Osmanlı İmparatorluğu çok uluslu bir yapıya sahipti. Devlet sınırları içinde yaşayan farklı inanç ve etnik kökene sahip topluluklara karşı büyük bir hoşgörü ve eşit haklar temelinde yaklaşıldığı yönündeki propagandalar büyük bir yalandır. Benzeri çok uluslu devletler gibi Osmanlı da, bir halklar hapishanesi konumundaydı. Bu basit gerçeği görmek için, Muslüman olmayan topluluklara ve Alevilere karşı izlenen ayrımcı ve aşağılayıcı politikalara bakmak yeterlidir.…
Kategori: Soykırım
Remzi Budancir: ‘Ermeni Gölü’nden 103 yıl sonra hala insan kemikleri çıkıyor
Bugün bir milyonu aşkın Ermeni’nin öldürüldüğü, milyonlarcasının tehcire tabi tutulduğu büyük katliamın yıldönümü. Ermenileri bütün izleriyle yok etmeyi hedefleyen katliam bazen yaşanan yere adını vererek, bazen saklanarak hayatta kalanların hafızalarında, bazen de kuşaktan kuşağa aktarılan anılarda canlılığını korumaya devam ediyor. Ermenilerin kimlikleri coğrafyadan silinse de yaşanan acı ve trajedinin izleri kalıcı oldu.…
Serekaniye’de 24 Nisan soykırım anması: “Soykırım içimizdeki hakikati öldüremedi”
Ermeni Soykırımı’nın 103. yıldönümünde soykırımı lanetlemek ve katledilenleri anmak için Rojava’nın Cizire Kantonu’na bağlı Serekaniye bölgesinde bulunan Ermeni Ortadoks Kilisesi’nde anma etkinliği düzenlendi.
Ermeni halkından ve TKP/ML’den katılımcıların oluşturduğu komitenin düzenlediği anma etkinliği, çeşitli kurumlardan ve milliyetlerden insanların katılımıyla gerçekleşti. Etkinliğin yapıldığı kilisenin duvarlarına Ermeni komünist ve devrimcilerden Nubar Ozanyan, Armenak Bakır, Manuel Demir, Nubar Yalım, Hayrabet Honca, Hrant Dink, Monte Melkonyan ve Leonid Azgaldyan’ın posterleri asıldı.…
Füsun Erdoğan: ‘Bazı yaralar zamanla iyileşmez!’
Ermeni Soykırımına ithafen söylenmiş bir söz bu… Ve bu sözün gerçek yaşamdaki karşılığını anlayabilmek için, ya bu acıların içinden geçerek hayata tutunmuş birinin yaşadıklarını anlatırken yüzüne çöken derin acı ve korkuya şahit olmalı… Ya da halkına yaşatılan acıların öyküleriyle büyümüş biriyle yüzleşmeli; gözlerine çöken acı ve öfkeyi hissetmeli… İnsan ancak o zaman soykırımın insanlık için nasıl bir onulmaz yara olduğunu anlayabiliyor.…
Nevzat Onaran: 1915 bir daha olur!
Osmanlı’nın dağıldığı bir süreçte Ermeniler, modern Türk kimliğinin ve ulus devlet inşasının önünde engel olarak görüldükleri için soykırıma maruz kaldı. Nüfusun yüzde 20’sine tekabül eden Hıristiyan ve Museviler tasfiye edildi, geri kalanlar ise kovuldu. Böylelikle Anadolu’nun İslamlaşması ve Türkleşmesi tamamlanmıştı. 1914-1923 yılları arasında Hıristiyanların temizlenmesinde yedeklenen Kürtler, 1920’lerin başından itibaren hedef haline getirildi.…
TKP/ML TIKKO Rojava Komutanlığı: “Toprak ve su kadar gerçek olan soykırımın hesabı er ya da geç verilecek!”
103 yıldır unutulmayan Ermeni Soykırımı’nı lanetliyoruz!
Aradan 103 yıl geçti. 103 yıl geride kaldı. Yaşanan Ermeni soykırımı unutulmadı, acıları yok olmadı. Kapanmayan toplumsal bir yara olarak günümüze dek yaşanmaya devam ediyor. Kadın, erkek, çocuk, genç, yaşlı insan bedenleri Der-zor, Mergede, Endivar, Şedade, Serekaniye’de yani Suriye’nin, Rojava’nın çöllerinde kum taneciklerine dönüştü. Ancak soykırım anıları toz olup uçmadı.…
Kasım Engin: Medz Yeghern’inden Efrîn jenosidine
“Soykırım, ırk, canlı türü, siyasal görüş, din, sosyal durum ya da başka herhangi bir ayırıcı özellikleri ile diğerlerinden ayırt edici bir biçimde yok edilmeleridir.”
1948’de Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun Engellenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’nde (SSECS) soykırımın hukuksal bir tanımı bulunmaktadır. Sözleşmenin 2. maddesi soykırımı: “Ulusal, etnik, ırksal ve dinsel bir grubun bütününün ya da bir bölümünün yok edilmesi niyetiyle girişilen şu hareketlerden herhangi biridir: Grubun üyelerinin öldürülmesi; grubun üyelerine ciddi bedensel ya da zihinsel hasar verilmesi; grubun yaşam koşullarının bunun grubun bütününe ya da bir kısmına getireceği fiziksel yıkım hesaplanarak kasti olarak bozulması; grup içinde doğumları engelleyecek yöntemlerin uygulanması ve çocukların zorla bir gruptan alınıp bir diğerine verilmesi.”…
Serdar Korucu: Doğu Ekspresi Hattında Ermeni Soykırımı
Türkiye’nin başkenti Ankara’dan yola çıkan ve hala kapalı olan doğu sınırı Ermenistan’ın yanı başındaki Kars’a kadar giden Doğu Ekspresi, kış mevsimi ile birlikte fotoğraf sanatçıları, üniversite öğrencileri ile yürüyüş ve dağcılık gruplarının ilgi odağı.
Ankara’dan yola çıkan tren sırasıyla, Kayseri, Sivas, Erzincan ve Erzurum’dan geçerek Kars’a varıyor. Sosyal paylaşım platformlarında bu hatta çekilen fotoğraflar, bloglarda bu seyahatte alınan notlar merak uyandırıyor.…
Ermeni Soykırımının Tanınması İçin Kanun Teklifi
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Garo Paylan, TBMM’ye “Ermeni Soykırımı’nın Tanınması”, “Soykırım Faillerinin İsimlerinin Kamusal Alandan Kaldırılması” ve “Türk Vatandaşlığı Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına” Dair Kanun Teklifi sundu.
Kanun teklifinin genel gerekçesinde Osmanlı İmparatorluğu’nda, 1914 nüfus sayımına göre yaklaşık iki milyon Ermeni yaşadığı, 1915 yılında, 23 Nisan’ı 24 Nisan’a bağlayan gece İstanbul’da, aralarında mebusların, yazarların olduğu 250’ye yakın Ermeni aydının tutuklandığı belirtiliyor.…
Güley Bor: Toplumsal Travmayı Belgelemek: Êzidîler ve Soykırım
Mayıs 2017’de yayımlanan bir çalışmaya göre 3 Ağustos 2014 ve devamında IŞİD’in Şengal’de gerçekleştirdiği soykırım sonucu 10 bin Êzidî [1] ya infaz ya da açlık ve susuzluktan hayatını kaybetmiş, 6 bin 500 kadın ve kız çocuğu kaçırılmıştı [2]. 2 bin 500 kadının hala esaret altında olduğu düşünülüyordu [3]. O dönemde Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin, şu an ise Irak Federal Devleti’nin kontrolü altında bulunan Şengal’de yaşayan Êzidîler soykırıma uğramış ve bütün dünya izlemişti.…