Ohannes Kılıçdağı: Bir oyalama aracı olarak arşiv ve komisyon

Geçen hafta, Ermeni Soykırımı konuşulurken sık sık gündeme gelen arşiv ve ortak tarih komisyonu konularını tartışmaya başlamıştık. Devam edelim.

Resmî çevreler, “Ermenilerin gizleyecek bir şeyleri” olduğu veya yalan söyledikleri iddiasını desteklemek için, sık sık, Boston’daki Taşnak Partisi arşivine araştırmacıların alınmadığını söylerler. Ben bu arşivde çalışmaya teşebbüs etmedim ama her başvuranın bu arşive alınmadığı da, deneyenler tarafından söyleniyor.…

Sait Çetinoğlu: 1915 Soykırımı Bağlamında Kürt-Ermeni Tarih Muhasebesi

Dostum Hovsep Hayreni’nin çalışmalarını değerlendiren bir sunuş yazmak son derece zordur. Zira O kılı kırk yaran titiz bir araştırmacıdır. Bu bakımdan yazıları üzerinde konuşurken ve yazarken de onun gibi titiz ve özenli olmak gerekir.

Tarihi Ermenistan’da, Ermeni- Kürt – Kızılbaş başta olmak üzere halkların birbirleriyle olan ilişkileri konusunda bir elin parmaklarını geçmeyen araştırmaların yanına Hovsep, kapsamlı, 1915 Soykırımı odaklı yüz yıllık süreci inceleyen, irdeleyen ve yorumlayan bir araştırma eklemiştir.…

Ömer Laçiner: Ecdadımıza Dair

Galiba yirmi yıl kadar önceydi. Çocukluk arkadaşım Nişan’ı aramak için gittiğim Feriköy’deki Sivaslı Ermenilerin de müdavimi olduğu hemşehri kahvesinde çok yaşlı bir Ermeni’nin oturduğu masaya ilişivermiştim. Yan masadaki konuşmalarda bir ara “hamaylı” sözcüğü geçti.(1) İhtiyar birden ilgilendi; “bilirim” dedi, “üç yıl taktım”. Masadakiler “Amca sen Hıristiyansın, nasıl olur?” diye şaşırarak sordular.…

Taner Akçam: Türklük ve tarihle yüzleşme

Siyasetin tarih üzerine konuşma tarzında bir zemin kayması şart. Bu toplum tarih üzerine konuşma tarzını değiştirmedikçe hiçbir sorununu doğru dürüst çözemez.

Tarih üzerine konuşma tarzı iki önemli inançtan besleniyor. Birincisi, 1915’te yaşananların suç teşkil etmediğine inanılıyor. Yani sorun, soykırım kavramında yatmıyor. Bu tamamıyla bir yanılsama… Savunulan şu ki, eğer bir devlet kendisini tehlikede hissediyorsa, vatandaşlarını sürebilir, bu sırada bu vatandaşlardan bir kısmı hayatını kaybederse, bu belki üzülecek bir durumdur ama sonuçta suç olarak görülemez.…

Taner Akçam: Tarihle yüzleşme siyaseti

HDP’nin, “1915 soykırımdır” söyleminden, “hakikat komisyonu kuracağız, o komisyon ne derse onu kabul edeceğiz”, söylemine kayması konusunu tartışıyorum.

İlk söylenecek şey, HDP’nin konumunun gözönüne alınması zorunluluğudur. Sonuçta HDP inkârcı bir deryada küçücük bir adacık gibidir. Bize en azından bu konuyu tartışma imkânı sunuyor. Siyasi eleştiri, HDP’nin inkârcı koalisyon karşısındaki yalnızlığını dikkate almak zorunda.…

Talat Ulusoy: Buyurun, işte belge! (2)

Büyük Millet Meclisi İzmir yanarken “Ermeni malları”nı gündeme alır? Nereden çıkmıştır şimdi bu “Ermeni malları” meselesi?

14/27 Eylül 1922 günü yapılan 102. toplantıda mebusların (milletvekilleri) yaptıkları konuşmalar [italik olanlar], açıkça sergiler meseleyi.

O gün, Maliye Bakanı Hasan Fehmi Bey (Gümüşhane) Meclis’e “Gasp edilen Ermeni mallarının sahiplerine geri verilmesi”ne dair yürürlükte olan (!)…

Ohannes Kılıçdağı: Soykırımın zemini ve ateşleyicisi

Geçen haftaki yazıda, genelde soykırımlara, özelde Ermeni Soykırımı’na, mikro yani bölgeler ve bireyler ölçeğinde mi, yoksa makro yani siyaset, hukuk, ideoloji, uluslararası ilişkiler ölçeğinde mi bakmalı konusunu ele almıştık. “Nereden bakmalı?” sorusunun literatürde genişçe tartışılan bir başka boyutu da zamandır. Yani, soykırıma yol açan sebepleri veya faktörleri tartışırken zamanda ne kadar geriye gitmeliyiz?…

Taner Akçam: Siyasette zemin kayması

HDP, 1915 konusunda “komisyon kuracağız, o ne karar verirse kabul edeceğiz” siyasetini savunmaya başladı. Bu siyaset değişikliğinin iki önemli nedeni var gibi. Birincisi, HDP Tarihle Yüzleşme konusunu fazla düşünmüş değil ve Öcalan’ın Hakikat Komisyonu önerisini her derde deva zannediyor. İkincisi, HDP Tarihle Yüzleşme sorununu, Kürt ve Alevi meselesi gibi kendilerince önemli saydıkları konuların yan unsuru olarak ele alıyor.…

Tamer Çilingir: 19 MAYIS 1919 VE KARADENİZİ KANA BOYAYAN MERKEZ ORDUSU

Mustafa Kemal ve arkadaşlarının 19 Mayıs 1919 tarihinden itibaren Topal Osman, Kel Hasan, Halil Tapanoğlu, Said Tapanoğlu, Mehmet Tataloğlu, Kara Mehmed, Larçınzade Hakkı Bey, Mehmet Tirali, İpsiz Recep gibi çetecilerle görüşüp Pontos Rumlarına yönelik başlattıkları saldırılarda binlerce Rum katledilir. Katledilenlerin çoğunluğu sivil halktır. Çeteler aracılığıyla sürdürülen bu saldırılar Pontos partizan örgütlenmesini zayıflatmadığı gibi tam tersine güçlenmesine sebep olur.…

Erik-Jan Zürcher: Ermeni Soykırımının yüzüncü yılı vesilesiyle

Ermeni Soykırımının yüzüncü yılı vesilesiyle kendisini benim gibi 20. yüzyıl Türkiye tarihçisi olarak gören birisinin konuşması gerekir.

Öncelikle, bunun etik ve ahlâki sebepleri var. Geç dönem Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye tarihçilerinin özel bir sorumlulukları var. Öğrenci ve daha sonrasında genç bir üniversite hocası olduğum 1970’ler ve 80’lerdeki gibi 1915’te ne olduğunu neredeyse hiç bilmediğimiz bir durumun sürmesine izin veremeyiz – kaldı ki soykırım bizim akademik alanımızın dışında yaklaşık elli yıldır bir tarihsel araştırma konusudur.…