Taner Akçam: Dersim ve tarihle yüzleşmek

15 Kasım 1937 Seyit Rıza ve diğer Dersim ileri gelenlerinin idam edilişlerinin tarihi. Onların idamı, 37/38 Dersim Katliamı’nın önemli bir simgesi. Bugün, Seyit Rıza ve diğer idam edilenlerin mezar yerleri hâlâ bilinmiyor. Dersim idamlarından hareketle, Türkiye’de tarihle yüzleşme sorunları üzerine yedi tez ileri sürmek istedim.

Tez bir: Tarihte yaşanmış acı bir olay üzerine konuşmak gerekmez, bir yarayı kaşımanın hem bir anlamı yoktur hem de kimseye faydası olmaz.…

Attila Tuygan: BUGÜNKÜ AZERBAYCAN-ERMENİSTAN SAVAŞININ KÖKLERİ

Bugünkü Azeri-Ermeni ihtilafının kökü ta 1. Dünya Savaşı’nın sonunda, Transkafkasya’da Bakü’nün Türk kuvvetlerince işgal edilip, oradaki Ermeni nüfusun üç gün süren bir dizi kıyımla katledilmesine kadar uzanır. Bu kıyımlar Ermeni Soykırımı’nın baş mimarlarından Behaeddin Şakir’in Eylül 1918’de Bakü emniyet müdürlüğü sırasında yaşanmıştır. Bu kıyımlar sırasında Teşkilat-ı Mahsusacılar ve yerel Azeriler altı ay önce Ermenilerce öldürüldükleri öne sürülen Azerilerin öcünün alınması gerekçesiyle, üç gün üç gece boyunca tahminen 25.000 savunmasız Ermeni’yi katletmişlerdi.…

Şaban İba: Osmanlı’da yağma ve linç kültürü

Diğer dinlerin aksine İslamiyet, “bir yönetim biçimi, bir toplum ve devlet düzeni” olarak ortaya çıktı ve başından beri din ve devlet, bir bütün olarak algılandı. Bu nedenle Müslüman inancının yayılmasıyla güçlenen bir imparatorluğun doğuşuna paralel olarak İslamiyet yükseldi. Müslümanlar için devlet, ilahi adaletin buyurduğu bir gereklilik olarak İslam’ı savunan, koruyan, yayan ve dini kuralları uygulamaya yarayan bir aygıt oldu.…

Ragıp Zarakolu: Ermenistan’ın Kıbrıs’ı Artsagh Cumhuriyeti

Ragıp Zarakolu: Ermenistan’ın Kıbrıs’ı Artsagh CumhuriyetiAnkara kendine hak gördüğünü Erivan’a hak görmüyor! Üstelik Kıbrıs’ta çoğunluk Rumlar, Karabağ/Artsagh’da Ermeniler çoğunlukta iken. Türkiye’de iki ülkücü liderin de ölümü karanlık. Alpaslan Türkeş’i ve Muhsin Yazıcıoğlu’nu kastediyorum. Bu karanlık ölümlere Özal’ın ölümü de eklenebilir. Özal ansızın öldüğünde, farklı Kürt partilerinin de destek verdiği çözüm süreci başlamıştı ve herkes ümitli idi.…

Marta Sömek: Doğu Süryanileri ve 1924 Hakkari Sürgünü

İsa’yı ilk kabul eden halk olan Süryaniler, Doğu ve Batı Süryanileri olmak üzere ikiye ayrılır. Süryaniler İsa Peygamber’e Mesih; yani kurtarıcı derler, aynı zamanda tanrının oğlu olarak da kabul ederler. Kiliselerinin farklarını birbirinden ayırmak için zamanla Nasturi, Keldani, Maruni, Melkit gibi topluluklara bölünürler. Kadıköy Konsili’nde Doğu Süryani Patriği Nestorius ise, İsa’nın salt insan olduğu, tanrının bölünemeyeceği ve bu sebeple de ortak sonsuzluğa sahip olmadıkları görüşünü savunur.…

Hovsep Hayreni: KAFKASYA’NIN DERSİM’İ DAĞLIK KARABAĞ VE YÜZ YILLIK ERMENİ-AZERİ UYUŞMAZLIĞI – 6. Bölüm

Şantaj siyasetine Moskova’nın verdiği prim; Kars-Ardahan ve Nahçıvan Türk dostluğuna feda edildi… Dağlık Karabağ’ı Ermenistan’a bağlayan karar bir gecede darbeci şekilde tersine çevrildi… İki yılda on kongre gerçekleştiren ve kendi kaderine sahip çıkmanın en etkili örneğini veren bir halka, o iradenin tam karşıtı bir şeyi referandumsuz dayatmak kendi kaderini tayin hakkının hoyratça bir ihlâliydi.…

Ayşe Hür: 1934 Trakya Olayları

İki dünya savaşı arasındaki yıllar, insanlık tarihi açısından çok karanlık yıllardır. Yaklaşık 30 yıl süren bu dönemde, dünyada ciddi bir demokrasi krizi yaşanmış, 1920’lerde dünya yüzünde 35 anayasal ve seçilmiş hükümet varken bu sayı 1938’de 17’ye düşmüş, 1944’te ise tüm dünyadaki 64 ülkenin ancak 12’si anayasal bir demokrasi ile yönetilir olmuştu.…

Ragıp Zarakolu: 100. yıl anısına ‘Emperyalizme Karşı Cihad’

TUSTAV, Türkiye solunun tarihi köklerine ilişkin belgelere dayalı çok değerli kitap ve araştırmaları yayımlamaya devam ediyor. Bu çalışmalar sırasında farklı siyasal bakışı olan araştırmacıların işbirliği sağlamasını da önemli buluyorum. Ve kitaplar sadece Türkiye solunun değil Türkiye Cumhuriyetinin de kuruluş dönemini kavramamıza olanak sağlıyor. Bunlardan biri de Ağustos ayında yayımlanan Yavuz Aslan’ın “Şark Şurası ve Şark İli Mecmuası” adlı kitabı.…

Hovsep Hayreni: Kafkasya’nın Dersim’i Dağlık Karabağ ve yüzyıllık Ermeni-Azeri uyuşmazlığı – 5

1920 yılı sonuna doğru Ermenistan’ı Sovyetleştiren Kızıl Ordu müdahalesi, Türk ordusunun Ermenistan işgalini bir noktadan sonra durdurmuş oluyordu. Fakat Moskova’nın bu önleyici hamlesi Ankara’yla dostluktan vazgeçme anlamına gelmediği gibi, o dostluğun devamı da yine Ermeni halkının payından verilen toprak tavizleriyle sağlanacaktı. Bunun 16 Mart 1921 tarihli Moskova Antlaşması’nda görülen birinci sonucu, Türk ordusunun son işgal eylemiyle Ermenistan’dan gasp etmiş olduğu Kars şehri ve geniş çevresinin kalıcı şekilde Türkiye’ye bırakılması oluyordu.…

Hovsep Hayreni: Kafkasya’nın Dersim’i Dağlık Karabağ ve yüz yıllık Ermeni-Azeri uyuşmazlığı – 4

Kafkasya’da tartışmalı bölgelerin kaderine batıda yaşanan gelişmeler ve Türk-Sovyet ilişkileri büyük etki yaptığı için, Dağlık Karabağ’a dönmeden bunları gözden geçirmeyi tamamlamak gerekir. Geçen bölümün sonunda 10 Ağustos 1920 tarihli Sevr Antlaşması’na değinmiştik. Hatırlatmakta yarar var ki, bu antlaşmanın öngördüğü Batı Ermenistan, kaba hatlarıyla daha önce Sovyet Rusya’nın tanımış olduğu “Türk Ermenistan’ı” ile aynıydı.…