Ragıp Zarakolu: Kars Ardahan mevzuu

Babam Remzi Zarakol 1945 yılında Bulancak’tan Sovyet sınırındaki Arpaçay’da kaymakam olmuştu. O sırada ordu, Erzurum’a geri çekilmişti, bir Sovyet askeri harekatı beklendiğinden dolayı.

Ankara Sovyetler Birliği ile, eski dostluk ve işbirliği antlaşmasının yenilenmesini istediğinde, 2. Dünya Savaşı sonrasının değişen dünya koşulları nedeniyle, bazı taleplerde bulunduğunu ileri sürmüştü Moskova.

Aslında bu Türkiye’ye özgü bir olgu da değildi.…

Serdar Korucu: Ermeni ve Ezidilerin gözünden ‘Kars’ın kurtuluşu’

30 Ekim, Türkiye’de “Kars’ın düşman işgalinden kurtuluşu” olarak anılıyor. 1920’de Kazım Karabekir komutasındaki ordunun şehri ele geçirmesiyle Kars Türkiye sınırları içine girdi ve şehrin kaderi değişti. Bu süreçte en çok etkilenenlerse Ermeniler ve Ezidiler oldu.

Çarlık Rusya, 93 Harbi olarak da bilinen 1877-1878 Osmanlı-Rusya Savaşı sonucunda imzalanan Ayastefanos Antlaşması ile Kafkas cephesinde Batum, Çıldır, Kars ve Bayezid sancaklarını topraklarına kattı.…

Sait Çetinoğlu: Topal Osman ve Rum Bandosu (Giresun Rum Flarmoni Orkestrası) Kars, Koçgiri ve Sakarya Seferinde!

Bilindiği gibi, Feridunzade Topal Osman, tehcir işinden yani Ermeni Soykırımın Faillerinden biri olarak aranırken birden bire İstanbul’dan affedildiği gibi, her ne hikmetse o sıra İstanbul’da bulunan Giresun belediye başkanı da sağlık nedenleri dolayısıyla istifa ettiğinde, Topal Osman bir anda kendini belediye başkanlığı koltuğunda bulacaktır.

“Arandığı” dönemi geride bırakan Osman Ağa, Nerede kalmıştık!…

Serdar Korucu: Doğu Ekspresi Hattında Ermeni Soykırımı

Türkiye’nin başkenti Ankara’dan yola çıkan ve hala kapalı olan doğu sınırı Ermenistan’ın yanı başındaki Kars’a kadar giden Doğu Ekspresi, kış mevsimi ile birlikte fotoğraf sanatçıları, üniversite öğrencileri ile yürüyüş ve dağcılık gruplarının ilgi odağı.

Ankara’dan yola çıkan tren sırasıyla, Kayseri, Sivas, Erzincan ve Erzurum’dan geçerek Kars’a varıyor. Sosyal paylaşım platformlarında bu hatta çekilen fotoğraflar, bloglarda bu seyahatte alınan notlar merak uyandırıyor.…

Sait Çetinoğlu: Sesini Kaybeden Şehir: Böyle Bir Kars

Bırakıp ardımda yuvamı
Nehir kıyısındaki harap evimi
Bırakıp Kars kentini
Bahçelerini ve derin mavi göklerini,

Gezinip dururum şimdi hep başka şehirlerde
anayurdum gözlerimin önünde

Yeghishe Charents

Böyle Bir Kars[1] adıyla yayımladığı incelemesinde Ludmila Denisenko, her ayrıntısının ve her nesnesinin dikkatle ve önemle çizildiği naif bir Kars tablosu çizer. Kars’ın hiçbir köşesini ve hiçbir nesnesini unutmadan nerdeyse her santimetrekaresini özenle çizip okuyucusuyla paylaştığı eseri bir entografik inceleme olduğu kadar Kars’ın, bir şehrin sesini kaybetmesinin de tarihidir aynı zamanda.…