Suavi Aydın: Çanakkale Savaşları

Çanakkale neden önemlidir? Çanakkale muharebeleri, Türkiye’nin ideolojik ve siyasal kuruluşunda çok önemli rol oynayan 1915 yılının üç büyük olayından biridir. Diğerleri tahmin edilebileceği gibi Ermeni Tehciri ve Sarıkamış Faciası’dır. 1915’i anlamak, bugünkü Türkiye’nin ideolojik ve siyasal kuruluşunu, rejim içindeki askeri vesayeti de anlamak yolunda önemli bir merhale kaydetmek demektir. Toplumsal hafıza 1915 ile yüzleşmedikçe ve resmi 1915 anlatısının unsurları bir tür yapıbozuma uğratılmadıkça, Türkiye toplumunun siyaseten olgunlaşması gecikecek ve mevcut statükonun Türkiye’yi her açıdan kilitleyen unsurlarının toplum üzerindeki hegemonyası devam edecektir.…

Talat Ulusoy: Bir Çuvaldız: ONBEŞLER ve “KURTULUŞ”UN GÖLGESİ

Mustafa Suphi ve yoldaşlarının 28-29 Ocak 1920 gecesi Karadeniz’de boğularak öldürülmelerinin üzerinden yüz yıl geçti. Bu vahşet fiilinin faili ayan-beyan idi, lâkin “kuruculuk” süreci de dahil, her “devletli” vahşeti bugüne kadar hep ” faili meçhul” sayfasına yazıldı.

Oysa “Onbeşler”in faili meçhul falan değil!

M. Suphi ve yoldaşları daha Trabzon yollarında iken Büyük Millet Meclisi’nde yapılan gizli görüşmeler var (Bkz.…

Meline Anumyan: İttihatçıların 1926 Yargılamaları

İttihatçılar, Osmanlı İmparatorluğu’nun Birinci Dünya Savaşı yenilgisi sonrasında birkaç gruba bölünür. İçlerinden bir grup, padişahla işbirliğine başlar, İttihatçıların liderlerinden oluşan diğer grup yurt dışına kaçar, üçüncü grup ise milli hareketin çekirdeğini oluşturur. Bu son grup da kendi içinde alt gruplara bölünür. Bu alt gruplardan biri, milli bir devlet kurmaya tamamen taraftarken, diğer grup, milli hareketin zaferinden sonra, eski sistemin yeniden tesisini arzu etmekteydi[1].…

Şaban İba: İttihat ve Terakki Cemiyeti’nden devralınan miras

Osmanlı İmparatorluğu’nun sonunu üç savaş ve üç yenilgi hazırladı. Bunlardan birincisi, 1877-1878 Osmanlı Rus Savaşı ve Ayastefanos Antlaşması; ikincisi, 1912 ve 1913 Balkan Savaşlar ve Londra ile Bükreş Antlaşmaları; üçüncüsü de, Birinci Dünya Emperyalist Paylaşım Savaşı ve Mondros Mütarekesi’dir. Son iki savaş ve yenilgi antlaşmaları İttihat ve Terakki Cemiyeti (İTC) döneminde yapıldı.…

Ayşe Hür: Çağımızın Bir (Başka) Kahramanı: Topal Osman

Falih Rıfkı Atay Çankaya kitabında “Savaş bitip de İngilizler ve müttefikleri, İttihatçı ve hele Ermeni öldürüşçülüğünün hesaplarını sormak yoluna gidince, ne kadar gocunan varsa silahlanıp bir çeteye katılmıştır” der. Hakikaten de, Milli Mücadele’nin önemli isimlerinden Yenibahçeli Şükrü Bey, Deli Halit Paşa, Küçük Kazım, Hilmi, Nail Beyler, veya daha sonra Cumhuriyet hükümetlerinde bakanlık yapan Şükrü Kaya, Abdülhalik Renda, Pirinççizade Arif Fevzi, Ali Cenani Bey, Tevfik Şükrü Aras gibi yüksek sınıftan beylerin de Ermeni Tehciri’nde rolleri vardır.…

Serdar Korucu: Nazi Basınına Göre Mustafa Kemal ve Ermeni Soykırımı

Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemi ve Mustafa Kemal’in, 1. Dünya Savaşı’ndaki “müttefik” Almanya’nın basınındaki yansıması Stefan Ihrig’in Alfa Yayınlarından yayımlanan ve Ahmet Fethi Yıldırım tarafından Türkçeye kazandırılan “Naziler ve Atatürk” kitabında geniş bir şekilde yer alıyor. Kitapta öne çıkan konulardan biri de Alman basınının Ermeni Soykırımı’nı ele alışı…

Kitaba göre, Almanya basınında Mustafa Kemal’in adının duyulması ve Almanya’da ünlenmesi, “Yunan yayılmacılığı ve Ermeni misillemeleri korkularıyla harekete geçirdiği, Anadolu’nun Türk hinterlandının parçalanmasına karşı başlattığı” ulusal direniş hareketiyle oldu.…

Sait Çetinoğlu: Lozan: Kolonyalizmin Boğaz’a bir vasal görevlendirmesinin kısa hikayesi

1. Birinci Büyük Savaşın Sonu ve Osmanlının İşgal’i


30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan Mondros Mütarekesine göre teslim olan Osmanlı Devletinin çeşitli yerleri “işgal” edilir. Bu bir takım bölgelerde sembolik küçük bir “güç” bulundurulması şeklindedir. Bu birliklerin büyük bölümü İngilizler tarafından teşkil edilmiştir. İlginç olan İngilizlerin işgaline hiçbir yerde karşı çıkılmamış ve direnç gösterilmemiş olduğudur.…

Gülşen İşeri: Mustafa Suphi’lerden bu yana ‘devlette süreklilik…’

Karadeniz denilince akla mikro milliyetçilikten tutunda ırkçılığa, HES’lerle mücadeleden Terzi Fikri’nin hikayesine kadar uzanan, iç içe geçmiş bir sarmaldan söz edebiliriz. Karadeniz hırçındır, derindir, yaralıdır, inatçıdır! Bir de ‘komünist’ düşmanıdır!

80 sonrası yaşanılan ‘temizleme’ politikası Fatsa’nın sembol belediye başkanı olan Terzi Fikri’nin (Fikri Sönmez)getirdiği yenilikleri de alıp götürmüştü. 80 sonrası Fatsa’ya yapılan operasyonda Terzi Fikri tutuklandı.…

Attila Tuygan: YEDİ DÜVELE KARŞI!

I. Dünya Savaşı’nın başlamasına neden olan emperyalist cephelerden biri, Osmanlı İmparatorluğu’nun içinde olduğu, Almanya, Avusturya-Macaristan, Bulgaristan’ın oluşturduğu İttifak devletleri; savaşın galipleriyse, Avrupa’nın dört büyük emperyalisti Britanya, Fransa, İtalya ve Rusya’nın oluşturduğu İtilaf cephesidir. İtilaf, İttifak’ın lideri Almanya’nın, pek çok nedenin yanında, Ortadoğu’ya uzanan demiryolu hattı inşa etmek niyetiyle başlattığı savaşı galip bitiren ve muhtemelen Anadolu’da kalıcı olmak gibi bir niyeti olmayan İtilaf devletleri temsili olarak Osmanlı topraklarını işgal eder.…

Selim Deringil: Modernlik ve gericilik: Abdülhamid ve Mustafa Kemal

“Modernite” kavramı genelde olumlu çağrışımlar oluşturur. Eskinin, köhnemiş yapıların yerine yeni, dinamik ve çağdaş yapıların ikame edileceği; Aydınlama çağının inancı olan bugünün dünden ve yarının da bugünden daha iyi olacağı temeline oturur. Toplumların tarihlerinde “çağdaşlaşmanın” ve “gericiliğin” simgeleşmiş isimleri vardır. Türkiye tarihinde bunun en belirgin örneği Mustafa Kemal ve Sultan Abdülhamid’dir.…