Ayhan Aktar: Tekinalp

Munis [Moiz Kohen] Tekinalp 1883 yılında Serez’de doğmuştur. 1900’lerin başlarında Selanik’te Asır gazetesinde yazı hayatına başlamıştır.1908 sonrasında Moiz Kohen’in hayatı yeni bir ivme kazanır. İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne giren ve Tekinalp ismini benimseyen Moiz Kohen, Osmanlı Musevileri arasında Türkçe kullanımı konularında yazılar yazmış ve konferanslar vermiştir. Selanik’te çıkan İttihatçı gazetelerde yazılar yazan Tekinalp, 1910 yılından sonra Ziya Gökalp’in Selanik’te oluşturduğu Genç Kalemler grubuna katılır.…

Ayhan Aktar: Hem tehcir hem soykırım

TUNCA ÖĞRETEN: 1915 öncesindeki Osmanlı nüfus sayımlarına göre, bir milyon 290 bin Ermeni yaşıyordu. 1927 nüfus sayımındaysa bu sayı 100 bin olarak karşımıza çıkıyor. Bu kadar Ermeni’ye ne oldu?

Ayhan Aktar: Resmi görüşe göre, bu insanlar tehcir edildiler. Bu esnada kötü yol şartları, açlık, salgın hastalıklar ve bir takım eşkıya çetelerinden ötürü de birçoğu telef oldu.…

Ayhan Aktar: Ama biz de Çanakkale’de öldük!

2015 yılı, ‘devletlû’ takımı açısından zor geçecek. Ermeni soykırımının tanınması için yapılan baskılar artacaktır. Baskılara karşı direnmek için de ‘acıların yarıştırılması’ yöntemi devreye sokuluyor. 2015’te dünya kamuoyuna ve Ermenilere şu söylenecek: “I. Dünya Savaşı hepimiz için acılarla doludur. Evet, Ermenilerin başına kötü şeyler gelmiş olabilir, ama biz de çok çektik.

Ayhan Aktar: ‘Askeri kırdıran Enver Paşa’: 100. yılında Sarıkamış’ı anmak

Bundan tam 100 yıl önce, Sarıkamış’ta bir insanlık dramı yaşandı. Her yıl olduğu gibi, bu yıl da Sarıkamış felaketi yine bir ‘kahramanlık destanı’ veya ‘vatan savunması’ lakırdılarıyla ve militarist bir üslupla anılacaktır. Geçen yıl, Erzurum Valisi Ahmet Altıparmak Sarıkamış’ta şunları söylüyordu: “Türkü, Arabı, Kürdü, Çerkesi her kesimden insanın tek bir amacı vardı, buraya gelerek düşmana karşı bu toprakları korumaktı… bu topraklarda mücadele edenlerin tek amacı Türkiye Cumhuriyeti’nin bütünlüğüne kasteden düşmanlardan kurtarmaktı… Bayrak inmesin, ezan dinmesin diye verilen bu mücadeleyi dinlerken tüylerimiz diken diken oluyor… Hafızası olmayan bir milletin geleceği olamaz.”…

Bina Türkleşti arz ederim!..

Gayrimüslimler üzerine önemli çalışmalarıyla bilinen siyaset bilimi profesörü Ayhan Aktar’la Cumhuriyet boyunca azınlıkların nasıl “azaltıldığını”, Varlık Vergisi’ni, milli burjuvazi yaratma çabalarını konuştuk. Bilgi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde dersler veren Aktar’a göre gayrimüslimlere hep “Yok olsalar ne iyi olur” diye bakıldı.

Tuğba Tekerek: Cumhuriyet’le birlikte ülkede gayrimüslimlerin oranı nereden nereye geldi?

Osmanlı 1906 nüfus sayımına göre bugünkü Türkiye sınırları içinde kalan vilayetlerin yüzde 20’si gayrimüslimdi.…

Ayhan Aktar: Zilciyan’ın zilleri…

1991 yılında Varlık Vergisi üzerinde çalışmaya başladığım zaman, etrafta dişe dokunur bir çalışma yoktu. 1942 – 43 yıllarında uygulanmış olan Varlık Vergisi sadece iktisadi değil; siyasi ve kültürel bakımlardan da önemli bir uygulama olarak karşımıza çıkıyordu. Resmî amacı “savaş şartlarında elde edilen olağanüstü kazançları vergilendirmek” olan Varlık Vergisi’nin, kısa zamanda gayrımüslim tüccarı piyasadan silmek için geliştirilmiş bir iktisadi tedbir olduğu anlaşılmıştı.…