Şaban İba: Türk solunda sosyal şovenizm ve milliyetçilik

Devrim, demokrasi ve sosyalizm mücadeleleri tarihi bize göstermiştir ki, burjuva şoven şartlanmalardan kendisini kurtaramamış bir işçi sınıfının ve onun politik örgütlenmeleri ulusal sorun konusunda kendisine düşen görevleri yapamamıştır. Yeterince bilinç ve örgütlülük gösteremeyen egemen ulus işçileri, ulusların kendi kaderlerini tayin hakkı ilkesine sahip çıkmadıkları gibi, buna tepki göstermiş, kendi burjuvazinin “vatan savunması ve ulusal birlik” sloganlarından etkilenerek ulusların eşitlik ve özgürlük mücadelelerine karşı tavır almıştır.…

Sinan Laçiner: Sistematik Yalan Siyaseti, Komploculuk Ve Sol Politika

Sovyetler Birliği’nin dağılması ve soğuk savaşın bitişinin ardından ABD’nin tek küresel efendi olarak kendi öncülüğünde Yeni Dünya Düzeni’nin zaferini ilan etmesi, egemen sınıflar açısından görece istikrarlı bir dönemin kapılarını açmış görünüyordu. Fakat bu çok uzun sürmedi ve 2000’lerin başlarından itibaren giderek hızlanan biçimde bu neoliberal hegemonyada çatlaklar belirmeye başladı. 2008 ekonomik krizi, Arap Baharı, darbeler, iç savaşlar ve artan kitlesel göçler, buna paralel biçimde yükselişe geçen ırkçılık ve göçmen düşmanlığı ile otoriter/despotik yönetimlerin yaygınlaşması, bu çatlakların görünür olduğu başlıca başlıklardı.…

Slavoj Zizek: Avrupalı solcular Kürtleri ABD’ye bel bağladı diye reddediyor. Bu mide bulandırıcı bir ihanet.

Geçtiğimiz on yıllarda, Kürtlerin kendi komünal yaşamlarını örgütleme kapasitesi neredeyse ideal deney koşullarında sınandı: etraflarındaki devletlerin çatışmaları dışında özgürce nefes alacak bir alan bulur bulmaz tüm dünyayı şaşırttılar.

Yüz yıldan fazla zaman önce, Karl May, Alman kahraman Kara Ben Nemsi’nin maceraları hakkında bir çoksatar yazdı: Through Wild Kurdistan. Hemen popüler olan bu kitap, orta Avrupa’da şöyle bir Kürdistan algısı yarattı: acımasız aşiret savaşlarının, nahifçe mertliğin ve mizah duygusunun ama aynı zamanda da batıl itikatların, ihanetin ve hiç bitmeyen zalim savaşların olduğu bir yer.…

Arife Köse: Türk-İslam Sentezi ve AKP

AKP-MHP ittifakı, bu yakınlaşmanın nasıl bir düşünsel çizgiye denk düştüğü ile ilgili tartışmaları da beraberinde getirdi. Bu konuda yazılanlar arasında yaygın olarak ifade edilen görüşlerden biri, bu yakınlaşma ile birlikte AKP’nin daha ümmetçi bir milliyetçilik anlayışından Türk-İslam sentezine yöneldiğini anlatan görüş. Türk ve İslam sentezini Türkçü bir parti ile İslamcı gelenekten gelen bir partinin birlikteliği ve Bozkurt işaretiyle Rabia işaretinin yan yana gelmesinden daha iyi ne ifade edebilir ki!…

Orkun Küçükköprü: EMPERYALİZM BÖLÜCÜDÜR…KAPİTALİZM ÖLDÜRÜR!

S-400’ler, jeostratejik Enerji Savaşlarıyla İlişkili mi?

“AYŞE TATİLE ÇIKSIN”

20 Temmuz 1974 günü TSK (Türk Silahlı Kuvvetleri) Kıbrıs’a, “Ayşe Tatile Çıksın” parolasıyla “Türklere ve Rumlara barış getirecek” bir askeri operasyon düzenledi. Ada’nın kuzeyinin işgal edilmesi ve sömürge idaresinin kurulmasıyla sonuçlanan bu askeri operasyonla, bölgede yaşayan sivil Rumlar öldürüldü, önemli bir kısmı güneye sürüldü.…

SAİT ÇETİNOĞLU: KAPİTALİZMİN AMOK KOŞUSUNA KARŞI MANİFESTO

Sait ÇetinoğluBir Başka Uygarlık için Manifesto’nun devamı ve tamamlayıcısı olarak düşünebileceğimiz Fikret Başkaya’nın Çöküş başlıklı son çalışması,[i] insanlığı rehin alarak içine sürüklendiğimiz açmazlardan, Marxizm’e yeniden vurgu yaparak, çıkış yollarına dair perspektifler sunan, anti kapitalist manifesto ve yeryüzünün lanetlilerine bir enternasyonal çağrısıdır.

7 bölüm ve bu bölümlerdeki tezlerini netleştiren çerçeve açıklama olarak tanımlayabileceğimiz 10 ekten oluşan, Kapitalizmin nihai Krizi Üzerine Bir Deneme alt başlıklı Çöküş, radikal düşünceye hakkını veren bir çalışma olarak, düşünmeye ve ayağa kakmaya bir çağrıdır.…

Silvia Federici ile söyleşi: Yeniden üretim krizi ve yeni “yasadışı” proletaryanın doğuşu

Francesca Coin: 70’lerde, fabrikalardaki birikim sürecinin kadınların bedeninde başladığına işaret ederek ev işini ilk eleştirenlerden biri olmuştunuz. Sonraki yıllarda ne değişti?

Silvia Federici: Ücretsiz emek patlama yaşadı. O zamanlar özel olarak ev işi diye gördüğümüz şey artık tüm topluma nüfuz etmiş durumda. Aslında, kapitalizmin tarihine bakarsak, karşılığı ödenmeyen emeğin çok yaygın olduğunu görürüz.…

Foti Benlisoy: Plebisiter Bonapartizmin sınıfla yaklaşan imtihanı

Foti BenlisoyBir “Pazar yazısını” mesela bir anekdotla açmak, okurun merakını kışkırtmak açısından daha uygun bir yöntem olsa da şefçi rejimin doğasına dair kafa karışıklığı, şu malum “ne yapmalı” sorusunun cevabını kabak tadı verircesine çarpıttığından bu hususta biraz “katır kutur” bir iki hatırlatmayla başlamak en iyisi. Mevcut Bonapartist girişimin rakip hizipler karşısında güç ve meşruiyet devşirme mekanizması, sandıkta ve yaygın kitle seferberliklerinde somutlaşan istikrarlı toplumsal çoğunluktur.…

Foti Benlisoy: Adalet yürüyüşü ve yatay sınıf savaşları

Foti BenlisoyAlt sınıfların siyasete kendi çıkarları adına müdahale etmesini sağlayacak programatik ve örgütsel yığınağın bulunmadığı mevcut koşullarda, istibdat rejiminin kalıcılaşıp kalıcılaşmaması, tek bir sorunun cevabına bağlı görünüyor: Hâkim sınıf, ulusal düzeyde kapitalist üretim ilişkilerine yasal ve kurumsal bir çerçeve sağlayarak sermaye birikimi sürecinin koşullarını düzenleyen devleti “reise” teslim etmeye rıza gösterecek midir, yoksa göstermeyecek midir?…

Foti Benlisoy: “Planları birbirine düşürmek Parisli ile taşralıyı” Gezi’den Firuzağa’ya, nasıl yapmalıyız?

“Ayaklanmalar olmadığı için tehlike olmadığı söylendi. Toplumun yüzeyinde gözle görünür düzensizlikler olmadığı için bir devrimin söz konusu olmadığı söylendi. Efendiler, yanıldığınızı söylememe müsaade edin” diye başlıyordu sözlerine meclis kürsüsündeki Alexis de Tocqueville. Fransız devrimi sırasında giyotinden şans eseri kurtulan aristokratik bir ailenin ahfadı olan ve devrimci bir kalkışmaya dair herhangi bir sempatisi olduğunu asla söyleyemeyeceğimiz ünlü hatip, sözlerine şöyle devam ediyordu: “Efendiler esas kanaatim şudur:   İnanıyorum ki şu anda bir volkanın üzerinde uyuyoruz.…