Serdar Korucu: Antep’te “Kilise Olarak Yapılan Cami”: Kurtuluş Camii

Antep’in Şahinbey ilçesi, Tepebaşı Mahallesi’nde bulunan “Kurtuluş Camii” adından da anlaşılabileceği gibi tarihi bir cami değil. “Kurtuluş” adını taşıyan pek çok mahalle, cadde, sokak ya da yapı gibi kimliği değiştirilmişlerden, “kurtarılarak” geçmişi unutturulmaya çalışılanlardan biri sadece.

“Kurtuluş Camii”nin gerçek adı Surp Asdvadzadzin Kilisesi. Yani aslında bir Ermeni Apostolik Kilisesi. Planı İstanbul’daki yapıları ile ünlü Balyan ailesinden Sarkis Bey’e ait olan kilisenin inşası 1892-1893 yılında tamamlandı.…

Sait Çetinoğlu: Gayrimüslim Cemaat Vakıfları: Müsaderenin Son Nesnesi

Sait ÇetinoğluTürkiye’deki Gayrimüslim vakıfları dağ gibi yığılmış sorunlarla yüz yüzedir. Bu sorunlar, Gayrimüslimlerin huzursuz edilmelerinin, sindirilmelerinin ve kovulmalarının sistemli bir parçasıdır. Yargıtay hukuk genel Kurulunun  1974 tarihli kararında Gayrimüslim TC vatandaşlarının Türk olmayanlar olarak değerlendirmiş Gayrimüslim cemaat vakıflarını da yabancı vakıflar olarak algılayarak mütekabiliyet şartı aramıştır. Yakın zamanda da hukukçu Cumhurbaşkanı, Vakıflar Yasasını iptal gerekçesinde aynı argümanları kullanarak bu algıyı perçinler.…

Dikran Kaligian: Meşrutiyet döneminde Ermeni Devrimci Federasyonu ile İttihat ve Terakki Cemiyeti arasındaki ilişkiler

Ermeni Devrimci Federasyonu (ARF veya Taşnaksutyun) ve Hınçak Partisi, Türk muhalif gruplarla 1900’de Paris’te diyaloga girdiler ve 1902’deki Osmanlı Muhalif Güçleri Birinci Kongresi’nde yer aldılar. 1907’nin sonunda, Osmanlı Muhalif Güçleri İkinci Kongresi, vergi ödememek, propaganda yapmak ve gerekirse silahlı direniş dahil çok daha radikal yollardan Sultan’ı devirme ve Osmanlı anayasasını yeniden yürürlüğe koyma kararı aldı.…

Ümit İzmen: Türkiye’de Sermaye Birikiminin Kaynakları

Thomas Piketty’nin şu meşhur Yirmi Birinci Yüzyılda Kapital başlıklı kitabındaki sermaye birikiminin tarihsel gelişimi üzerine gözlemleri kafamda bir dizi soru oluşmasına neden oldu.

Piketty, 1700’lerden günümüze sermayenin yani servet birikiminin gelişimini bugünün bazı gelişmiş ülkelerinden yola çıkarak detaylı biçimde inceliyor. Bu tarihsel veriden şöyle bir sonuç çıkıyor: Hemen tüm ülkelerde, toplam servet bir yılda elde edilen gelirler toplamının 6-7 katı.…

Sofia Agopyan: 20. yüzyıla kadar kısa Sasun tarihi

Sasun ismi, Ermenice kaynaklarda Sasun ,Sanasunk, Sasna Ergir (Saun ülkesi), Sasna dun (Sasun hanesi), Arapça kaynaklarda ise Sanasin, al-Sanasana olarak geçiyor.

Kendi zaferlerini anlatan Urartu kralı Menua , çivi yazıda kendi işgal altındaki toprakları saydığında Sasun’u “şaşnu” olarak yazıyor. Sasun ismi, M.Ö. VIII. yüzyılda ise Asur kralı Tiglatpalasar’ın çivi yazıtlarında “sassu” olarak geçiyor.…

Sait Çetinoğlu: Savaşı Kaybetmeden Yenilgiye Uğrayanların Trajik Tarihine Dair

Sait Çetinoğlu“…Rum komünistlerinin, sınıf benliğini idrak etmiş Rum işçilerinin vazifesi, arkadaşlarını aydınlatmak, onlara hakiki dost ve düşmanlarını, belli kurtuluş yolunu göstermektir. Memnun olmalıyız ki, bu arkadaşlarımız, hem Türkiye’de hem de Yunanistan’da, bu vazifelerini muvaffakiyetle yapmaktadırlar. Bugün hiç kimsenin inkar edemeyeceği, bir haki­kattir ki, Yunan işçisi ordularının bozgunluğu­nun hakiki, sebeplerinden birisi, Yunan Komü­nist arkadaşlarımızın Yunan ordusu içinde harp aleyhinde yaptıkları propagandadır… Emin olunuz ki, Türk işçi yoldaşlar, Türk ve Müslüman olmayan bu Yunan Komü­nistlerinin Türk işçilerine,fakir halkına, Harb-i Umumî içinde, zavallı halka ekmek yerine çamur yedirerek karınlarını ve kasalarını  şişiren Türk ve Müslüman tüccar mebuslardan ve bütün harp zenginlerinden ve ordu müteahhitlerinden elbet daha çok faydası dokunmuştur…”[i]

Kanal D televizyon kanalında Vatanım Sensin başlıklı dizi halinde yayınlanan Türk –Yunan savaşının işlendiği ve hayli yüksek bir reytinge ulaşan, hatta okullarda çocuklara ödev olarak verilen dizi Türk –Yunan savaşını tekrar gündeme taşımıştır.…

Rehan Nişanyan: Kucaklaşma ve Veda: 29 Mayıs 1453’ü Hatırlamak

29 Mayıs’ta İstanbul’un fethinin 564’üncü yıldönümü coşku, sevinç ve gururla kutlanırken birçokları da üzüntü ile anacak aynı tarihsel olayı.  Birlikte çalıştığım Yunanlı-Kanadalı bir bayan bir 29 Mayıs günü “Biz bu günü hiç unutmayız” demişti, hala  matem tutar gibi.  29 Mayıs 1453’te İstanbul “İslam’la kucaklaşırken” binlerce eski Bolis’li şehre ebediyen veda etmişti. …

Efe Beşler: Ermeniler İzmir’e nasıl geldi?

Bugünlerde İzmir denilince ilk akla gelenler özgürlük, laik yaşam biçimi ve cumhuriyet aşkıyla yanıp tutuşan insanların kenti oluyor. Halbuki İzmir’in (Smyrna) geçmişte kozmopolit bir şehir olduğu, bugün talep edilen çoğulculuğun bu kentte yıllarca sürdüğü hafızlarda canlanmıyor her nedense. Geçmişe yolculuk yapılırsa, özellikle de 1922 öncesine, Türklerin dışında çoğunlukla Rumların, Levantenlerin yaşadığı bir kent akla gelir.…

Talât Ulusoy: İTTİHATÇI SOYKIRIMCI KURTULUŞ

Her “24 Nisan”da hep aynı kalıba dökülmüş ifadeler: “Biz öyle şey yapmayız!” ya da “Ama onlar da bize yaptı!” Kesmedi mi, at topu tarihçi(!)lere: “Tarihi tarihçilere bırakalım, siyasetçiler değil, tarihi belgeler konuşsun!!!”

Ne bekliyorsun, konuştursana!

Öyle ya, pek çok belge imha edilmiştir, ya da İttihatçı devlet tapınağının kozmik odalarında kilit kilit üstüne saklıdır.…

Selim Deringil: Ermeni Yetimlerin Asimilasyonu: Antura Yetimhanesi

Ermeni YetimlerErmeni Soykırımı’nın en az bilinen boyutlarından biri tehcir ve katliamların sonucu yetim kalan Ermeni çocuklarının akıbetidir. Bunların bir kısmı Müslüman ailelere dağıtılmış, genç kadın ve kızların bir kısmı Müslümanlarla “evlendirilmiş”, hemen hepsi zorla Müslüman edilerek Ermeni kimliklerini unutmaları sağlanmıştır.

Sayıları konusunda kesin bir şey söylemek imkânsızdır, ancak bazı kaynaklar 200.000 civarında bu tür Müslümanlaştırılmış Ermeni yetimden söz etmektedir.…