Ümit Kurt: Hukuk ve Ermenilerin ekonomik varlığı

Osmanlı arşivlerinde Emval-i Metruke ve Tasfiye Komisyonlarına ait herhangi bir kayıt bulunmaktadır. Bu kayıtların ve söz konusu defterlerin araştırmacılara açılması, 1915-1917’de tehcir edilmek suretiyle fiziksel varlıklarının yanında maddi/ekonomik temelleri de ortadan kaldıran Osmanlı Ermenilerinin mal varlıklarına yönelik çıkartılan tüm kanun ve kararnamelerin özünün, onların Anadolu topraklarındaki izlerini silmek ve yeniden vücut bulmalarını engellemeye yönelik olduğu net olarak ortaya çıkacaktır.…

Dickran KOUYMJIAN: Soykırım Ne Zaman Biter?

“Soykırım ne zaman biter?” Beklenen cevap “cinayetler bittiği zaman”dır. Nazi Soykırımının, kitlesel imha kamplarının kurtarılması, İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesi veya bazen de Nürnberg Mahkemeleriyle bittiği söylenir. Her durumda, Nazi Soykırımı evrensel olarak ve hatta faili tarafından bile kabul edilen tarihsel bir gerçektir. Kamboçya’daki daha güncel soykırımın da -sorumlulardan hesap sorulmamakla birlikte- sona erdiği açıktır.…

Nevzat Onaran: Kitlesel Mülksüzleştirme ve Türkleştirme

Ermeni soykırımı, milleten Türk ve dinen Sünni İslam olmayanın demografik ve ekonomik yapıdan tasfiyesinin en şiddetli icraatıdır. Yurdundan sürülen Ermeni’nin malı-mülkü yağmalandı ve tarihi-kültürel varlığı imha edildi. Ermenilerin millet olarak mülksüzleştirilmesi 1870’lerde başladı ve 1915’teki soykırım harekâtıyla tamamlandı. Abdülhamid’in ve devamında İttihatçıların temellendirdiği kitlesel mülksüzleştirmenin ekonomi politiğinin inşası 1920’lerde tamamlandı ve yapısallaştırıldı.…

Ümit Kurt: Ermenilerin mülksüzleştirilmesinin aracı olarak hukuk sistemi

1913-1918 dönemi sırasında, iki büyük Osmanlı halkı olan Rumlar ve Ermenilere ait mülkler, bu insanları yurtlarından eden merkezi bir politikaya bağlı özel kanunlar aracılığıyla ellerinden alındı.[1] Her bir gruba karşı yürütülen politikaların bazı farklılıkları vardı. Buna rağmen, bu farklılıklar etnik ve dini ayrımlar çerçevesinde şekillenmek yerine, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin farklı dönemler ve koşullarda izlediği sürekli değişen politikaları tarafından belirleniyordu.…

Sait Çetinoğlu: Diyarbakır/Ergani [Argana] Sancağında 1915 Soykırımı ve Ermeni Mülklerinin Paylaşımı

1915 Soykırımı öncesinde Diyarbakır/Ergani [Argana] Maden Sancağında 50 kadar yerleşim yerine dağılmış 38430 Ermeni yaşamaktadır. Tarıma elverişli alanları ve Bakır madeni ile zengin bu yörede Dicle’nin kıyısında 3300 Ermeni’nin yaşadığı merkez yer alıyordu. Ergani’nin rahatlıkla bir Ermeni şehri olduğunu söylemek mümkündür. Sancağın mutasarrıfının da Ermeni olması bir tesadüf değildir.

Savaş döneminde ki ilk Mutasarrıfı Dikran Bey(1) 28 Ekimde görevinden alınır.…

Hüseyin Şengül: Sanasaryan Han: Gaspın Ve Zulmün Dikilitaşı

Sanasaryan Han diye değil, Sansaryan Han diye bilinir.

Bu meşhur binanın adının gerçekte Sanasaryan Han olduğunu, 10 sene önce Hrant Dink’le yaptığımız bir sohbette öğrenmiştim. Bina, Erzurumlu Sanasaryan adlı bir Ermeni tüccarınmış.

Bazen bir binanın, bir sokağın, bir insanın hikâyesi bir şehir tarihinin, bir ülke tarihinin nirengi noktalarını oluşturabilir. Tarihin arkları o yaşanmışlıklarla doludur.…

Sait Çetinoğlu: Gayrimüslim Cemaat Vakıfları: Müsaderenin Son Nesnesi

Sait ÇetinoğluTürkiye’deki Gayrimüslim vakıfları dağ gibi yığılmış sorunlarla yüz yüzedir. Bu sorunlar, Gayrimüslimlerin huzursuz edilmelerinin, sindirilmelerinin ve kovulmalarının sistemli bir parçasıdır. Yargıtay hukuk genel Kurulunun  1974 tarihli kararında Gayrimüslim TC vatandaşlarının Türk olmayanlar olarak değerlendirmiş Gayrimüslim cemaat vakıflarını da yabancı vakıflar olarak algılayarak mütekabiliyet şartı aramıştır. Yakın zamanda da hukukçu Cumhurbaşkanı, Vakıflar Yasasını iptal gerekçesinde aynı argümanları kullanarak bu algıyı perçinler.…

Ümit İzmen: Türkiye’de Sermaye Birikiminin Kaynakları

Thomas Piketty’nin şu meşhur Yirmi Birinci Yüzyılda Kapital başlıklı kitabındaki sermaye birikiminin tarihsel gelişimi üzerine gözlemleri kafamda bir dizi soru oluşmasına neden oldu.

Piketty, 1700’lerden günümüze sermayenin yani servet birikiminin gelişimini bugünün bazı gelişmiş ülkelerinden yola çıkarak detaylı biçimde inceliyor. Bu tarihsel veriden şöyle bir sonuç çıkıyor: Hemen tüm ülkelerde, toplam servet bir yılda elde edilen gelirler toplamının 6-7 katı.…

Talât Ulusoy: İTTİHATÇI SOYKIRIMCI KURTULUŞ

Her “24 Nisan”da hep aynı kalıba dökülmüş ifadeler: “Biz öyle şey yapmayız!” ya da “Ama onlar da bize yaptı!” Kesmedi mi, at topu tarihçi(!)lere: “Tarihi tarihçilere bırakalım, siyasetçiler değil, tarihi belgeler konuşsun!!!”

Ne bekliyorsun, konuştursana!

Öyle ya, pek çok belge imha edilmiştir, ya da İttihatçı devlet tapınağının kozmik odalarında kilit kilit üstüne saklıdır.…

Tolga Tüzün: Varlığımız Türk Varlığına Armağan Olsun

Osmanlı boyunduruğunda yaşayan Ermenilerin hayatı şimdilerde moda olan Pax Ottomana güzellemelerinin kurduğu anlatıdan bir hayli farklıydı. Türk ve Kürt komşularının sürekli baskısı altında aşırı vergilendirme; yağma, kız kaçırma ve fidye; Müslümanlığa döndürmek gibi gündelik tehditler altında zorlu bir yaşam mücadelesi vermekteydiler. Osmanlı hukukunda ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmeleri sık sık protestolar ve isyanlara sebep oluyordu: mahkemelerde Müslümanlara karşı şahitlikleri kabul görmediği gibi, silah taşımaları, at binmeleri ve evlerinin cephelerinin Müslüman evlerine bakması yasaktı.…