Eren Keskin: Soykırım ve resmi tarih…

Yüzyılın en büyük suçunun 100’cü yıldönümündeyiz.

1915 soykırımını gerçekleştiren Türk-İslam Sentezci İttihatçı resmi ideolojiye inananlar tarafından kurulan Türkiye Cumhuriyeti, bu büyük suçu hala kabullenmiyor.

Söz konusu olan resmi ideoloji, coğrafyamızda yaşayan kimlikleri öylesine belirlemiş ki, sağcısıyla solucusuyla herkes aynı kaynaktan beslenmiş.

Ve hiç, “yan çizmeye” gerek yok.

Bu soykırım suçuna tüm toplum da ortak olmuş.…

Eren Keskin: AİHM’in sınavı…

Geçtiğimiz hafta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) önemli bir dava görüldü. Kamuoyunda, Doğu Perinçek “davası” olarak bilinen, bu davada İnsan Hakları Derneği, Adalet Hakikat ve Hafıza Merkezi ve Toronto merkezli Uluslararası Soykırım ve İnsan Hakları Çalışmaları Enstitüsü ile birlikte müdahil olma talebinde bulunduk. Bu talebimiz AİHM tarafından kabul edildi.

Yani biz bu davada, Doğu Perinçek’in karşısında yer aldık.…

Eren Keskin: Acımasızca ve fütursuzca…

Bu yazının yazıldığı gün, Hrant Dink’in katledildiği günün 8. yıldönümü…

Hrant Dink, toplumun yüzyıl geciken sorgulamasını bir Ermeni aydını olarak, mecbur kalıp hatırlatması nedeniyle katledildi.

Çünkü bu toplum, unutmaya ve kabullenmeye şartlandırılmış bir toplum; aynı zamanda suçun da ortağı…

Evet, Türkiye Cumhuriyeti devleti büyük bir insanlık suçu üzerine kuruldu. 1915 soykırımını planlayan ve gerçekleştiren zihniyet, Türkiye Cumhuriyeti’nin de kurucusu oldu.…

EREN KESKİN: Kurucu darbe!

Üzerinde yaşadığımız coğrafyada, “Türk ve Sünni Müslüman bir devlet” kurmak adına, öyle büyük suçlar işlendi ki saymakla bitmez. TC, ‘en büyük suçu’ yani, soykırım suçunu gerçekleştiren zihniyet tarafından kuruldu. Bu nedenle de 1923 yılı, Türk ve Sünni Müslüman kimlikleri dışında kalan tüm etnik ve dinsel kimliklere yönelik bir darbenin yıldönümüdür.

Eski katliamcı, yok sayıcı, yok edici bir geçmişi devam ettiren bir darbe!…

Eren Keskin: 6-7 Eylül 1955… Hiçbir sey Degismedi!

Cografyamizda yerlesik yalan, kirli ve kanli tarihin en acili günlerinden birinin yildönümündeyiz. 6-7 Eylül 1955 tarihinde Istanbul’da Hiristiyan ve Musevi yurttaslarimiza, onlarin canlarina, mallarina yönelik irkçi bir kalkisma yasandi. “Gizli bir el” bir anda yarattigi yalan bir haberle kitleleri harekete geçirdi. Kitleler, kendilerine dayatilan yalan tarihi hiç sorgulamadan irkçi dürtüleri ile saldiriya geçtiler.…

Eren Keskin: 1915 Soykırımı’yla yüzleşmek…

100. yıla 1 kala, bir kez daha 24 Nisan’da Ermeni Soykırımı’nı anacağız.

Çok geç kaldık bu anmalara…

Bu kadar geç kaldığımız için, Soykırım suçundan, hepimizin pay sahibi olduğunu düşünüyorum.

İttihatçı zihniyet, coğrafyamızda yaşayan tüm siyaset tarzlarını, tüm kimlikleri, öylesine etkilemiş, öylesine hapsetmiş ki, düşünme gücümüzü de teslim almış adeta!

Birinci ve en büyük yanlış, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluşunun, “bir kopuş ya da devrim” olduğuna inanılması olmuş.…