Slavoj Zizek: Avrupalı solcular Kürtleri ABD’ye bel bağladı diye reddediyor. Bu mide bulandırıcı bir ihanet.

Geçtiğimiz on yıllarda, Kürtlerin kendi komünal yaşamlarını örgütleme kapasitesi neredeyse ideal deney koşullarında sınandı: etraflarındaki devletlerin çatışmaları dışında özgürce nefes alacak bir alan bulur bulmaz tüm dünyayı şaşırttılar.

Yüz yıldan fazla zaman önce, Karl May, Alman kahraman Kara Ben Nemsi’nin maceraları hakkında bir çoksatar yazdı: Through Wild Kurdistan. Hemen popüler olan bu kitap, orta Avrupa’da şöyle bir Kürdistan algısı yarattı: acımasız aşiret savaşlarının, nahifçe mertliğin ve mizah duygusunun ama aynı zamanda da batıl itikatların, ihanetin ve hiç bitmeyen zalim savaşların olduğu bir yer.…

Alin Ozinian: Kürdofobik devletin, Kürdofobik basını

İktidar ve muhalefete ele ele vermiş, içlerinden atamadıkları “egemenlik duygusu” ile savaşı selamlıyorlar. Ne işe giriştiklerinin ve neyi desteklediklerinin farkındalar ama hamurları böyle; tarihle yüzleşemiyorlar, Kürtler ile huzurla yaşamak için gerekli düşünce değişikliğini kabullenemiyorlar. Değişememeleri sadece kendilerine değil, insanlığa, dünyaya zarar ne yazık ki…

Çok büyük sıkıntı yaratmıyor fakat bu yaşananlar ülkede çünkü milli bir mutabakat var!…

Ragıp Zarakolu: Salatada sos olmamak

Kürtler, uluslararası alanda Kobane direnişi ile, Ezidi halkının soykırımına karşı Sincar dağında direnişleri ile, kadın gerillalar uluslararası camiada ilk kez ciddi bir kabul gördüler.

Suriye bir anlamda 1998 yılında kendisinden isteneni yaptı. Ama en azından “bana onun kellesini ver” talebini yerine getirmedi.

Misafirlik hukukuna uygun davranmasa da, evinde yeterince kaldığını düşündüğü misafire, “komşular senden şikayet ediyor, bağına girip duruyormuşsun, terk etmelisin” dedi.…

Hovsep Hayreni: Osmanlı dönemi, Kürt otonomisi ve Ermeniler aleyhine işleyen süreç

Sultan Selim 1514 Çaldıran zaferinde kendisine büyük yardımı dokunan Kürt aşiret ve emirlerini daha kalıcı işbirliğine teşvik etmek amacıyla mükâfatlandırır. Gelecekte Kürtlerin savaş hizmetlerini güvenceye alacak şekilde Bitlisli Molla İdris’le anlaşmaya varır. Böylece imparatorluğun doğu sınırında savunma işiyle birlikte yerel otorite olma imtiyazı da Kürt feodal beylerine verilir. Bu tercihte din faktörünün de önemli bir rolü vardır.…

Sait Çetinoğlu: 1915 Soykırımı’nda Kürtler’in Rolü ve Hamidiye Alayları Üzerine

Ermeniler’in bu coğrafyadan kazınmasında en büyük suçlu İttihat ve Terakki ile Alman ortakları olmasının yanında bin yıllardır bu coğrafyada yaşayan bir halkın bir anda ortadan kaldırılması sadece ordu ve Teşkilat-ı Mahsusa çetelerinin örgütlediği cezaevinden çıkardıkları canilerden teşkil edilen çetelerin yanında yerel halkın da Soykırıma destek vermesi, İttihatçı canilerin işlerini tereyağından kıl çeker gibi düzenli bir şekilde gerçekleştirmelerinde en büyük kolaylık sağlamıştır.…

Garo Sasuni: 1930 Ararat İsyanı

Kürt bağımsızlık hareketi ve Ermeni-Kürt ilişkileri tarihinin en önemli sayfası 1930 yılı Haziranının başında patlak veren son Büyük Ararat İsyanıdır.

Dört yıllık Kürt bağımsızlık hareketini inceleyip, olayları tartar ve bir eleştiri ile onun değerini ölçersek, görürüz ki “Ararat” isyanmın bütün Kürdistan’ı kapsamamış ve büyük Kürt kitlelerini kendisiyle sürüklememiş olmasına rağmen, açık siyasi kavramı, düzenli örgütü, askeri disiplini ve direnişi ve de bilinçli Ermeni-Kürt dostluğu ile birinci derecede öneme sahip bir Kürt hareketidir.…

Sait Çetinoğlu: Devşirmeler ve Devletsizler: Kürd Halkının, Tarihsel Açmazından Kurtulmasında Uzun  Bir öneriler Demeti

Korkudan kendini korumak en esaslı savunmadır. Korku; insanı savunmasız, utanmaz, tutumsuz hallere sokar. İnsanının ruhunu çürütür ve köle durumuna düşürür. İnsanı umutsuz bırakır ve bitirir. Sonra insanlığa karşı her türlü kurnazlığı, kötülüğü yapmaya  alıştırır, hileli yaşamı prensip edinen bir hale sokar.

Ahmet Önal

Sait ÇetinoğluSiyasi köken olarak, cesaretin, ısrarın ve direniş fikrinin ana eksen olduğu, siyasi savunmasında Ermeni Soykırımından söz edip, mahkum eden ender radikal bir siyasi organizasyondan (Kawa)  gelen yazar ve yayıncı Ahmet Önal’ın Devşirmeler ve Devletsizler[i] başlıklı çalışması, Kürd-Ermeni, Türk –Ermeni ilişkileri ve Kürd tarihi üzerine ısrarlı yayın yapan ender Kürd yazar ve yayıncısı olarak Kürdlerin özgürlüğü konusundaki tarihsel sürekliliğin arka fonunda, günümüz sorunlarının incelendiği, yıllar içinde yazılmış ancak birbirine eklemli ve tekrara düşmeden, birbirini tamamlayan makalelerinin bir araya getirildiği bu çalışma, anahtar kavramları ile sorunun kaynağının belirlenmesi yanında çözümün anahtarlarını da belirlemiştir.…

Nevzat Onaran: 1915 bir daha olur!

Osmanlı’nın dağıldığı bir süreçte Ermeniler, modern Türk kimliğinin ve ulus devlet inşasının önünde engel olarak görüldükleri için soykırıma maruz kaldı. Nüfusun yüzde 20’sine tekabül eden Hıristiyan ve Museviler tasfiye edildi, geri kalanlar ise kovuldu. Böylelikle Anadolu’nun İslamlaşması ve Türkleşmesi tamamlanmıştı. 1914-1923 yılları arasında Hıristiyanların temizlenmesinde yedeklenen Kürtler, 1920’lerin başından itibaren hedef haline getirildi.…

David Gaunt: Sahnenin Hazırlanması: Kürtler Hakkari Asurilerini Yok Etmeye Başlıyorlar

Birkaç istisnayla, güneydoğu Anadolu’daki Süryani ve Ermeni yerleşimleri, Kürtlerin nüfusun çoğunluğunu oluşturdukları ve ağa denilen Kürt reislerin yerel siyasi gücü ellerinde bulundur­dukları bölgelerdi. Modernlik Öncesi zamanlarda, Süryaniler ve Kürtler birbirlerine yakın yerlerde yaşarlardı. Geleneksel olarak, Asur dini lider Mar Şimun’un, yönetimde Hakkâri emirinden sonra geliyor ve yokluğunda emire vekâlet ediyordu. Diyarbakır vila­yetinde birçok Kürt aşiret konfederasyonunun Süryani üyeleri vardı.…

Özlem Galip: Kürt ve Türk edebiyatında Ermeniler

Ermeniler, 1915’te, yaşadığımız topraklar üzerinde bir soykırıma uğradı. Milyonlarca Ermeni, artlarında mülkleriyle birlikte hikayelerini de bırakarak “ortadan kayboldu.” Peki bu durum, coğrafyanın diğer büyük halkları Türkler ve Kürtlerin edebiyatına nasıl yansıdı?

Öncelikle Türk edebiyatı…

Akademisyen ve gazeteci Murat Belge’nin de dediği gibi, sol eğilimli olarak tanınan yazarlarda bile, yalnız Ermenilere değil Osmanlı uyruğundan bütün azınlık unsurlara karşı düşmanlık güven bir tavra sık rastlanır.…