayşe Hür: 1915 Ermeni soykırımında kötüler ve iyiler

24 Nisan 1915’te bir grup Ermeni entelektüelinin Çankırı ve Ayaş’a sürgünü ile sembolik olarak, 27 Mayıs 1915 tarihli ‘Savaş Zamanında Hükümet Uygulamalarına Karşı Gelenler İçin Asker Tarafından Uygulanacak Önlemler Hakkında Geçici Kanun’la resmen başlayan 1915 Ermeni soykırımı (niye böyle adlandırdığımı bir başka yazıda anlatacağım), esas olarak İttihat ve Terakki Cemiyeti’nde (İTC) örgütlenmiş olan Türk milliyetçiliğinin, dağılmakta olan Osmanlı İmparatorluğu’nun yerine Türk ulus devletini kurmanın ilk adımı olarak ülkeyi gayrimüslim unsurlardan temizleme ve sermayenin Müslümanlaştırılması/Türkleştirilmesi harekâtıydı.…

David Vergili: “Gök Neden Yıkılmadı Başımıza Bilmiyorum”

1915 yaz aylarından itibaren, Turabdin bölgesindeki şehir ve köylere, diğer taraftan Van, Hakkari ve Urmiye üçgeninde sistematik devlet ve yerel milislerin katılımı ve tertiplenmesiyle bölgede varlıklarını yüzyıllardır sürdüren Süryaniler benzersiz bir şiddetin ve vahşetin kurbanları oldu.

Osmanlı İmparatorluğu’nun batı ve Karadeniz kıyılarında bulunan Ermeni ve Pontos Rumları’nın maruz kaldığı zülum, doğuda ve gözlerden uzak bir şekilde Süryanileri hedef almıştı.…

Nevzat Onaran: 1915 bir daha olur!

Osmanlı’nın dağıldığı bir süreçte Ermeniler, modern Türk kimliğinin ve ulus devlet inşasının önünde engel olarak görüldükleri için soykırıma maruz kaldı. Nüfusun yüzde 20’sine tekabül eden Hıristiyan ve Museviler tasfiye edildi, geri kalanlar ise kovuldu. Böylelikle Anadolu’nun İslamlaşması ve Türkleşmesi tamamlanmıştı. 1914-1923 yılları arasında Hıristiyanların temizlenmesinde yedeklenen Kürtler, 1920’lerin başından itibaren hedef haline getirildi.…

Ulaş Başar Gezgin: 1915’e Nasıl Gelindi? Bir Özetin Özeti Denemesi

Bugün 24 Nisan. Bugünün yalnızca bir ulusal sorun bağlamında tartışılması büyük talihsizlik. Oysa 24 Nisan 1915, Osmanlı’nın ya demokratikleşip dönüşme ya da yerinde sayıp dağılma çatalında yol ayrımı noktasıydı.

Balkan Savaşları’ndan sonra Osmanlı, daha türdeş (homojen) bir nüfusla başbaşa kalır. Balkanlardaki Hıristiyan uyruklar Sırbistan’dan başlayarak Arnavutluk’a kadar Osmanlı zulmüne isyan eder; sömürgeciliğin keyfi yönetimi altında kalmaktansa bağımsız olmayı yeğlerler.…

Sivas’tan Uruguay’a 1915’in acılarını götürecek

İstanbul’da yaşayan Murat Aluçlu, 1915’teki Ermeni Soykırımı’nın “Ermeni toplumuna yaşattığı acılarla yüzleşmek için” 24 Nisan’da bisikletiyle dünya turuna çıktı. Aluçlu, 1915 öncesinde Ermenilerin yaşadığı, daha sonra babasının dünyaya geldiği ve şu an harabe durumda bulunan Sivas Hafik-Koşutdere köyündeki evden sembolik olarak taş alacak. Aluçlu, aldığı taş ya da taşlarla birlikte; Dersim’den Ermenistan’a, Kamboçya’dan Şili’ye dek,Türkiye ve dünyanın neredeyse tamamını bisikletiyle katedecek.…

Sibel Yerdeniz: Soykırım, cankırımı, büyük felaket, tehcir ya da 1915 olayları…

Büyüklüğün lanetli kaderi, yeni yaşam yaratmak için cesetlere basmak zorunda kalmasıdır.”

Heinrich Himmler (Hitler’in sağ kolu, SS komutanı)

Dışişleri Bakanlığı, Obama‘nın ‘1915 Olayları’ için kullandığı ‘Büyük felaket’ sözüne itiraz ederek kendisini “tüm tarafların acılarını dikkate alan, tarafsız, sağduyulu ve yapıcı bir yaklaşım” benimsemeye davet etmiş.

Colifornia Üniversitesi sosyoloji profesörlerinden Michael Mann’in, “Demokrasinin Karanlık Yüzü; Etnik Temizliği Açıklamak” adlı kapsamlı incelemesi,“tüm tarafların acılarını dikkate alan, tarafsız, sağduyulu ve yapıcı bir yaklaşım” olmasıyla ünlüdür ve ‘1915 olayları’na da genişçe yer verilmiştir.…

Hovsep Hayreni: YUKARI FIRAT ERMENİLERİ 1915 VE DERSİM – ÖNSÖZ

Bu çalışmanın yaklaşık yüz sayfalık bir bölümünü “Ermeni Kırımları ve Dersim” başlığı altında yıllar önce hazırlamıştım. Başlangıçta doğrudan Dersim’le ilgili az sayıda Ermenice kaynaktan bir derlemeydi yaptığım. Bunların içerdiği tarihsel, etnografik, topografik bilgileri de alarak “Ermeni Kaynaklarında Dersim” genel başlığı altında bir kitap tasarlıyordum. Türkiye’de tarihle yüzleşmeye daha erken bir katkı olması için Çemişgezek ve Çarsancak Erme-nilerinin kırım tanıklıkları ile Dersim’e sığınma öykülerini toparlayınca kitap çalışmasının bitimini beklemeden (2001 yılında) bu tarihsel hafıza bölümünü internet okuyucusuyla paylaştım.…

Ohannes Kılıçdağı: 1915 anketinin söyledikleri

Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi (EDAM), 1915 politikaları hakkında yaptığı bir ankette, cevap verenlerden soykırımın kabulü ve özür dileme, başka bir adım atmadan özür dileme, sadece üzüntü beyanı, hayatını kaybedenlerin sadece Ermeniler olmadığını söyleyip bütün Osmanlı vatandaşları için üzüntü beyanı ve hiçbir şey yapmama seçeneklerinden birini, Türkiye’nin izlemesi gereken politika olarak seçmelerini istemiş.…