Soykırımda katledilen Ermeni vekiller ilk kez Meclis gündeminde

Osmanlı Meclisi’nde 1908-1915 yılları arasında milletvekilliği yapmış olan, Nisan-Mayıs 1915’te gözaltına alınarak değişik zaman ve yerlerde öldürülen Ermeni milletvekilleri, TBMM’ye sunulan bir araştırma önergesiyle 101 yıl sonra ilk kez meclis gündemine taşındı. Aralarında Krikor Zohrab, Ohannes Vartkes Serengülyan, Nazaret Dağavaryan, Garabed Paşayan, Onnik Tertsakyan (Arşak Vramyan), Isdepan Çıracıyan ve ayrıca idam edilen Hampartsum Boyacıyan’ın da bulunduğu Ermeni milletvekillerinin öldürülmelerinin nasıl ve kimlerin emriyle gerçekleştiğinin araştırılması için TBMM’ye önerge sunuldu.…

Nami Temeltaş: Kilikya Katliamı Üzerinden 107 Yıl Geçti

“Katliamlardan sonra Adana’da neredeyse Ermeni kalmamış gibiydi. Bir kısmı öldürülmüş, bir kısmı kaçmayı başarmış, kalanlar koyun sürüsü gibi birkaç jandarmanın nezaretine terk edilmişlerdi. Araştırmalar başladığında, bir yanda sevdiklerinin bedenlerine gözyaşı akıtmaktan tükenmiş zavallı insan enkazları, öte yanda kışkırtıcılar, katliam tertipçileri, yağmacılar ve katiller duruyordu. Bu şartlar altında mülki idare ne yaptı?…

Toplumsal yüzleşme şart

Ermeni Soykırımı, aradan yüz yıl geçsede hala kanayan bir yara olmaya devam ediyor. Hamburg’ta düzenlenen panelde soykırım konusunda toplumsal bir yüzleşmenin şart olduğu vurgulandı. Böylesi bir yüzleşmeyi istemeyen ve gündeme getirmeyen bir Ermeniyi ise Türk devletinin sevdiği belirtildi.

24 Nisan’da, İttihat ve Terakki yönetimindeki Osmanlı İmparatorluğu’nun Ermeni halkına yönelik yaptığı soykırım, 101’nci yıldönümüne giriyor.…

Muzaffer Kaya: Ermeni Soykırımı ve Sol Tarih Yazımı Üzerine

Bu oturumda felsefi olmaktan çok tarihsel ve güncel boyutları olan bir tartışma yapacağız. Nejat’ın Menkıbe’de ve diğer yazılarındaki sola ilişkin tartışmaları açmaya çalışacağız. Ben biraz daha geçmişe giderek Nejat’ın Ermeni soykırımı üzerinden solla yaptığı tartışmaya değineceğim ve sol tarih yazımındaki boşluklar üzerinde duracağım. Bu Nejat’ın Paramaz ismini almasıyla alakalı bir şey.…

Halil Erhan: TOPAL OSMAN VE MUHAFIZI DEDEM GENÇ AĞA

Genç Ağa dedem: Babaannemin büyük erkek kardeşi. Türk standartlarına göre değerlendirildiğinde pek görmeye alı­şık olmadığımız bir fizikî yapıda, oldukça uzun boylu, ya­kışıklı, beyaz tenli, göbeği ve fazla yağları olmayan, yumu­şak yüzlü, sevecen sesli, acıma hisleri kuvvetli, konuşurken daima saygılı, sesini hiç yükseltmeyen, “babayiğit” diye ta­nımlanabilen, çevresinde otoritesi hissedilen, saygı duyulan yaşlı bir yayla insanı.…

Sarkis Hatspanian: 100 YILDA 100’LEŞEMEDİĞİNİZ SOYKIRIM SUÇUNA DAİR DURUŞUNUZUN “KABAHATİNİZDEN BÜYÜK” OLDUĞUNU BİLE İDRAK EDEMEYECEK KADAR CAHİL OLAMAZSINIZ !

Sarkis HatspanianDeğerli soydaşım Hovsep Tokat’ı(1) 1993 mayısında Karabağ özgürlük mücadelesinde büyük desteğini edindiğimiz Sivas Zaralı yurtsever bir arkadaşımın cenazesine katılmak için bulunduğum Los Angeles’te tanıdım. 1986 yılında doğup-büyüdüğü toprakları terketmek zorunda kalan yüzbinlerce Ermeni gibi, o da eşi ve iki çocuğuyla göç ettiği bu ellerde hayata sıfırdan başlayarak, insanüstü çabalar harcayıp, hem emeğiyle ayakta durma savaşını, hem de ulusal kimliğine sıkı sıkı sarılarak benliğini yaşatma mücadelesi veren sıradan insanlarımızdandı.…

Osep Tokat: VİRANE KİĞI ÜZERİNE

Osep TokatVirane Kiğı adlı kitabım ile ilgili sayın Haydar Yarkın’ın eleştirel yazısını Kürt Tarihi dergisinin 18. sayısında ve sosyal medya sayfasında bir arkadaşımın uyarısı sonucu gördüm. Bir eserin herkes tarafından beğenilmesinin beklenemeyeceği doğaldır. Ancak tarihi belgelere dayanılarak anlatılmış olayların ve faillerinin kaydedilmiş olması makul düşünen bir kimsede rahatsızlık yaratmamalıdır.

Kitabımda faydalandığım kaynaklar küçümsenmiş ve ikincil derecede kaynaklar olarak nitelendirilmiştir.…

Hovsep Hayreni: YUKARI FIRAT ERMENİLERİ 1915 VE DERSİM – ÖNSÖZ

Bu çalışmanın yaklaşık yüz sayfalık bir bölümünü “Ermeni Kırımları ve Dersim” başlığı altında yıllar önce hazırlamıştım. Başlangıçta doğrudan Dersim’le ilgili az sayıda Ermenice kaynaktan bir derlemeydi yaptığım. Bunların içerdiği tarihsel, etnografik, topografik bilgileri de alarak “Ermeni Kaynaklarında Dersim” genel başlığı altında bir kitap tasarlıyordum. Türkiye’de tarihle yüzleşmeye daha erken bir katkı olması için Çemişgezek ve Çarsancak Erme-nilerinin kırım tanıklıkları ile Dersim’e sığınma öykülerini toparlayınca kitap çalışmasının bitimini beklemeden (2001 yılında) bu tarihsel hafıza bölümünü internet okuyucusuyla paylaştım.…

Tamer Çilingir: SESLER GELİYOR TARİHİN DERİNLİKLERİNDEN DUYUYOR MUSUN?

Hüzün vardı, yarım hikayelerden artakalan sevdalar vardı, inci damlası yaşlar vardı gözlerinde ölüm yürüyüşçüsü Pontoslu Rumların…
Onları doğup büyüdükleri yerlerden başka bir yere doğru yürümeye zorlayan atlılar, son kişi bu ölüm yolculuğunda düşünceye dek, kırbaçları ile işkence ettiler. Düşenlerin, ölenlerin oracıkta bırakılmasını emrettiler, yürüyüşü devam ettirdiler.
Gece ölmek iyiydi, üzerine bir avuç da olsa toprak serilebilir, gündüz akbabalara yem olunmayabilirdi…
Çetelerin saldırıları olmadan tamamlanan yürüyüşler de, “ecel” ile ölmeye değer sayılabilirdi hatta; kurşun ya da süngü darbeleriyle ve tecavüze uğramadan ölmek…

Ondokuz mayıs bindokuzyüzondokuzdan, bindokuzyüzyirmiüçe kadar böyle öldü onbinlerce Pontoslu Rum, sessiz sedasız…

İki metropolitin iki dudağı arasına sıkışmış olan kaderlerini, bağırlarından çıkan yiğit partizanlar da değiştiremedi.…

Sait Çetinoğlu: Mardin’de Katliamlar ve tehcir

Sait ÇetinoğluCephe ile alakası olmayan bu bölgeden gayretli bir şekilde asker toplanır ve tekâlifi harbiye marifetiyle de Hıristiyanların ekonomik gücü kırılmaya ve tüketilmeye çalışılır. Bu sırada idari görevlerde bulunan gayrimüslimler görevlerinden azledilir­ler. Bu gelişmeler Hıristiyanları derin endişelere sevk eder. Hıristiyan ahalinin endişelerini gidermek ve olağanüstü bir duru­mun olmadığını göstermek amacıyla İttihat bir hileye başvurur.…